Dünyada en az göç edilmek istenen ülkede neden bu kadar çok göçmen var?

Ussal ŞAHBAZ
Ussal ŞAHBAZ Global İşler

Göçmen konusu bu haftaki seçimlerde birçok kişinin oy tercihini belirleyecek. Son 10-15 yıldır Türkiye hızla göç alıyor. Hızla göç de veriyor. Dalga dalga gelenler ve gidenler yine dalga dalga sosyal medya gündemine oturuyor. Dünyanın bu kadar göçe sahne olan her ülkesinde göçmen konusu seçimlerde tartışılır. Aslında göçmen karşıtı partilerimizin siyasi arenaya çıkışlarının bu kadar gecikmesine de hayret ediyorum. Fakat göç meselesini, sloganların ötesine geçerek tartıştığımızı söylemek de zor.

İnsanlar neden göç eder? İki temel neden var: Birincisi, yaşam hakkınız ve özgürlüğünüz tehdit altındadır. Yaşadığınız yerde etnik temizlik yapılıyordur. Suriye’de iç savaş sürecinde olduğu gibi, mecburen yurdunuzu terk edersiniz. İkincisi, daha iyi koşullarda yaşamak, belki evde kalanlara da daha çok para gönderebilmek istersiniz. Bunun en önemli ölçütü de daha çok para kazanabilmektir. Daha çok para kazanabilmek, önünüze yeteneklerinizi geliştirilebileceğiniz ve kullanabileceğiniz daha çok fırsat çıkmasına ve iş gücüne katıldığınız ekonominin anavatanınızdaki ekonomiden daha verimli olmasına bağlı. Harvard Üniversitesi’nden Lant Pritchett, ABD’ye göç veren 42 ülkedeki ücretleri, aynı iş için ABD’deki ücretlerle karşılaştırmış. Karşılaştırılan işler arasında garsonluk da mühendislik de var. Sonuçta, ABD’deki yüksek yaşam masraflarını düştüğünüzde dahi aynı işi yapıp ortalama 4 kat fazla kazanıyorsunuz.

Gallup 2017 yılında, “sınırlar açık olsa ülkenizden göç etmek ister misiniz?” diye sormuş. Cevaplara göre dünyada 750 milyon kişi bugün sınırları açsan ülkesini terk edecek. Afrika’da “gitmek isteyenlerin” oranı %30. Bize yakın Ermenistan, Arnavutluk, Kosova ve tabii Suriye’de bu oran %50’ye yakın çıkmış. Avrupa Birliği ülkelerinde bile bu oran %20’ler seviyesinde. Yani yurdunuz zengin bile olsa her zaman daha zengin olmak için fırsat var. Peki gitmek isteyenlerin hedefi neresi? En sevilen hedef ABD (%21). ABD’yi %5’lerle Kanada, İngiltere, Almanya, Fransa, vb. takip ediyor. Asya ülkelerine gitmek isteyen pek yok. Türkiye’ye gelmek isteyenlerin oranı ise %1 çıkmış.

Peki, kimse Türkiye’ye gelmek istemiyorsa neden Türkiye’de bu kadar çok göçmen bulunuyor? Birleşmiş Milletler’e göre Türkiye’de 3,6 milyon Suriyeli göçmen, 350 bin civarında da başta Afganistan olmak üzere diğer ülkelerden gelen 4 milyona yakın göçmen varmış. Afganların sayısının biraz daha fazla oluğunu tahmin ediyorum, çünkü denetimi Suriyeliler kadar iyi yapılmıyor. Bu iki tip göçmen arasında önemli farklar var: Suriyeliler etnik temizlikten kaçtıkları için ülkemize ailece geldiler. Burada çocukları da oldu. Kendi düzenlerinde yaşıyorlar. Afganlar ve diğer ülkelerden gelenler ise genelde tek erkek. Bunlar aslında Türkiye’den Avrupa’ya geçip yukarıda anlattığım verimlilik avantajına ulaşmak istiyorlar. Yani hem geliş nedenleri hem de sosyolojik durumları farklı. Ortalama bir Suriyeli aile 5 kişiden oluşsa ve diğer ülkelerden gelen kayıtlı olmayan göçmenlerin sayısı da göz önünde bulundurulduğunda, Suriyeli yetişkin erkek sayısı ile Afgan vb. yetişkin erkek sayısının birbirine yakın olduğu ortaya çıkıyor. İkinci kategorideki 18-30 yaş arası tek erkeklerin hormonal olarak bir toplum için nasıl büyük bir sorun olduğunu söylememe gerek yok.

Geçen gün Amsterdam’da yemek yediğim bir arkadaşım temizlikçi kadın bulamadıkları için eve temizlik robotu aldıklarını söylüyordu. Bu açıdan bakıldığında otonom araç çalışmalarında en önde giden segmentin otonom TIR’lar olmasına şaşmamak lazım. ABD’de 80 bin TIR şoförü açığı varmış. Üstelik maaşlar saatte 32 dolar. Gelişmekte olan ülkelerde aynı maaş saatte 4 dolar. Ancak göçe izin vermek yerine otonom araç yapmaya çalışıyorlar. Zira göç sadece iktisadi bir olgu değil. Aynı şempanzeler ya da maymunlar gibi, insanlar da antropolojik olarak fiziken kendilerine benzeyen “tür”lerle beraber olmak istiyor. Kendine benzemeyen, akrabası olmayan, farklı kültürlerden gelenlere güvenmiyoruz. O yüzden göçmenlere “benim yapmayacağım işi yapar” diye değil de “işimi elimden alacak” diye bakıyor. 2015’te Şansölye Angela Merkel 1 milyon Suriyeliyi kabul edince kıyameti koparan Almanlar, geçen sene aynı miktarda Ukraynalıyı nasıl bağrına bastı? Sarışın oldukları için olabilir mi?

İnsanın tabiatını da göçe sebep olan iktisadi gerçekleri de değiştirmek mümkün değil. O halde çeşitli toplumsal talepleri dengeleyecek bir göç politikası oluşturmak lâzım. Türkiye’de göç ile ilgili bir politika yok. Belki seçimden sonra olur.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar