Ürdün Haşimi Krallığı

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Prof. Dr. Nurettin BİLİCİ - Çankaya Üniversitesi

5 günlük bir seyahat imkânı doğuyor Ürdün’e. COVID-19’a rağmen düşüyoruz yollara kızımla birlikte.

Ürdün’e uçuşun maliyeti

Uçuşumuzun bir gün öncesinde 250’şer TL ödeyerek COVID-19 testleri yaptırdık. Ağzımızdan, burnumuzdan çubuklar soktular. Ürdün’e girişte tekrarlanacak testler için Ürdün Devleti hesabına 300’er TL para yatırdık. Yetmedi; COVID-19 sağlık sigortası yaptırmamızın zorunlu olduğu söylendi. Sebebini sorduk: “Ürdün’de kaldığınız süre içinde COVID-19 olursanız Ürdün Krallığı sizi tedavi edecek. Bunu karşılamak için” dediler. İki kişi için 700 TL civarı ödeme karşılığında bunu da yaptırdık.

Sonuçta Amman uçağına binmek, gidiş dönüş 5 bin 500 TL uçak bileti ve 1.800 TL COVID-19 masrafına mal oldu. Bu 1.800’ün 500’ü bizim ülkede kaldı. 1.300’ü ise Ürdün Haşimi Krallığı kasasına gitti.

Uçağımız kuzeye doğru havalandıktan sonra bir tur yapıp geri döndü; Gölbaşı üzerinden Güneye yöneldi, Tuz Gölü üzerinden… Akdeniz’e ulaştı. Lübnan/İsrail kıyılarına gelince sola kırdı ve bizi başkent Amman’a indirdi. Havaalanında yeşil COVID-19 tulumlu genç kızlar/oğlanlar ellerinde çubuklarıyla karşıladı bizi. Çubuklarını sadece burnumuza soktular; ağzımıza da sokmadıklarına şükrettik.

Akdeniz’e sınır olması çok görülen bir ülke

Ürdün yönetimi Hz. Muhammed’in soyundan geldiğine inanılan Haşimi sülalesinin elinde. Halen Krallık görevini Kral Hüseyin’in en büyük oğlu (İngiliz eşinden olma) II. Abdullah yürütüyor: Abdullah; asker kökenli olup, eğitimini İngiltere ve ABD’de tamamlamış. Diğer evlat (Kral Hüseyin’in ABD’li eşinden olan oğlu) sırasını bekliyor. Ürdün ABD ve Batı'ya yakın politikalar izliyor; Filistin sorununda arabuluculuk yapıyor.

Mevcut Ürdün, 90 bin kilometrekare yüzölçümü ile İsrail’in 4-5 misli daha fazla toprağa sahip. Ancak topraklarının ağırlıklı kısmı tarım yapmanın mümkün olmadığı çöllerden oluşuyor. Batı sınırı kuzeyden güneye inen Ürdün Nehri sonra Ölü Deniz üzerinden Kızıl Deniz’e kadar uzanıyor. Doğu sınırı (Arabistan, Irak -çöl- tarafı) sanki cetvelle çizilmiş gibi... Bölgeye hakim olan İngiliz Ürdün’ün Akdeniz’e sınır olmasına izin vermemiş. Deniz (Batı) tarafında İsrail, Filistin, Lübnan var.

Bu topraklarda Yunan, Pers, Bizans, Arap (Abbasi…) hakimiyet kurmuş yüzyıllar boyunca. Sonra bizim dedelerimiz Osmanlı. 1.500’lü yıllarda başlayan Osmanlı hakimiyeti 1918’e kadar (yani 400 yıl boyunca) sürmüş.

