Para ihtiyacı Türkiye’yi yeniden hukuk devleti statüsüne oturtabilir

Prof.Dr. Burak ARZOVA
Prof.Dr. Burak ARZOVA EKONOMİDE GÖRÜNÜM

Hafta içerisinde bolca konuşuldu hatta üzerinden bir hafta geçti ama ben 12 yıl sonra gelen not artırımını yazmadan geçemedim.

08 Mart 2024 Cuma akşamı gece yarısı yani aslında Türkiye Saati ile Cumartesi sabahı kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in not artırımı haberini aldık. 12 yıl sonra gelen ilk not artırımı haberi olduğu için içimizi tarifsiz bir mutluluk sardı

Fitch notumuzu B+ ya yükseltirken görünümü de pozitife çekti. Açıkçası ben görünümün pozitife çekileceğini fakat not artırımının ancak seçimden sonra gelebileceğini bekliyordum. Hazır yeri gelmişken bu yıl en az iki not artırımı daha beklediğimi belirteyim.

Her ne kadar yatırım yapılır seviyenin epey gerisinde de olsak yapılan işlerin takdir edilmesi anlamında her not artırımı çok değerli.

Fitch not artırımına gerekçe olarak yüksek önemde gördüğü etkileri şu şekilde belirtmiş:

1- Daha güçlü politikalar, daha az kırılganlıklar

Fitch Haziran 2023’ten bu yana uygulanan politikaların dayanaklılığına ve etkinliğine olan güvenin arttığını belirtmiş. Enflasyon beklentilerinin hafiflediğini ve dış likidite risklerinin azaldığını dikkate almış. Dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerdeki artış, kur korumalı mevduattaki miktarsal azalma ve azalan cari açık not artışı için yüksek etkili unsurlar olarak belirtilmiş. Bunlar içeride bizim de dikkat çektiğimiz hususlar. Fitch ile bu noktada ayrıldığım tek yer enflasyon beklentilerinin hafiflediğine ilişkin görüş. Enflasyon beklentilerinde ılımlı bir iyileşme olsa da hala Merkez Bankasının öngörülerinden uzağız. Bence burada daha alınacak çok yol var.

Genel makroekonomik politikadaki sıkı duruşun devam etmesi ve enflasyonda önemli bir düşüşün sağlanması, cari açıktaki daralma neticesinde dış kırılganlıkların azalmasının devam etmesi gelecekteki not artırımlarının temel şartı gibi duruyor.

Fitch’e göre rezervlerdeki düşüş geçici. Vadesi dolan kur korumalı mevduattan doğan talep ve dış ödemelerde mevsimsellikten kaynaklanan artış ile seçim belirsizliği rezervlerin zayıflamasının temel nedeni olarak sunulmuş. Mart ayı başında eksi 62 milyar ABD doları seviyesinde olan rezervler zayıf kalmaya devam etmesine rağmen, Haziran 2023’teki eksi 76 milyar ABD Doları’na göre bir iyileşme olarak kabul edilmiş.

Cari açıktaki azalış ve portföy girişlerinin etkisiyle uluslararası rezervlerin 2024 sonunda 148 milyar ABD Doları’na, 2025 sonunda ise 159 milyar ABD Doları’naa çıkması bekliyor Fitch.

2- Politika değişikliğinde sağlanan ilerleme

Fitch; faiz oranlarının beklenenden daha fazla şekilde yükseltilmesi, likidite fazlasının zorunlu karşılıklar, TL depo alım ihaleleri yoluyla strelize edilmesi ve hedefli kredi politikası uygulamasını bir bütün halinde parasal koşulları sıkılaştırdığına vurgu yapmış. Genel kredi büyümesi yavaşlarken hane halkı kredilerinin yüksek kalmasına ise dikkat çekmiş.

Erken bir gevşeme beklemiyor Fitch. Ancak yine de olası bir erken gevşeme, maliye politikasına yönelik ek teşvik ve ödemeler, enflasyonun yüksek kalması, enflasyon beklentilerinin kırılamaması ve parasal aktarım mekanizmasının zayıflamasını olası riskler olarak saymış.

Fitch, 2024 yılsonu enflasyonunu yüzde 40 olarak bekliyor. Bu oran Merkez Bankası’nın enflasyon beklenti aralığının üst bandına yakın bir beklenti. Fitch temel senaryosunu sıkı para politikası duruşunun güçlendirilmiş harcama ve gelir politikasına sahip bir maliye politikası ile 2025 yılında yüzde 29’luk bir enflasyon oranı üzerine kurmuş. Bu da Türkiye için yeni not artırımları demek.

