Öz Tutuş, teknoloji ile paralel olarak kendisini geliştiriyor

2024 yılı ile birlikte dijitalleşme ve yapay zeka alanındaki teknolojilerin artarak endüstrilerin içine gireceğini belirten Öz Tutuş Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Tutuş, “Artan talebi karşılamak üzere dokuma makineleri teknolojisini yakından takip ediyor ve bu alanda yatırım planlarımızı canlı tutuyoruz” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Öz Tutuş, teknoloji ile paralel olarak kendisini geliştiriyor

ALİ ŞAHİN/BURSA
Türkiye’de faaliyet gösteren sayılı entegre firmalardan biri olan Öz Tutuş Tekstil, iplik üretimi, dokuma ve brode (nakış) alanlarındaki uzmanlığı ile perde ve hazır giyim kumaşları üretimi yapıyor. 2 farklı lokasyonda toplam 20 bin metrekarelik alanda üretim yaptıklarını belirten Öz Tutuş Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Tutuş, “Biz aslında grup şirketleri olarak entegre bir üretim yapıyoruz. Beyper markamız ile iplik üretimi, Öz Tutuş markasıyla da dokuma yapıyoruz. Ağırlıklı olarak üretimimiz Perde olarak son kullanıcıya gidiyor. Bünyemizdeki jakarlı, armür ve dönerli tezgahlardan oluşan üretim parkurumuzun aylık kumaş üretim kapasitesi 200 bin metrenin üzerinde. Artan talebi karşılamak üzere dokuma makineleri teknolojisini yakından takip ediyoruz. Tamamen ihracata çalışıyoruz ve Rusya, Ukrayna, Türki Cumhuriyetler, Ermenistan, Arap yarımadası, Irak, Fas ve Tunus gibi pazarlarda aktifiz. Aynı zamanda iplik tarafında aynı zamanda Sasa’nın bayisiyiz ve ham iplik satışı da gerçekleştiriyoruz.” dedi.
Pandemi sonrası ve öncesi olmak üzere ekonomiyi iki farklı dönem olarak görmek gerektiğini belirten Tutuş, “Pandemi döneminde başlayan dijitalleşme hareketi artık toplumun her kesimi tarafından kabul edilir bir hal aldı. 2024 itibarıyla bu dijital entegrasyonun zirve yapacağını düşünüyoruz. Bu kapsamda yatırım planlarımızı da canlı tutuyoruz. Teknoloji tarafında özellikle yazılım alanındaki yenilikleri yakından takip ediyoruz. Ülke olarak kurduğumuz fabrikaları yapay zeka ile ilişkilendirmeye başlamamız gerekiyor. Bu süreci kaçırırsak birçok sektörde süreçleri yönetemeyeceğimiz için pazar kaybı yaşayacağız” diye konuştu.

“Meydancı bile bulamıyoruz”

Özellikle konfeksiyon tarafında sektörün büyük kayıplar yaşadığını hatırlatan Tutuş, “Şu anda ülkemizde 40 yaşın altındaki dokumacı sayısı yok denecek kadar az. Bu da demek oluyor ki bu alanda da üretim pazarımızı yakın zamanda kaybedeceğiz. Bizim piyasa içerisindeki bu dinamikleri görerek ona uygun planlama yapmamız gerekli. Mesleki eğitim ile bu alandaki açıkları kapatabiliyorsak o alana kapatamıyorsak da halihazırda bu alanlardaki kaçak iş gücünü kayıt altına alarak sürece başlamamız gerekiyor. Bazı alanlar için belli şartları sağlayan sığınmacılara özel bir statü vererek onların o alanda kayıtlı olarak istihdamını sağlayabiliriz. Çünkü personel konusunda nitelik ve nicelilk birbirine karıştı. Kalifiye elemanı bir kenara bırakın meydancı dahi bulamıyoruz. Genç kuşak kolay yoldan para kazanmak umuduyla sosyal mecralarda içerik üreticisi olmayı amaç edinmiş duruma. Üretim süreçlerini ne yazık ki yeni kuşakta düşünen kişi sayısı çok az. Bunun yanı sıra Bursa belli sanayilerin merkezi ve bu yüzden sürekli göç alan bir şehir. Bu göç karşısında durmaya çalışmak beyhude bir çaba. Gelen göçü yönetebilecek, şehri bu yönde geliştirecek adımlar ile ekonomide kentimizin düşen ivmelerini tam tersine çevirmeyi başarabiliriz. Ayrıca katma değer konusunda da çalışmamız gerekli. 1,5 milyar kişilik Müslüman coğrafyasının Almanya kadar ekonomi yaratamadığını görüyoruz. Bizim bunun nedenini irdeleyip katma değeri artıracak teknoloji ve yazılımlar üzerinde çalışmamız gerekli” ifadelerini kullandı.

“Kırgızistan’daki fırsatlar değerlendirilmeli”

Kırgızistan Cumhuriyeti Bursa Fahri Konsolosu olarak da iki ülke ticaretinin gelişmesi için çalıştığını belirten Bilal Tutuş, “Türki Cumhuriyetler baktığınız zaman arasındaki ticareti yüzde 5 dolayında sınırlı kalmış büyük ithalatlar yapan ülkeler. Oysa aralarında kurulacak işbirliği ile birbirlerinin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayabilecek potansiyelleri var. Özellikle Kırgızistan bölgesinde yapılacak yatırımlar ile ilgili ciddi destekler söz konusu. Yatırımcı güvenli limanları sever ama oradaki potansiyeli ne yazık ki farklı sebeplerle göremiyoruz. Bu anlamda karşılıklı işbirlikleri Türk coğrafyasının güçlenmesine katkı sunacaktır” dedi.