Deprem daha ne yapsın..!
Deprem daha ne yapsın, geliyorum diye haber veriyor zaten. Ama maalesef sadece deprem olduğunda hatırlıyoruz deprem gerçeğini ve bir kez daha hatırladık Elazığ depremi ile. Hayatını kaybedenlere Allah’dan rahmet, yakınlarına sabır ve yaralılara da şifalar diliyorum. 17 Ağustos 1999 depreminde enkazdan çıkmış biri olarak depremin ne demek olduğunu bilenlerden biriyim.
Aklımızla dalga geçiliyor adeta. İlkokul çocuklarına deprem tatbikatında sıranın altına saklanmayı ve herkesin en yakınında mutlaka bir deprem çantası bulundurması gerektiğini öneriyor bazı uzmanlar. Deprem çantasının içinde el fenerinden yara bandına kadar nelerin olması gerektiğini söylemeyi de ihmal etmiyorlar. Bir aralar da toplanma alanı konuşuldu televizyon ekranlarında günlerce. Deprem olunca nerede toplanacağımızı gösterdiler belediyeler. Ama asıl önemli olan nerede toplanacağımız değil ki. Deprem olduktan sonra enkaz altından çıkabilirsek eğer kendimize elbette ki toplanacak bir alan buluruz. Ayrıca bugüne kadar toplanma alanı olmadığı için ölen hiç kimseyi de duymadım. Deprem, görevini yapıyor. Arada bir hatırlatıyor kendini ve bize de tedbirinizi alın, binalarınızı sağlam yapın, tarım alanlarına ve sağlam olmayan zeminlere şehirler kurmayın diyor. Aksi halde ağır bedeller öder ve enkaz altında kalırsınız diyor. Tıpkı 17 Ağustos 1999 depreminde olduğu gibi. TÜBİTAK, ODTÜ ve MTA tarafından 1999 Kasım ayında hazırlanan raporda da belirtildiği gibi 17 Ağustos 1999 Marmara depremi aslında bize, ‘geliyorum’ demiş.
Raporda belirtildiğine göre saat 03:01’de meydana gelen 7.4 şiddetindeki depremden 3 saat önce başlamış yer sarsıntıları. 16 Ağustos 1999 Pazartesi günü saat 23:59’da Karamürsel merkezli 3.1 şiddetinde meydana gelen depremden 2 saat sonra, 17 Ağustos 1999 Salı günü saat 02.09’da 4 şiddetinde Karapürçek merkezli bir deprem daha oluyor. Karapürçek merkezli 4 şiddetindeki depremden 7 dakika sonra saat 02.16’da İzmit merkezli deprem de yine 4 şiddetinde. Bu depremden 3 dakika sonra saat 02.19’da Akyazı merkezli 4,6 ve 31 dakika sonrasında da saat 02.50’de Sapanca merkezli 4.2 şiddetinde depremler olmuş bizler uyurken.
Sapanca merkezli 4.2 şiddetindeki depremden 11 dakika sonra da Gölcük merkezli 7.4 şiddetindeki o yıkıcı deprem meydana gelmiş. Yani bu depremden yaklaşık 3 saat öncesinde olağan dışı hareketlenmeler başlamış Gölcük ve Bolu arasındaki fay hattında. Deprem adeta “GELİYORUM” demiş bize. Ama ne duyan olmuş ne de insanları uyaran. Sakarya’nın geçmişinde yaşadığı böyle acı bir tecrübe varken şehrin muhtelif yerlerindeki binlerce hasarlı binanın bugün de hala kullanılıyor olmasına göz yumuluyor maalesef. Kentsel dönüşüm sorununa da bugüne kadar çözüm getirilemedi ne yazık ki. Nostaljik tramvay, Kent meydanının yeniden düzenlenmesi ve Gar meydanının yeniden düzenlenecek olması, Gar binasının şehir dışına çıkarılması, cadde ve sokakların yeniden düzenlenmesi ve ışıklandırılması gibi insanların gözüne ve kulağına hoş gelecek olan görsel projelerle deprem gerçeğinden kaçamayız. Bu nedenle Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin projelerindeki birinci önceliği deprem ve kentsel dönüşüm olmalı.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.