Dataya bağımlı olmak

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Pandemi sonrasındaki sürecin geçmiş para ve maliye politikası davranışlarını değiştirdiği gerçeği kadar fiyatlamalar üzerindeki farklılaşma etkilerini de iki seneden uzun bir süredir konuşuyor ve sıklıkla da geriye dönüp hatırlıyoruz. Muhtemelen her anlamda yapısal değişiklik süreci içerisinden geçiyoruz. Temeldeki değişikliklerin ne ölçekte kalıcı olacağını kestirmek için henüz erken olabilir. Ancak, kabul edersiniz ki bugünü de mevcut tablo eşliğinde karşılamak gibi bir mecburiyetimiz söz konusu.

Kısaca bildiklerimiz üzerinden ilerlemekte fayda var. Fed’in kasım ayında verdiği mesajların büyük çoğunluğu sürpriz değil. Bu nedenle kısa vadeli işlemlerdeki oynaklık yönünün pozitif tarafta gerçekleşme riski diğerine kıyasla daha yüksek. Tam da bu esnada izlenmesi gerekenler listesinin –çok uzun olmayabilir- en üst sırasında açıklanacak olan makro veriler yer alıyor. Fed’in “data bağımlısı” konumda olması biz diğer faniler açısından durumu farklı bir patikaya taşımıyor. Hatta şiddetini de takip açısından artırıyor. Yani, Fed, datayı takip edecek ise bizlerin de farklı bir lüksü bulunmuyor. Fed’in izlediğinden daha yüksek bir ilgide izlemek zorundayız ki portföylerin bugünü ve yarını üzerine konuşabilme şansımız olsun.

Geride kalan haftanın en önemli “global” makro verisi elbette ki ABD’de açıklanan ekim ayı enflasyon rakamlarıydı. Manşetinden çekirdek kısımlarındaki detaylara dek dikkatle izlenmesinin sebebi, varlık fiyatlarının içeride karşılaştığımız tablonun aksine küreselde ciddi anlamda değer kaybetmesi ve portföylerin küçülmüş olması. Bu nedenle Fed’in datayı izlediği noktada biz fanilerin olan ehemmiyeti daha da yüksek bir katsayıda gerçekleşiyor. Tam da böyle oldu ki doğrusu da bu.

Kısa vadeli işlemlerde gerek konuştuğumuz data seti gerekse konuşacaklarımıza yüksek hassasiyet ile yaklaşmak fiyatlama koşullarının doğal bir kanunu konumunda. Fed’in “daha yavaş bir patikada” ilerleme senaryosuna karşı “ne kadar süre yürüyüşte olacağı” konusuna dair yüksek belirsizlik hassasiyetin de artışına katkı sağlıyor. Bu nedenle enflasyondan, büyüme ve istihdama dek resmin tamamındaki makro verilerin takibi hiç olmadığı kadar varlık yöneticileri açısından kritik. Şayet tablonun daha profesyonel bir hal almasını istiyorsak, ileri aşamalarda, diğer ülkelere ve hatta global ekonomiye etkilerine dek fikir yürütmemiz yanlış olmaz.

Ekim enflasyon verilerinin manşet ve çekirdekte piyasa beklentilerinin gerisinde kalmış olması risk iştahındaki artış isteğini destekledi. Burada uzun bir süredir, zamana yayılır ve şiddeti yüksek biçimdeki satış baskısının da tepki verme isteği kuşkusuz unutulmamalı. Tabi ki detayları da bir kenara not ederek ilerlemek en sağlıklısı. Pandeminin volatil alt enflasyon kalemlerindeki ivme kaybı verideki olumlu sürprizin önemli gelişmelerinden. Ancak, barınmadan hizmete geniş yelpazedeki artışların korunduğunu, dengesiz istihdam piyasası koşullarında henüz kayda değer düzelme emareleri olmadığını da ekleyelim.

Tüm bunların eşiğinde Amerikan dolarının genele yayılır şekilde zayıflaması ve haftayı 27 Mart 2020’den bu yana en yüksek değer kaybı olan yüzde 4’lük düşüşle tamamlaması risk iştahındaki momentumun yükselmesini açıklıyor. Burada ABD reel faiz eğrisinin de farklı vadelerde geri çekilmesini eklediğimizde gelecekte yatırımcıların odaklanması gereken fiyatlama başlıkları az çok daha belirgin bir hal alıyor. Şimdilik Fed’in aralık ayı beklentilerinden, hepimizin dört gözle beklediği “Noel Baba Rallisi” kavramına dek farklı birçok analizin beklenti havuzu içerisine gireceği, belki de çoktan girdiği bir süreç içerisindeyiz. Yakın ile uzak vade beklentiler arasında dengeyi sağlamak daha önce olmadığı düzeyde zorlaşsa da bir şekilde bir yerlerden başlamak gerekiyor. Genele yayılır şekilde gerçekleşen her finansal koşul gevşemesinden nemalanmaya yerel varlıkların da devam etmesi bardağın dolu kısmı. Son dört haftada gelişmekte olan ülkelere ait CDS sepetindeki -76bp harekete karşı Türk CDS’indeki (5y, USD) beş haftalık toplam -225bp geri çekilmeyi de birlikte okumakta ve ayrışma olmamasını önemsemekte fayda var. Bu da Hazine’nin Eurobond ihracına çıkışı ve gösterge USD kağıttaki faiz gerilemesini açıklıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Restorasyon 14 Mayıs 2024
Oyun planı değişimi 23 Nisan 2024
İleriye bakma zamanı 02 Nisan 2024
Pozitif şok 26 Mart 2024
Normalleşmeyi beklerken 27 Şubat 2024