Azalan cari açık, merkezi yönetim bütçe açığının yüksek ancak yönetilebilir olması, büyümede yavaşlama beklentisi ve yerel seçimlerin etkisi ‘Orta Derece’de öneme sahip unsurlar olarak görülmüş.

Merkezi Yönetim Bütçe açığına ilişkin açıklamalar Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları ile neredeyse bire bir örtüşüyor. Deprem’in etkisinin bu açıkta en büyük kalem olduğu Fitch tarafından da vurgulanmış. Deprem inşa maliyetleri hariç tutulduğunda Merkezi Yönetim Bütçe Açığının hedeflerle uyumlu olduğu belirtilmiş. 2024 yılının deprem inşa harcamaları açısından ana yıl olacağını öngörüyor Fitch. O nedenle 2025 yılında bütçe açığının GSYH’nın yüzde 3 üne hızlı bir gerileme yaşanacağını düşünüyor. 2024 yılında da bütçe açığının GSYH oranının yüzde 5,2 sabit kalacağını, bunun yüzde 2,6 sının deprem harcamalarından geleceğini öngörmüş. Bütçe açığı konusunda oldukça iyimserler. Sanırım burada bizim içeride bilmediğimiz ancak onların bildiği konular var.

Büyümenin 2024 yılında yüzde 2,8 oranında gerçekleşeceğini ancak 2025 yılında yüzde 3,1’e yükseleceğini öngördüklerini belirtmişler. 2025 yılında büyümedeki artışın Türkiye’nin ticaret ortaklarındaki iyileşmeden geleceğini düşünüyorlar. 2025 yılının büyümede net ihracatın katkısını göreceğimiz bir yıl olacağını ima etmiş Fitch.

Siyasete yönelik temel senaryoları ise Mart 2024 yerel seçimlerinden çıkacak sonucun politika değişikliğine yol açmayacağı varsayımı.

Cevap vermekte çokça zorlandığımız, dışarıya karşı mevcut ekonomi yönetiminin devam edip etmeyeceğine ilişkin soru işaretleri Fitch tarafında yer almıyor. Bence not artımının seçim öncesi gelmesinin en büyük nedeni Fitch’in politika değişikliği olmayacağına ikna olmuş olması. Bu bizim için iyi bir haber.

Değişken bölgesel ortam ve aktif ve bağımsız bir dış politika sürdürme çabaları jeopolitik zorlukları da beraberinde getiriyor diyor Fitch. Ancak bunların yakın vadede kredi notunu etkilemesi beklenmiyorlar.

Bunlar da iyi haber.

Geçmişte uygulanan garip, anlaşılmaz ve ülkeyi yıkımın eşiğine sürükleyen ekonomi politikalarından ‘U Dönüşü’ tam duvara toslamak üzereyken mecburen yaptık. Anlaşılabilir politikalar uygulayınca öngörülebilirlik artmaya başladı. Mecbur kalındığı için mümkün olduğu kadar ekonomi yönetiminin işine karışılmamaya çalışılıyor. Neticesi not artışı oldu.

Şimdi iş para bulmaya kaldı. Ne kadar garip politikalardan döndüğümüzü anlatmaya çalışsak da yatırım yapılabilir seviyeye çıkmak için uzun zamandır unuttuğumuz ‘Hukukun Üstünlüğü’ kavramını hatırlamamız gerekiyor. Kalıcı ve uzun dönemli yabancı sermaye yapısal reformları ve hukukun üstünlüğünü arıyor.

Fitch raporunda da belirtildiği gibi, Türkiye'nin hem Siyasi İstikrar ve Haklar hem de Hukukun Üstünlüğü, Kurumsal ve Düzenleyici Kalite ve Yolsuzluğun Kontrolü alanlarında ESG Uygunluk Puanı (RS) '5'.

Fitch bu konuda uyarıda bulunmuş. Fitch diyor ki ‘Türkiye, siyasi sürece katılım haklarının orta düzeyde olduğu, cumhurbaşkanlığı makamında gücün merkezileşmesinin artması nedeniyle orta ancak kötüleşen kurumsal kapasiteyi, zayıflamış kontrol ve dengeleri, hukukun üstünlüğü ilkesinin dengesiz uygulamasını ve orta düzeyde yolsuzluğu, yetkilerin eşitsiz uygulanmasını yansıtan 33. yüzdelik dilimde orta bir WBGI sıralamasına sahip’

Her şerde bir hayır vardır

Belki kurumsal iyileşme ve hukukun üstünlüğü yaşadığımız yıkımın ardından toparlanma sürecinde zorunlulukla da olsa geri gelir.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar