Deprem bölgesi, yatırım için vergi desteğine ihtiyaç duyuyor

İş dünyası temsilcileri, deprem bölgesinde üretimin ve yapı stokunun güçlendirilmesi için önerilerini dile getirdi. TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, bölgede yatırımların artması için vergi indirimleri ve ertelemelerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. TMB Başkanı M. Erdal Eren de doğru planlama, ehil müteahhitlik ve sıkı denetim vurgusu yaptı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Deprem bölgesi, yatırım için vergi desteğine ihtiyaç duyuyor

ABDULLAH SÖNMEZ - ESKİŞEHİR

Geçen yıl 11 ili vuran Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıldönümü nedeniyle aaçıklama yapan iş dünyası temsilcileri, bölgenin toparlanması için yapılması gerekenleri dile getirdi.

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, bölgedeki ihracat ve sanayi yapısının önemli ölçüde tekstil ve demir-çelik sektörlerine bağlı olduğunu kaydederek, “Deprem bölgesinde sanayi temelli bir daralma var. İş gücü eksikliği, altyapı ve finansmana erişim sorunları nedeniyle de milli gelir düzeyi ve ihracatta deprem öncesindeki seviyeye ancak 2026 yılı itibarıyla yeniden ulaşılacağını öngörüyoruz” dedi. Sönmez, bölgede üretim ve ihracatın desteklenmesi gerektiğini, yatırımların artması için ise vergi indirimleri ve ertelemelerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

"Teknik yeterlilik şartı tavizverilmeden uygulanmalı”

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren de toplumsal belleğin en büyük acılarını oluşturan depremlerin, yapılaşmada ‘doğru planlama, doğru proje, ehil müteahhitlik ve sıkı denetim’ hususlarının önemini ortaya koyduğunu ifade ederek, “Önceliğimiz ve tüm gayretlerimiz, deprem bölgesindeki konut inşaatlarını en kısa sürede tamamlamak. Depreme karşı afet odaklı kentsel dönüşüm de acilen tamamlanmalı” dedi. TMB olarak, depremlerin değil ihmalin ve kusurlu yapıların can aldığı gerçeğiyle yüzleşilmesi gerektiğini her fırsatta vurguladıklarını belirten Eren, şöyle devam etti: “Deprem nedeniyle yeni acılar yaşamamak adına zemin şartlarını dikkate alan imar planları ve yapı şartnameleri hazırlanması, olası imar aflarına güvenen kaçak yapılaşmanın önlenmesi, yüksek riskli yapı stoku için etkin kentsel dönüşüm politikaları geliştirilmesi gerekmektedir. Yapı müteahhitlerinin ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliklerine göre sınıflandırılması için 2019 yılında çıkarılan ‘Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmelik’, yurt çapında etkin ve taviz verilmeden uygulanmalı.”

“Topyekün seferberlik gerekiyor”

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Tayfun Küçükoğlu da tüm Türkiye’de derin acılara yol açan 6 Şubat depremlerinin ardından 650 binin üzerinde kalıcı konut ihtiyacı doğduğunu, 1,5 milyondan fazla insanın evsiz kaldığını hatırlattı.

Türkiye İMSAD olarak yıllardır deprem felaketine karşı atılması gereken adımlara dair birçok çalışma yaparak raporlar yayımladıklarını da hatırlatan Küçükoğlu, “Biliyoruz ki bu tarz çalışmalar bugünden yarına uygulanacak çözümler değil. Deprem konusunda topyekûn bir seferberliğe ihtiyacımız var. Önceliğimiz, günübirlik çözümler yerine bir bilinç seferberliği oluşturmak” şeklinde konuştu.