Ürdünlülerin kendi geçmişleri olarak gördükleri MÖ 100 ile MS 200 yılları arasında var olmuş Enbad Krallığı’nın başkenti Petra şehrini görmeye gittik bir Cumartesi günü. Güneye, Kızıldeniz’e doğru sürdük arabamızı. 250 km yol yaptık. Petra “aşılması mümkün olmayan yüksek dağ” anlamına geliyor. Baharat ticaretinin merkezi haline gelen ve zenginleşen şehirde Tanrılara şükretmek ve dua etmek için devasa tapınaklar inşa edilmiş. Büyük Tapınak, Küçük Tapınak… yerli yerinde duruyor. Ardından Roma sonra Bizans hakimiyeti döneminde tapınakların yanına kiliseler de inşa edilmeye başlanmış. Yıllar boyunca çok Tanrıya inananlarla (Tapınağa gidenlerle) tek Tanrı’ya inananlar (Kiliseye gidenler) bir arada yaşamışlar; kendi Tanrılarına dualarını ve isteklerini göndermişler.

Dünyanın çukuru (Ölü Deniz) ve Hz. Musa’nın öldüğü dağ

Lut Gölü veya Ölü Deniz bir tuz gölü. Dünyanın kara üzerindeki en alçak noktası.

Ürdün’ün İsrail/Filistin sınırı bu Gölün tam ortasından geçiyor. 'Ölü Deniz' denmesi sudaki çok yüksek tuz oranının bitki ve hayvanların yaşamasına imkan vermemesinden kaynaklanıyor.

Amman’dan 60 kilometre güneye inip Ölü Deniz’e ulaştık. Gölün Kuzey ucunda Kudüs’e 50 kilo gibi yaklaşılıyor. Lut Gölü’nün bulunduğu alan (Gölün üst seviyesi) deniz seviyesinden 420 m. aşağıda. Gölün kendi derinliği 300 m. Başımız döndü, tansiyonunuz düştü. Göl kıyısında hizmet veren Crown Plaza Hotel’de akşam yemeği yiyip gölü ve karşı yakadaki göle ışıkları düşen İsrail/Filistin şehirlerini, köylerini seyrettik.

Bir başka gün Amman’ın 35 kilometre güneyinde kalan Hz. Musa'nın Mısır'dan Kutsal Topraklara yaptığı yolculuğun son durağı olan Nebo Dağı’nı görmeye gittik. Hz. Musa’ya ve kavmine buradan Vadedilmiş Topraklar gösterilmiş. O topraklara (50 km ileriye) ulaşmak ise Musa’ya kısmet olmamış; burada vefat etmiş, defnedilmiş. Şimdi öldüğü yerde kilise (?) ve müze var. 1.000 metre yükseklikteki bu tepeden biz de İsrail topraklarını seyrettik.

Tepeler şehri: Amman

Amman 7 tepe üzerine kurulmuş; zamanla nüfusun artmasıyla yerleşilen tepe sayısı 17’ye çıkmış. 11 milyon nüfuslu ülkenin 4,5 milyonu başkent Amman’da yaşıyor. Dağlar, tepeler, vadiler ve yamaçlar üzerinde yaşayan bir şehir burası.

Açık hava müzesi haline getirilen Amman Kalesi’ne çıktık. Giriş ücreti Ürdünlü için 25 kuruş (2,5 TL), yabancı (bizim) için 3 dinar (30 TL). 1.000 metre gibi yükseklikte diğer 7 tepeye hakim bir düzlük yerleşim alanında, bir tepe adadayız. Aralarında nefes alacak bir alan bile bırakılmamış, birbirine yapışmış binalarla doldurulmuş diğer 7 tepeyi ve yamaçlarını seyrediyoruz buradan. Belki Amman nüfusunun yarısı görüş alanımızdaki tepelerde/dağlarda yaşıyor. Batı’da kalan yamaçta 5.000 kişilik devasa Roma Tiyatrosu görülüyor…

Kale üzerinde Roma dönemi kalıntıları. Görkemli Herkül Tapınağı… Tapınağın biraz ilerisinde Bizans Kilisesi. Osmanlı Döneminde olsa gerek, Kilisenin üzerine bir kubbe oturtulmuş… Yakınında evler/saray, pazar yeri, sarnıçlar… mezarlık…

Kale civarı eski Amman; ikamet ettiğimiz mevcut şehir merkezi ise Modern Amman: lüks gökdelenler, AVM’ler… tekstil, fast food, kafeleriyle uluslararası markaların hepsini bulmak mümkün bu modern kesimde.

