BUSİAD’tan adaylara ‘Başka Bursa yok’ uyarısı…

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Yüksek Danışma Kurulu aylık toplantısı sonrası yapılan açıklamada seçim öncesi adaylara projelerinde ‘Başka Bursa olmadığı’ gerçeğini unutmamaları uyarısında bulunuldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
BUSİAD’tan adaylara ‘Başka Bursa yok’ uyarısı…

EKONOMİ (BURSA) - YDK Başkanı Ergun Hadi Türkay imzalı açıklamada Bursa’nın sanayi, tarım ve turizm kenti olduğu vurgulanırken, sanayiye 1961’de temeli atılan organize sanayi bölgesi ile pilotluk yapan Bursa’nın, katma değerli, yeşil, dijital ve toplumsal dönüşümün nasıl başarılacağına da pilotluk yapabilecek güçte olduğu dile getirildi. “Bursa’yı yönetmeye talip olanlara, ‘Başka Bursa olmadığı’ gerçeğini gözden çıkarmaması gerektiğini söylemek isteriz” denildi.

Pandemiyle başlayan yüksek enflasyon ateşinin düşürülemediği, geçen yıl gerçekleşen genel seçim ve ay sonundaki yerel seçimlerin de, enflasyonla mücadele için gerekli sert tedbirlerin alınmasını güçleştirdiği belirtilen açıklamada, “Türk Lirası istikrarsızlaşmıştır. Cari açığa yıllardır bir çözüm üretilememiştir. Çözümünün yüksek katma değerli üretim olduğu bilinmektedir. Ancak yüksek katma değerli üretimin olmazsa olmaz şartlarını yerine getirmek için gerekenler bir türlü yapılamamaktadır. Hepimiz biliyoruz ki cari açıktan ve orta gelir tuzağından kurtulmanın formülü şüphesiz iyi eğitilmiş insan gücüdür. Ancak iyi eğitim almışlarımız ülkeden gitmenin hayalini kuruyor ve ilk fırsatta bunu gerçekleştiriyor. Eğitim sistemimiz 3-5 yılda bir yapılan değişikliklerle çağın ihtiyacını karşılamaktan gittikçe uzaklaşmakta. Herkesin üniversite mezunu olmasını özendiren anlayış, üretimdeki ana eleman ihtiyacını daha da katlanılmaz hale getirdi. Nitelikle eleman bulunamaz, bulunsa da çalıştırılamaz, çalıştırılsa da elde tutulamaz halde. Özgürlükler, demokrasi ve hukukta, çağdaş standartlara ulaşmamız halinde doğru bir eğitim sistemiyle şahlanmamız için önümüzde hiçbir engel yok.

Türkiye, lojistik olarak dünyanın merkezinde. Gerek hammadde, gerekse pazarlara yakın olan Türkiye, 1 milyardan fazla bir nüfusa hitap edebilecek bir potansiyele sahip. İhracat potansiyelimiz tüm sıkıntılara karşın yüksek. Üreterek kalkınma modelini, orta gelir tuzağından kurtulma hedefini, katma değer ortaya koymayan geleneksel üretim yöntemlerinin bizi ileriye taşımayacağı bilincini bir an önce kazanmalıyız. Tarımsal yeniliklerin kullanıcısı değil üreticisi olabilmeliyiz. Bereketli topraklarımızda tarımsal üretim açısından yokluğun değil, varlığın merkezi olmamamız için hiçbir neden yok. Tarımsal planlamaya özel önem vermeliyiz. Turizm açısında da çok tecrübeli bir ülkeyiz. Artık tecrübelerimizi turizmde de orta gelir tuzağından kurtulma planlamasını yapmak üzerine kurmalıyız.

Giderek fakirleşmekteyiz. İşvereninden işçisine kadar bu fakirleşme hepimizi farklı ölçeklerde de olsa etkiliyor. İş insanı ürün ya da hizmetini satmak için maliyet hesabı yaparken, işçi de geçinmek için sürekli hesap yapma derdinde. İş barışı, veren için de, alan için de tatmin edici rakamların oluşamadığı bir yere gidiyor. Çalışanlarımızın iyi koşullarda yaşamasını gönülden arzu ediyoruz. Ancak maliyetler elimizi kolumuzu bağlıyor. Çözümün enflasyonu düşürmekte olduğunu biliyoruz. Nüfus yoğunluğunu artırmadan, çevresel dengelere uyum sağlayarak üretim yapmak mümkündür. Eski zihinsel ve teknolojik anlayışla üretim yapmanın adresi Bursa olmamalı, bursa yukarıda saydığımız dönüşümleri başaran bir üretim üssü olmalıdır. Yeni görev alacak yerel yöneticilerimizden bu anlayışa kulak vermelerini bekliyoruz” ifadelerine yer verildi.