“Bölgenin ayağa kalkması için finans desteği şart”

Deprem bölgesinin ülke ekonomisinin önemli bir can damarı olduğunu da hatırlatan Ege Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer ise, deprem bölgesinin yeniden ayağa kaldırılması için finans kuruluşlarının desteğine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Yelkenbiçer, “Depremin ardından geçen bir yılda istihdam ve üretimde büyük kayıplar yaşandı. Evlerin, işletmelerin yeniden yapılandırılması gerekiyor. Hayatın tekrar başlaması için firmaların çarklarının dönmesi, iş gücü eksikliğinin giderilmesi, altyapı ve finansmana erişim sorunlarının giderilmesi çok önemli başlıklar. Özetle, bölgemizin yeniden ayağa kalkması için finans kuruluşlarının desteğine ve kamunun iyileştirici düzenlemelerine ihtiyaç var. Bu düzenlemeler, depremin ilk dönemlerinden bu yana devam eden nitelikli istihdam sorununun çözümüne de önemli katkı sağlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

"Güvenli yapı stoku bağımsız denetimle mümkün olur”

Türkiye’yi yasa boğan ve büyük bir yıkımın yaşandığı 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde açıklamalarda bulunan Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkanı Yasin Uğur Arıkan yıkımların çok büyük bir kısmının denetimsiz eski yapı stoku ve zemin kaynaklı olduğunu söyledi.

Bu yapıların hızlı bir şekilde dönüştürülmesinin, imara açık veya açılacak alanların zemin çalışmalarının en yüksek hassasiyetle yapılmasının gereklilik olduğunu vurgulayan Arıkan, bağımsız denetim uygulamalarının güvenli yapı stoku oluşturulmasında kritik önem taşıdığının altını çizdi. Denetimsiz eski yapı stokunun acil dönüştürülmesi gerektiğini belirten Arıkan, güvenli yapı stokuna kavuşmanın yalnızca bağımsız bir denetimle mümkün olduğunu vurguladı.

Yaşanan yıkıcı depremlerin ardından bilirkişi raporlarının ağırlıklı olarak bir noktadan çıkmasının raporlarda sistematik hataların oluşmasına neden olduğunu aktaran Arıkan, “Yıkılmış veya ağır hasarlı bir yapıda delil toplama noktasında büyük sıkıntılar yaşandı. Bu konuda ihtisas mahkemelerinin olmayışı, süreci çok olumsuz etkiledi. Kanaatimce bunu bir fırsata çevirerek ihtisas mahkemelerinin kurulması hem imar hem de adalet yönünden büyük bir kazanç olacaktır” diye konuştu. Yaşanan acı tablonun ardından ders çıkarmak adına atılabilecek en önemli adımların kentsel dönüşüm ve yerinde dönüşüm projeleri olduğunu vurgulayan Arıkan, “Bununla ilgili devlet üzerine düşeni yaparak, gerekli hibe ve kredileri sağladı. Gerekli mevzuatsal düzenlemeleri yaptı. Fakat iki seçim süreci ve ekonomik darboğaz, planlanan sürecin istenilen hızda ilerlemesine engel oluyor” dedi.

“Deprem yönetmelikleri çok acil güncellenmeli”

2019 yılında yürürlüğe giren son deprem mevzuatının, detaylı ve güvenli bir mevzuat olmasına rağmen yüzyılın felaketi diye adlandırılan 6 şubat depremlerinde, ivme değerleri yönünden istenilen performansı sağlayamadığına dikkat çeken Yasin Uğur Arıkan, yapıların yönetmeliğin öngördüğünün 2 katı deprem yüküne maruz kaldığını belirterek mevzuat çalışmalarının akademik çevrelerin de katkıları ile acil olarak güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Arıkan, sözlerine şöyle devam etti: “Deprem yönetmelikleri hazırlanırken benzer bir depremin tekrar yaşanması ihtimali göz önünde bulundurularak frekansı ve şiddeti dikkate alınmalı. Eğer yönetmelikler bu kriterleri sağlamıyorsa, yıkılan binalarla ilgili proje mühendisleri, yapı denetim firmaları ve şantiye şeflerini sorgulamak kadar yönetmelikleri de ciddi anlamda sorgulamamız gerekiyor. Bu yüzden yönetmelikler daha kapsamlı olacak şekilde çok acil güncellenmeli.”