Refah seviyesi açısından Türkiye’yi yakalamış bir ülke gördük

Ürdün’de yarı şer’i yarı modern bir hukuk düzeni var. Hafta sonu tatili cuma ve cumartesi günleri. Pazar günleri çalışılıyor. Aile/boşanma hukuku alanında Şer’i kurallar geçerli. Erkeğin birden fazla kadınla evlenme hakkı var; mirastan erkek 2 kadın 1 pay alıyor. Kadının boşanma hakkı yokken, 2016 yılında kadına bu hak tanınmış. Dava açabiliyor. Kadınların ağırlıklı kısmının başı kapalı. Ülkenin her tarafında gördüğümüz kral ve eşine ait fotoğraflar ise modern bir aile/Ürdün görüntüsü veriyor.

10 milyon nüfuslu Ürdün’ün 45 milyar dolar milli geliri var. Petrolü yok, doğal gazı yok. Fosfat, potasyum… madenleri ihracatı, turizm gelirleri… ile büyüyor. 2000’de 5 milyon olan nüfus 2020’de 10 milyona çıkmış. Aynı dönemde; 9,5 milyar dolar olan milli gelir 45 milyar dolara çıkmış. Milli gelir 20 yılda 5 kat civarı artırılmış. Kendi ülkemle ilgili verilere de bakıyorum Dünya Bankası’nın sayfalarından. Türkiye’de aynı dönemde nüfus 65’den 82 milyona milli gelir de 250’den 750 milyar dolara çıkmış. Ürdün’de asgari ücret 500 dolar.

Veriler Ürdün’ün hızla Türkiye ile arasındaki refah farkını kapatmakta olduğunu gösteriyor. Petrolü, doğal gazı olmayan, topraklarının ağırlıklı kısmı çöl olan Ürdün için bu performans büyük bir başarıdır, diye düşünüyoruz.

Burası bizden daha muhafazakar bir İslam ülkesi. Ama bağımsızlığına kavuştuğu 1946 yılından bu yana yönünü Batı’ya, aydınlık tarafa dönmüş. İslam hukukunun/geleneklerinin modern dünyaya uyumunu zamana yaymış. Ama “inandığı yolu/istikameti” hiç değiştirmemiş. Bizim Türkiye olarak temel sorunumuz, galiba, Atatürk’ün çizdiği doğru/aydınlık yoldan çark etmek istememizle ilgili. Doğru yolda yürümeye devam etmek yerine “Osmanlı’nın batışına sebep olan ‘yol’a” geri dönmek istememiz…

Elçiliğimizin sayfasında Ürdün’ü anlatan veriler 2016 Şubat ayında kalmış. Daha güncel verilere Ürdün’deki İspanya, Fransa Büyükelçiliklerinin sayfasında ulaşabildim. Oysa bizim Ürdün’le ticaretimiz ve ilişkilerimiz İspanya ve Fransa’ya göre kat kat daha fazla…

Türk Elçiliğine uğradık. Şikayetlerimizi ilettik:

- Ürdün Türk vatandaşından ilave COVID-19 testi parası ve yine COVID-19 sigorta parası alırken (Türk vatandaşına eziyet ederken) niçin bizim ülkemiz buna razı oluyor, aynen cevap vermiyor…?

- Türkiye tüm Ürdün sağlık kurumları COVID-19 testlerini kabul ederken niçin Ürdün Türkiye’deki sadece bazı sağlık kurumlarının testini kabul ediyor?

- Türk vatandaşı niçin müzelere girişte 12 kat, 50 kat daha fazla para ödüyor? Aynı şeyi biz de yapıyor muyuz?

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar