ABD için sertifikasyonu halledersek endüstriyel mutfak ihracatı hızla artar

Sadi ÖZDEMİR
Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Geçen yıl yaklaşık 2,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren ‘endüstriyel mutfak’ sektörümüz bu yıl için 2,8 milyar dolarlık hedef koymuştu. Avrupa pazarındaki ‘resesyon etkisi’ sektörü endişelendirse de ABD pazarındaki fırsatlar umut veriyor. Türkiye’de geçen yıl ve bu yıl turizmdeki canlılık da ‘depremlere rağmen iç pazar satışlarındaki büyüme umudunu’ muhafaza ediyor.

1991’den beri sektörü temsil eden Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) 20-24 Eylül tarihlerinde de İstanbul’da ‘dünyanın en büyük ikinci endüstriyel mutfak fuarını’ (Hostech) yapacak. Chicago National Restaurant Association Snow’a (NRA) 31 Türk firmasıyla katılan Türkiye’nin büyük ilgi gördüğünü söyleyen TUSİD Başkanı Güçlü Kaplangı, “ABD pazarı Çin mallarından ciddi sıkılmış, ABD ürünleri de pahalı. Türk ürünlerini çok beğeniyorlar ve almak istiyorlar ama ‘sertifikasyon’ sorunumuz var. Bunu acilen aşmak için çalışmalarımızı hızlandırdık” diyor. Kaplangı, ABD pazarının endüstriyel mutfak sektörü için ne kadar önemli olduğunu da şöyle açıklıyor: “Biz Türkiye olarak bu sektörde dünyanın en büyük 5’inci ihracatçısıyız ama ABD pazarında güçlü değiliz. Burada Çin çok güçlü. Çin’in bu sektördeki ihracatı 147 milyar dolar ve bunun yüzde 60’ını ABD pazarına yapıyor. Türkiye olarak biz geçen yıl toplam 2,4 milyar dolarlık ihracat yaptık. Diğer mutfak ürünlerini dâhil edince 6,5 milyar dolarlık ihracatımız var. Bu ihracatın yüzde 51’ini Avrupa pazarına yapıyoruz. Ancak Avrupa’da resesyon nedeniyle bir sıkışma var. Pandemi döneminde Çin’den bize kayan siparişleri kaybetmeden Avrupa pazarındaki gücümüzü muhafaza etmeliyiz. ABD pazarından da yüzde 5 pay alsak çok büyük iş başarmış oluruz. ABD pazarı için sertifikasyon, firmalarımız açısından çok masraflı ve uzun bürokratik süreçler içeriyor. Bunu çözmek için dernek olarak biz, ihracatçı birliğimiz, bakanlığımız hep birlikte çalışıyoruz. Yakın zamanda pratik bir çözüme ulaşacağız. Bunu tamamlarsak ABD pazarına ihracatımız hızla aratacak. Bu yıl ABD’de sektörümüz ikinci fuarına katılıyor. İlki Orlando’daki NAFEM’di. O da çok başarılı geçmişti. Dünya genelinde ortalama her ay bir fuara katılıyoruz ki bu yılın ihracat hedefini tutturalım.”

Kaynakçımız, CNC operatörümüz beyaz yakalıdan yüksek maaş alıyor

Peki, sektörün üretim yatırımları ne durumda? Bu soruya ise beklenmedik bir yanıt veriyor TUSİD Başkanı Güçlü Kaplangı, “Bizim üretimi artırmada en büyük sıkıntımız ‘mavi yakalı çalışan eksiliğimiz’ ki bunu aşabilirsek ikinci, üçüncü vardiyaları kurabiliriz. Yeni yatırımlar ondan sonra başlar. Şu anda CNC operatörümüz ya da kaynakçımız, ihracat departmanındaki beyaz yakalıdan daha yüksek maaş alıyor. Çünkü üniversitelerimiz bol miktarda beyaz yakalı mezun ederken, eli tornavida tutan, makinada çalışacak eleman yok. Bize göre devletimiz bir an önce bu konuda gerekli reformu yapmalı.”

Hostech İstanbul, dünya ikinciliğine oturdu

Endüstriyel mutfak üretiminde ve ihracatında küresel güç haline gelen Türkiye’nin bu alanda fuarcılıkta da iddialı olduğunu söyleyen TUSİD Başkanı Güçlü Kaplangı’ya bu başarının detaylarını soruyorum. Kaplangı, “Derneğimizin fuarı Hostech’in bu sene 26’ncısını yapacağız. Bu zamana kadar Avrupa’nın en büyük ikinci fuarıydı. Ancak fuara firma ilgisi o kadar yükseldi ki İstanbul Fuar Merkezi’nde 8 holün tamamını şimdiden doldurduk. 2024 Eylül tarihlerinden yapılacak fuarda 480 firma stant tuttu, 8 holün toplam alanı 80 bin metrekareyi buluyor. Bu rakamlarla fuarımız dünyanın en büyük ikinci fuarı konumuna yükseldi” diyor. Kaplangı derneğin imkanlarıyla 1,3 milyon Euro’luk bütçeyle 1000’den fazla yabancı distribütörün de İstanbul’da ağırlanacağını belirtiyor.

Yunanistan ile ‘yumuşak hava’ seçimlerden sonra devam eder mi?

Biz seçimle yatıp seçimle kalkıyoruz ya ezeli komşumuz Yunanistan’da aynı durumda. Üstelik muhtemel ki parlamenter sistemle yönetilseler de ‘ikinci tur deneyimini’ onlar da tadacak. İki ülke arasında yakın zamana kadar devam eden büyük gerilim ise yatışmış görünüyor. Bu yumuşak havanın kalıcı olup olmadığını merak ediyorum. Türkiye Yunanistan İş Konseyi Başkanı Levent Sadık Ahmet’i arayınca Gümülcine’den telefonunu açtı ve “Biz de oy kullanmaya Gümülcine’ye geldik Sadi Bey, Batı Trakya Türkleri olarak farklı partilerden 10 kadar adayımız var ama muhtemelen üç adayımız seçilir. Eskiden olduğu gibi bağımsız seçemiyoruz çünkü ülke genel barajı bunu engelliyor” dedi. İki ülke arasındaki ‘yumuşak havayı’ sorunca da şöyle konuştu: “Bizdeki depremler, iki taraftaki seçimler havayı yumuşattı. Umudumuz bu olumlu havanın seçimden sonra da sürmesi. Kavga etmek için bizce fazla neden yoktu. Belki enerji alanında ortak bir noktada buluşabilirsek olumlu hava kalıcı olabilir. Gelecek hafta güzel bir dostluk etkinliği de olacak. Yunanistan’ın Pamuk İhracatçılar Birliği bizim depremzedelerimiz için 100 bin Euro toplamış. Törenle onu bizlere takdim edecekler” dedi,

Türkiye’nin Yunanistan’a ihracatında ciddi düşüşler olduğunu hatırlatınca Levent Sadık Ahmet şöyle devam etti: “Yunanistan’da ekonomi pekiyi değil. Enflasyondan çok şikâyetleri var. Bu nedenle ülkede tüketim ciddi azaldı, böyle olunca ülkenin ithalatı bizim de buraya ihracatımız azaldı. Turizm sezonu iyi gidecek gibi ama o da turizm bölgelerini ve büyük şehirlerin ekonomisini olumlu etkileyecek gibi.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar