Borçla yaşamak: Küresel ekonominin yeni normali mi?
Dünya ekonomisinin kalp atışları artık borçla atıyor. Kamu maliyesi disiplininden uzaklaşan büyük ekonomilerle birlikte borçlanma oranlarında tarihi zirveler konuşuluyor. Artan bütçe açıkları, yavaşlayan büyüme ve yaşlanan nüfus; borç ekonomisinin temel taşlarını oluşturuyor. ABD’den Japonya’ya, Türkiye’den Avrupa’ya uzanan geniş bir coğrafyada kamu maliyesinin geleceği sorgulanıyor.
Amerika’da borcun yeni adı: "Big Beautiful Bill"
Trump’ın ikinci döneminde Kongre’ye sunduğu “Big Beautiful Bill”, vergilerde indirimi merkezine alıyor. Ancak vergi gelirlerinin azalması, zaten yüksek seyreden federal bütçe açığını daha da derinleştirecek. Birçok kurumun yaptığı tahminlere göre ABD’de federal borç stoku önümüzdeki yıllarda GSYH’nin %130’unu aşabilir.
Gümrük vergileri aracılığıyla ithalatı pahalılaştıran politikalar, tüketici fiyatlarını yukarı çekiyor. Bu da Fed’in enflasyon karşısında temkinli duruşunu sürdürüyor; olası faiz indirimlerini öteliyor. Sonuç? Tahvil faizleri yüksek kalıyor, bu da federal bütçede faiz ödemelerinin toplam harcamalar içindeki payını rekor seviyelere çıkarıyor. Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan AAA notunu kaybeden ABD için bu borçlanma maliyetlerinin daha da artması anlamına geliyor.
Japonya: Azalan nüfus, artan yük
Japonya için borçlanma yeni değil, ama büyüyen sosyal güvenlik yükü sistemin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Çalışan nüfusun azalması, emeklilik sistemine yapılan transferleri artırırken vergi tabanı daralıyor. Kamu borcu GSYH’nin %250’sine ulaşmış durumda. Faizlerin uzun süredir düşük seyretmesi bu yükü yönetilebilir kıldı; ancak Japonya Merkez Bankası’nın faiz artış politikasına başlamasıyla beraber Japon hazinesi borcun yükünü artan faiz ödemeleriyle birlikte çok daha fazla hissedecek. Ayrıca bu kırılgan yapı, olası küresel faiz şoklarında hızla sarsılabilir.
Türkiye: Borç yiğidin kamçısı mıdır?
Türkiye’de borcun milli gelire oranı düşük olmakla beraber arka tarafta yüksek bir bütçe açığı sorunu var. Bu sorununun ana kaynağı ise yapısal:
- Erken emeklilik sistemine dayanan sosyal güvenlik yapısı,
- Artan sağlık harcamaları,
- Vergi tabanının dar, kayıt dışılığın yüksek olması
- Enflasyonun artırdığı finansal riskler ve faiz yükü
Bu sorunlarla birlikte kamunun borçlanma faizleri %45-50 bandına yerleşirken, faiz ödemeleri merkezi yönetim bütçesinin en hızlı artan kalemi haline geldi. 2025 yılında bütçeden faize giden pay, personel giderleri ve cari harcamalardan sonra en yüksek 3. Gider kalemi oldu. Faize ödenen para yatırım giderlerinin üstüne çıktı.
Yeni gerçek: Büyümeden çok borç
Bugün küresel ekonomi, büyüme üzerinden değil, borç üzerinden dönüyor. Devletler ekonomik daralmaları borçla telafi etmeye çalışıyor. Ancak bu strateji, faiz oranlarının kalıcı şekilde yüksek olduğu bir döneme girmişken sürdürülebilir değil. “Borçla büyüme” mottosu artık “borçla ayakta kalma” mücadelesine dönmüş durumda.
Türkiye açısından çözüm, sadece mali disiplin değil; vergi reformu, sosyal güvenlikte aktüeryal denge ve sağlık sisteminde sürdürülebilir finansman modelleriyle mümkün. Bunun yanı sıra enflasyonda düşüşün sağlanması da borçlanma maliyetleri açısından kritik. Aksi takdirde, faize giden pay her geçen gün ülkenin kalkınma potansiyelini aşındıracak.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.