Piyasayı bozmayın…

Servet YILDIRIM
Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Faizde bir süredir ikili hatta çoklu bir yapı oluşmuştu. Bir tarafta Merkez Bankası’nın belirlediği ve düşük tutmaya çalıştığı politika faizi vardı, diğer tarafta piyasanın daha yüksek uyguladığı faizi. Bu arada her ikisi de enflasyonun oldukça altındaydı. Şimdi de aynı şekilde, kurlarda ikili bir yapı oluşmaya başladı. Bir tarafta ekranda bankaların kotasyonları var, diğer tarafta Kapalıçarşı’nın kuru. Bu arada bankaların alış ve satış kotasyonları arasında açılan maka nedeniyle orada da tek bir kurdan bahsetmek zor.

Aynı şekilde bazı mal fiyatlarında da farklı fiyatları görmeye başladık. Daha çok kamunun fiyatları sert bir şekilde kontrol etmeye çalıştığı sorunlu ekonomilerde rastlanılan bu çifte kur, faiz ve fiyat görüntüsü bizim gibi bir ekonomiye yakışmıyor. Ücretler gibi diğer ekonomi politikalarının yanı sıra para ve kur politikası da seçime odaklanınca piyasalarda ve ekonomilerde de alışılmadık manzaralar görmeye başladık. Bankalardan döviz alamayan koca koca şirketler döviz ihtiyaçlarını karşılamak Kapalıçarşı’ya gidiyorlar. Hatta kamuya ait bazı şirketlerin de döviz ihtiyacını Çarşı’dan karşıladıkları konuşuluyor.

Daha önce de defalarca bu konuyu tartıştık. Bundan 1.5 yıl önce yeni model denenmeye başladığında uyaran çok oldu. “Denemeyin piyasayı bozarsınız” denildi. “Ekonomi laboratuvar değildir” diye uyarılar yapıldı. Hatta benzetmeden alınan laborantlar oldu; “Laboratuvar terimini kullanmasaydınız daha hoş olurdu. Laboratuvar gerçekleri gün yüzüne çıkaran özverili çalışma mekânıdır,” denildi.

Ama “faiz neden, enflasyon ise sonuçtur” görüşünden ve kabulünden hareketle Merkez Bankası kararlı bir şekilde sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomide hem kuru hem de faizi kontrol etmeye çalıştı. Yani ekonomideki o ünlü imkânsız üçlemeyi denedi.

Oysa geçmiş örnekler de gösteriyor ki; bunu orta ve uzun vadede sürdürmek imkânsız. İmkânsız da ısrar edilirse ne olur? Piyasa bozulur. Bizde de piyasa bozuldu. İkili sistemler oluşur, bizde de ikili sistemler oluştu. Merkez Bankası rezervleri erozyona uğrar; bizde de uğradı. Israrın sonucunda İstanbul’da uluslararası bir finans merkezi kurma iddiası taşıyan bir ülkeyken küresel piyasalarla bağı zayıflamış bir ekonomi haline gelebiliriz. Sermaye hareketlerinin serbestliğini tartışırken kendimizi bulabiliriz.

Denenmekte olan modelin başarılı olduğu tek şey bir ekonomide sermaye hareketleri serbestken aynı anda bağımsız bir para politikası ve sabit bir döviz kuru rejiminin sürdürülemeyeceğini dünyaya tekrar kanıtlamak oldu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çare “Mali Kural” 16 Mayıs 2024