İngiltere’de Osman Hamdi Bey sürprizi: Kayıp tabloya 52 milyon TL

Mehmet Doğan ERDOĞAN
Mehmet Doğan ERDOĞAN YARININ EKONOMİSİ

Osman Hamdi Bey'in kayıp olduğu düşünülen "Kahve Hazırlamak" adlı tablosu İngiltere’de düzenlenen müzayede 52 milyon TL’ye (1 milyon 16 bin sterlin) alıcı buldu. Paris’te yapıldığı düşünülen tablonun Gürcistan ve Avusturya’nın ardından 144 yıl sonraki yeni sahibinin kim olduğu şimdilik sır.

İngiltere’deki Sotheby's Müzayede Evi’nde Osman Hamdi Bey imzalı bir yağlı boya tablo…

Topkapı Sarayı'nın harem bölümü tasvir ediliyor. Kahve hazırlayan iki genç kadın betimleniyor.

1881 tarihli tablo “Kahve Hazırlamak” adını taşıyor.

Türk arkeolog, müzeci, ressam Osman Hamdi Bey’in bu muazzam eseri Fransa’nın başkenti Paris’te bulunduğu yıllarda yaptığı tahmin ediliyor.

Açık artırmaya çıkarılan tablonun bugüne kadar kayıp olduğu düşünülüyordu. Bir başka deyişle, eserin nerede olduğu kısa süre öncesine kadar bilinmiyordu.

Oryantalist Sanat satışı kapsamında açık artırmaya sunulan tablonun 1-1,5 milyon sterline alıcı bulması bekleniyordu.

Ve bir alıcı telefonla verdiği teklifle, 1 milyon 16 bin pound, yani yaklaşık 52 milyon lira verdi ve tablonun yeni sahibi oldu.

1881 tarihli tablo, Sebah & Joaillier tarafından aynı yıl fotoğraflanmıştı. Eserin cam negatifi de İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü Arşivi'nde bulunuyor.

EKONOMİ Gazetesi’nin Sotheby's'den edindiği bilgiye göre, eserin 144 yıllık hikayesi oldukça ilginç…

Tablo yapıldıktan 29 yıl sonra yani 1910’da Gürcistan’ın Tiflis eyaletinde Prens Sadiq Yadigarov tarafından satın alınır. Prens Yadigarov, Tiflis'in Borçalı bölgesinde bir toprak sahibiydi. Eyaletin süvari tümeninin başıydı. Hevesli bir sanat koleksiyoncusuydu. Prens Yadigarov ölünce, Kahve Hazırlamak tablosu miras yoluyla oğlu Archill’e geçer.

1930’lara geldiğimizde tablo bu sefer Viyana’da özel bir koleksiyoncu Archill’den tabloyu satın alır. 2008'e kadar miras yoluyla bu ailede kalır.

Oradan yine Avusturya’da başka özel bir koleksiyona geçer. Ta ki 144 yıl sonra 2025 yılında satılana kadar bu koleksiyonda yer alır.

  • Kahve Hazırlamak tablosundaki detaylar oldukça etkileyici…

  • Zengin fayanslı, sütunlu bir iç mekan.

  • İki genç kadın Topkapı'daki harem dairesinde (hayali iç mekanı olabilecek) yerde kahve servisi yapmaya hazırlanırken, sırayla ellerini yıkıyor.

  • Üstlerindeki taşta oyma Kufi yazıt, tablodaki mekanın Topkapı’nın içindeki bir caminin girişi olduğunu düşündürüyor.

Eser Osman Hamdi Bey’in 1878-1881 yılları arasındaki yoğun üretkenlik dönemine tarihlenen resim serisine ait.

Şöyle ki; ayakta duran kadın, 1880 tarihli Genç Kadın Okuyor tablosunda aynı ipek elbiseyi giyen model gibi görünüyor.

Yine Kufi frizi 1878 tarihli Genç Emir Çalışıyor'da bulunabilir.

Soldaki taş çıkıntıda, kadife ve metal iplikli bir masa örtüsünün üzerinde, bir Memluk pirinç kasesinin yanında kahve cezvesi bekliyor.

Bunların altında, yerde Çin tarzında süslü bir vazo duruyor.

Üstte, kurumaya asılı, iki adet işlemeli çay havlusu var.

Duvardaki bir rafta da Çin mavisi ve beyaz şişe vazo var.

Tavandan Osmanlı hanedanıyla ilişkilendirilen dekoratif bir devekuşu yumurtası sarkıtılmış.

Memluk duvar karolarının koyu turkuaz rengi, kadınların üzerinde durup diz çöktüğü Kafkas halısı ile aynı.

OSMAN HAMDİ BEY, SURİYE VE ANADOLU’DAKİ KAZILARI YÖNETMİŞTİ

Hukuk okumak için Paris'e gönderilen Osman Hamdi Bey’in hikayesini de kısaca hatırlamakta yarar var. Osman Hamdi Bey, 1860'ların başında hukuk eğitimini yarıda bırakarak arkeoloji ve resimle ilgilenmeye başlar.

Eğitimine Gustave Boulanger'in atölyesinde ve daha sonra Jean-Léon Gérôme'un 1864'te resim profesörü olarak atandığı Ecole des Beaux-Arts'ta devam eder.

Oryantalist sahneleri tasvir etmek için batı resim stilini benimser. Oryantalist sanat için büyüyen modayı takip eder. Geçmişini ve Müslüman kültürüne ilişkin anlayışını kendi avantajına kullanabilir.

Osman Hamdi Bey, Fransa'dan Türkiye'ye döndüğünde ise diplomatik görevde çalışır. Resim yapmaya ve arkeolojik ilgi alanlarını sürdürmeye devam eder.

1881'de Sultan 2. Abdülhamid tarafından Topkapı Sarayı'ndaki Osmanlı İmparatorluğu Müzesi'nin müdürü olarak atanır. Eserlerin yağmalanmasını, çalınmasını ve kaçırılmasını yasaklayan bir yasanın çıkarılmasında kritik bir rol oynar. Bu yasa, antikaların korunması için erken bir yasal çerçeve oluşturur.

Aynı zamanda Suriye ve Anadolu'daki kazıları yönetir.

En önemli keşfi Lübnan'daki Sidon'da bulunan İskender Lahdi olur.

Dileriz ki Kahveyi Hazırlamak adlı bu eşsiz eser, yeni sahibinin ellerinde gelecek nesillere ulaşır.

Hak ettiği değeri görmeye yüzyıllarca daha devam eder.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar