Ekonomide şu iki haftada ne olur?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Başlıktaki sorunun yanıtı aslında çok kısa: “Kayda değer pek bir şey olmaz!" En azından olmaması, keskin dalgalanmalar yaşanmaması için çaba gösterilir.

Ekonomide herkesin merakla beklediği gösterge hiç tartışmasız döviz kurunda yaşanabilecek oynaklık...

- Döviz borcu bulunanlar “Bir anda yüksek bir artış olur mu ki” kaygısı içinde.

- Borç ödemek, yatırım yapmak için döviz almak zorunda olanlar “Bir an önce alayım, n’olur, n’olmaz” diye düşünüyor. 

- Tasarruf etmek isteyenler “Acaba bu kurdan alsam mı” diye düşünerek ne olacağına bakıyor.

- Daha önce döviz tasarruf etmiş olanlar “Artsa da cebim biraz para görse” diye kurlardan gözünü alamıyor.

Peki iktidar nasıl bir seyir olmasına ister dersiniz...

Onlar ister ki şu iki hafta kazasız belasız geride kalsın. Dövizde zaten bir düşüş beklenmiyor da, hiç olmazsa dengeleri ve algıyı bozacak hızlı bir artış yaşanmasın. Beklenti zaten kurun yükseleceği yönünde ama en azından iki hafta kuru bu düzeylerde tutalım, istenecek olan budur.

Döviz kurunun yatay ya da yataya yakın seyretmesi için hedef alınan tarih seçimdi; tüm amaç 14 Mayıs’a kadar dövizde bir sıçrama yaşanmamasını sağlamaktı. Yaklaşık son bir ayda epeyce zorlanıldı; hesap pek tutmadı, döviz artmaya başladı, alış-satış makası inanılmaz açıldı, ikili-üçlü kur oluştu ama yine de havalarda uçuşan tahminler söz konusu olmadı. Ağzını açan doları 25 liralara, 30 liralara taşıyordu. Hangi verilere dayandırıldığı pek de belli olmayan tahminden geçilmiyordu.

Ama döviz bir şekilde 14 Mayıs’a kadar tutuldu; iyi kötü tutuldu.

Şimdi iktidar ikinci tura kadar geçecek sürede aylardır sergilediği bu çabayı sekteye uğratacak bir adıma hiç izin verir mi?

Dolayısıyla 28 Mayıs’a kadarki iki haftada dövizin birden tırmanması gibi bir durum yaşanması çok büyük sürpriz olur. Ne yapılır edilir, böyle bir tırmanma önlenir. Zaten şimdi adı konmamış bir sermaye kontrolü uygulanıyor, bu kontrolün çerçevesi daha da genişletilir, bu bile yapılır.  

Ama bu demek değil ki döviz üstündeki baskı tümüyle önlenebilir. Önlenemediğini de görüyoruz zaten. İkinci tura kadar dövizde artış sürecektir sürmeye de, bir anda çok hızlı bir artış söz konusu olmayacaktır. 

28 Mayıs sonrası

İlk turu Erdoğan aldı ama bu her şeyin geride kaldığı, Cumhurbaşkanı seçiminin sona erdiği anlamına gelmiyor. 

Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki oy farkı iki yolla kapanabilir. 

Birincisi Kılıçdaroğlu-Oğan birlikteliği... Oğan Kılıçdaroğlu’na destek verdiği takdirde çok şey değişebilir. 

İkincisi Kılıçdaroğlu'nun 14 Mayıs'ta sandığa gitmeyenleri oy vermeye ikna etmesi.  

Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı olduğu takdirde nasıl bir ekonomi politikası uygulayacağı zaten belliydi. Peki Erdoğan ikinci turu kazanırsa mevcut politikalarla devam mı eder, yoksa “Seçim geride kaldı” diyerek yeni bir sayfa mı açar? 

Bir kere dövizi şimdiye kadarki uygulamalarla 28 Mayıs’tan sonra da tutmanın mümkün olamayacağı ortada. Zaten şimdiye kadarki uygulamaları bir politika seti olarak nitelemek de pek doğru değil. Son aylarda gün geçmedi ki dövizi tutma uğruna bir karar alınmasın. Sürekli karar almak da ya önceki kararların yetersiz kaldığı ya da yanlış olduğu anlamına gelmiyor mu?

Dolayısıyla ikinci turu izleyen günlerde yalnızca adı kalmış Merkez Bankası politika faizinin adına uygun bir yere çekilmesi, yani artırılması sürpriz olmaz. Bakmayın şimdiye kadar hep tersinin söylenmiş olmasına, bu pekala yapılabilir. 

Ancak tek karar tabii ki bu olmayacaktır. Temel olarak yurtdışından fon çekmeyi sağlayacak adımlar atılacaktır. Bunun bir yolu Merkez Bankası faizini artırmaktır. Ancak bu yapılsa bile yeterli olur mu, zaman gösterecek.

Eğer döviz akışını sağlayamazsak işte o zaman kurların hızla arttığına tanık olabiliriz. Her ne kadar yaz dönemine girilecek ve turizm dövizi sayesinde bir arz artışı yaşanacak ama bunun sonbahar ve kışı da var. 

Ama doğrusu şimdi kimsenin 28 Mayıs sonrasını düşüneceğini de sanmıyorum. Şimdi varsa yoksa şu iki haftayı kazasız belasız atlatmak. En büyük tehlikenin dövizde bir sıçrama olacağını da herkes görüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 06 Mayıs 2024
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 30 Nisan 2024