Yapay zekâ: Gücün iki yüzü

Arda Öztaşkın
Arda Öztaşkın Akıllı Sürdürülebilirlik

"Teknoloji ne iyi ne de kötüdür; aynı şekilde nötr de değildir."

Tarihçi Melvin Kranzberg’in bu tanımlaması önemli. Tarih boyunca, teknolojinin toplumsal etkileri onu yaratanların niyetlerini aşarak genişledi. Teknolojinin sosyal ekolojiyle etkileşimi, teknolojinin geliştirilme amacından saparak, çok farklı çevresel, sosyal ve insani etkiler doğurdu.  

Peki, yapay zekâ bu bağlamda nereye oturuyor? Öncelikle, ortaya çıkan bu güç, artık hayatımızın her alanına nüfuz ediyor. Önceki teknolojik devrimlerden farklı olarak, yapay zekâ sadece bir araç değil; aynı zamanda öğrenen, üreten ve kendi kararlarını veren bir aktör haline geliyor.

Artık tartışmamız gereken soru, yapay zekânın insan, çevre ve ekonomi üzerinde etkisi olup olmayacağı değil. Asıl mesele, yapay zekânın yaratacağı etkinin iyi mi kötü mü olacağına ve bunun kimler için, nasıl, nerede ve ne zaman gerçekleşeceğine dayanıyor.

Yapay zekânın fırsatları

Yapay zekâ, tüm sektörlerde yeni fırsat kapıları aralıyor. Bazı örnekleri sıralayalım. 

Sağlıkta, yapay zekâ destekli sistemler teşhis ve tedavide devrim yaratabilir. Eğitimde, yapay zekâ her öğrencinin öğrenme hızına ve stiline uygun bir eğitim deneyimi sunabilir. Bu, eğitimde fırsat eşitliği için büyük bir potansiyel demek.

Yapay zekâ, iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü bir araç olabilir. Yapay zekâ tabanlı analizler, enerji tüketimini optimize etmek ve karbon emisyonlarını azaltmak için kullanılabilir. Tarımda, mahsul ve su verimliliği üzerine çalışan yapay zekâ sistemleri, gıda güvenliğine katkı sunabilir ve kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayabilir.

Endüstriyel üretim süreçlerinde yapay zekâ, verimliliği ve kaliteyi artırabilir. Makine öğrenimi algoritmaları, üretim hatalarını önceden tahmin ederek bunların en aza indirilmesini sağlayabilir. Bu durum, üretim maliyetlerini düşürürken, kaynakların daha verimli kullanılmasını mümkün kılar. 

Şehir planlamasında yapay zekâ teknolojileri; trafik akışını, enerji ve su kullanımını optimize etmek ve atık yönetimini geliştirmek gibi konularda büyük faydalar sağlayabilir. Bu da şehirlerde yaşam kalitesini artırarak, sürdürülebilir kentsel gelişimi destekler.

Yapay zekânın riskleri

Fırsatlar belirgin. Ya riskler? Bu teknolojinin doğurabileceği riskler, ağırlıklı olarak kontrolsüz ve etik dışı kullanım üzerine yoğunlaşıyor. 

Özellikle, bu teknolojiyi geliştirenlerin yaptığı uyarılar çok dikkat çekici. Microsoft AI Bölümü Başkanı Mustafa Süleyman, yapay zekânın insan haklarına uygun, adil ve hesap verebilir bir şekilde yönetilmesinin, gelecekte karşılaşabileceğimiz büyük sorunların önüne geçmek için hayati önem taşıdığını savunuyor. Bu doğrultuda, yapay zekâ ile ilgili etik kuralların ve standartların oluşturulması gerektiğini söylüyor.  

Daron Acemoğlu'na göre, yapay zekânın ekonomik eşitsizliği artırma potansiyeli oldukça yüksek. Daron Hoca, doğru politikalarla yönlendirilmezse, bu teknolojilerin toplumsal adaletsizlikleri daha da derinleştirebileceğini ifade ediyor. Bu teknolojilerin toplumsal fayda sağlayacak şekilde kullanılmasının kritik olduğunu vurgulayarak, devletlerin ve toplumun aktif rol almasını gerektiğini söylüyor. 

Yuval Noah Harari ise bu teknolojilerin, insanlığın tarih boyunca karşılaştığı en büyük güç olabileceği konusunda uyarıyor. Harari'ye göre, bu teknolojiler devletler veya şirketler tarafından kontrol edildiğinde, bireylerin üzerinde benzeri görülmemiş bir güç kullanımı söz konusu olabilir. Bu nedenle, yapay zekânın demokratik değerlerle uyumlu olacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini söylüyor. 

Sonuç; 

Yapay zekânın gücünü anlamak ve bu gücü toplumsal fayda yaratacak şekilde yönlendirmek, bu teknolojinin insanlık üzerindeki etkisini belirleyecek. Yapay zekânın sağlıklı gelişimi ancak toplumların bunu nasıl kullanacaklarına dair bilinçli kararlar alması ile mümkün.

Bu, sadece teknolojiyi geliştirenlerin değil, aynı zamanda toplumun geniş kesimlerini temsil edecek şekilde tüm sosyal ve toplum bilimcilerin, hukukçuların, sivil toplum kuruluşlarının, kamunun ve elbette iş dünyasının katkıda bulunması gereken bir süreci zorunlu kılıyor.

Yapay zekâyı bilgelik, adalet ve insanlık yararına kullanarak daha parlak, adil ve sürdürülebilir bir dünya inşa etme fırsatına sahibiz. Bu büyük dönüşümde, her bireyin ve kurumun rolü, insanlık için aydınlık (ya da karanlık) bir gelecek inşa etme yolunda belirleyici olacak. 

Dün olduğu gibi, bugün ve gelecekte de tercihlerimiz her şeyi belirleyecek. İnsanlık tarihi ya insanlık eliyle sürecek ya da bu teknolojilerin rüzgarında sürüklenecek…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar