Yapay zeka kardeşliği

Kerem ÖZDEMİR
Kerem ÖZDEMİR KEREM İLE İŞİN ASLI

HPe Yapay Zeka (AI) İş Geliştirme Lideri Edmondo Orlotti ve ING Türkiye Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Wouter Meijs’in ortak bir yanı var. İkisi de yapay zeka ile yeni iş modelleri geliştirme konusuna odaklanmış durumda. Aradaki fark ise birinin bir banka ve diğerinin bir teknoloji şirketi olması.

Gerçekten mi? Eskiden olsa böyle bir ayrım yapabilirdik ama güncel gelişmeler bu farkı ortadan kaldırmış durumda. Yine de nüanslar var ve bunlara yazının ilerleyen bölümünde değineceğim.

HPe Yapay Zeka (AI) İş Geliştirme Lideri Edmondo Orlotti, şirketin yüksek performanslı bilgi işlem ve yapay zeka üzerinde çalışan takımının içinde yer alıyor. Orlotti’nin takımının görevi, yapay zeka çözümleri üzerinde ya da çevresinde iş çözümleri geliştirmek.

Orlotti, “Yapay zeka herhangi bir şey olabilir çünkü buradaki hayal, makinelerin insanlar gibi etkileşimde bulunması. Ancak bu hayal; en azından şimdilik bir hayal” diyor. Gerçek ise AI’ın özellikle derin öğrenmenin akışa dahil olmasının ardından geçen son 10 yılda muazzam derecede popüler hale gelmesi. Bu yaygınlaşma, derin öğrenmenin, artan miktardaki verinin işlenmesi konusunda matematiksel bir çözüm yaratmasından kaynaklanıyor.

İşin ekonomisi de basit: Derin öğrenme, elinde çok büyük miktarda veri bulunan ve bunu işlemesi gereken Google’dan çıkıyor ve modern anlamdaki AI’ın evriminde kilit bir halka oluşturuyor. Orlotti, artan AI iş yükünün bir altyapı tedarikçisi olarak kendileri açısından çok ilgi çekici olduğunu söylüyor.

HPe’nin verinin depolanması, elleçlenmesi ve işlenmesi gibi farklı iş boyutları ile ilgilendiklerini belirtiyor. HPe içinde bu alanla bağlantılı olarak faaliyet gösteren çok sayıda takımdan Orlotti’nin liderliğinde çalışanı, derin öğrenmeyi büyük ölçekte uygulamak için yüksek performanslı bilgi işlem platformu altyapısı gerektiren iş yüklerine odaklanıyor.

Bunlardan biri, tıpta ya da uydu uygulamalarında bilgisayar görüsü kullanma. Günümüzde bu alanlarda, büyük miktarda bilgi işlem gücü gerektiren çözümler kullanılıyor. Buradaki çözüm mimarisi, uzmanlaşılmış ve kullanıcıya özelleştirilmiş yüksek güçlü donanım üzerinde koşan yazılıma dayanıyor. HPe, 275 milyon dolarlık SGI ve 1,4 milyar dolarlık Cray satın almaları ile bu alandaki donanım kaslarını geçen yıllarda güçlendirdi.

Bu rakamların ne anlama geldiğinin anlaşılması açısından, HPe’nin 2021’de ABD Ulusal Güvenlik Kurumu (National Security Agency-NSA) ile 10 yıl süreli ve 2 milyar dolar tutarında bir sözleşme imzaladığını yazayım. Bulut tabanlı yüksek performanslı bilgi işlem (HPC) teknolojisinin servis modeli ile sağlanacağı çözüm, NSA’in derin öğrenme ve yapay zeka becerilerini kullanarak çok daha büyük miktarda veriyi analiz etmesine olanak tanıyacak. HPe, geleceğini bulut tabanlı servis platformu Greenlake’in iş modeli ve servis portföyüne bağlamış durumda ve bu örneği rakamların ötesini anlamanız için aktarıyorum.

Aynı geminin farklı yolcuları

HPe’nin çözümünün yaygınlaşması ve standartlaşması bir teknoloji altyapısı tedarikçisi olan şirketin başarısı açısından önem taşıyor. Burada oluşturulmuş bir model ve kapasitenin değerinin, ölçeklenme ile artacağı aşikar. Bu şekilde herkesin kullanımına açık olan ve yapay zeka kullanımını demokratikleştiren bir oyuncu, ING gibi kendisini farklılaştırmaya dayanan bir iş model ile faaliyet gösteren bir bankayı nasıl etkileyecek sorusu bu noktada önem taşıyor.

HPe’nin İstanbul’daki ofisinde Orlotti ile yaptığım görüşmenin bir iki hafta sonrasında TRAI Week basın toplantısında ING’den Meijs’e bu soruyu sorma fırsatı buldum.

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, ING Türkiye,  Etiya, HPe Türkiye, Huawei Türkiye, SAP Türkiye ve Turkcell’in temsil edildiği toplantıda, “ING’de organizasyon boyutunda dijital dönüşümü stratejimizin merkezine koyuyoruz” diyen Meijs, “Müşterilerimizin bankacılığa daha az ve hayatlarına daha fazla zaman harcamasını istiyoruz” şeklinde konuştu. Burada dikkat çekici olan kilit ifade “kuralları yeniden yazmak” oldu. Büyük veriyi işleme bu noktada önem taşıyor.

Meijs’in bunu teknoloji tedarikçilerinin herkese sunduğu araçlarla nasıl yapacağına ilişkin soruma yanıtı, “Bir banka olarak büyük miktarda veriye sahipsiniz ve bu müşterileriniz tarafından sağlanıyor. Bu size bir üstünlük sağlıyor çünkü bu sadece sizde olan bir veri. Ancak benim için en büyük değişiklik, herkesin aynı araçlara ve herkesin kavramsal olarak aynı yöntemlere erişebildiği bir ortamda farkı, bunları kullanarak icra etmek oluşturuyor” şeklinde konuşuyor. Burası önemli.

PÜF NOKTASI

Teknoloji platformu sağlayıcısı HPe’nin başarısının standart haline gelmeye ve bankacılık sektöründe faaliyet gösteren ING’nin de farklılaşmaya bağlı olduğunu düşünürdük. Artık böyle değil çünkü veri ve yazılımın devreye girmesi, özelleştirme kavramını her noktaya sokuyor. Yapay zeka, özellikle derin öğenme ile birlikte bu dönüşümün sürükleyici gücünü sağlıyor. Dijital araçlar, platform ve ekosistem, bu yeni dünyayı tanımlarken Orlotti’nin veri için kullandığı ve lojistik sektöründen alışık olduğumuz elleçleme (handling) terimi, büyük veriyi kullanma konusundaki gelişmemizi sembolize ediyor. Bu dünyada standart araçlarla fark yaratmak mümkün çünkü kurşun kalemle de Anna Karenina romanı yazılabilir. Ancak daha önemlisi, bu araçlarla tulûat yapabilir hale geliyoruz. Üstelik platform servisleri sayesinde, William Shakespeare gibi, “Bütün dünya bir sahnedir” diyebiliyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar