ABD menşeli eşyada ek mali yükümlülük kalktı

Fatih UZUN
Fatih UZUN Gümrük ve Dış Ticaret Dünyası

Neredeyse yılın üçüncü çeyreğini de geri bırakıyoruz. Hem ekonomik hem de siyasi gündem her zamankinden daha da yoğun. Gümrük ve dış ticaret gündemi de bu durumdan bağımsız değil elbette. Özellikle son birkaç aydır gümrük ve dış ticaret mevzuatında gerçekleşen değişiklikler Orta Vadeli Plan dahil olmak üzere yeni dönem hakkında ticaret yapan işletmelere önemli ipuçları veriyor. Bu yazımızda kısa başlıklar halinde bu hususlara değiniyor olacağız.

Dahilde işlemelere ek süre

Dahilde işleme rejimi hepimizin bildiği üzere ihracatçılarımız açısından oldukça önemli bir müessese. İhracatımızın yaklaşık % 50’sine yakın bölümü dahilde işleme rejimi kapsamında yapılan ihracattan oluştuğundan bu uygulamayı sadece klasik bir gümrük rejimi olarak görmenin artık pek de mümkün olduğunu düşünemiyorum. Öyle ya da böyle bu uygulama bir anlamda fiilen ihracatı teşvik sistemi.

Ülkemiz sanayicilerinin son iki yıldır yüksek finansman maliyetleri, ABD ve Avrupa’daki resesyon endişeleri gibi sebeplerden ötürü keyiflerinin yerinde olduğunu söylememiz mümkün değil. İşte böyle bir ortamda 11.09.2025 tarihli 33014 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2025/4 sayılı Tebliğ ile Dahilde İşleme Rejimi Tebliği (İhracat: 2006/12)’nin geçici 37’nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiş ve dahilde işleme izin belgelerine/dahilde işleme izinlerine ek süre verilmesi imkanı getirildi. İhracatlarında bu dahilde işleme müessesesini kullanan işletmelerin ihtiyaçları olması halinde söz konusu ek süre imkanını değerlendirmeleri faydalarına olacaktır diye düşünüyorum.

 Orta Vadeli Program (2026-2028)

Merkezi yönetim bütçesi arasındaki hedef, politika ve kaynak bütünlüğünü sağlayarak üç yıllık bir perspektifle makroekonomik politika çerçevesini sunan temel politika belgesi niteliğinde olan Orta Vadeli Program (2026-2028) 07.09.2025 tarihli 33010 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.

Program içeriğinde gümrük ve dış ticaret alanına dair yeni dönemde Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik Avrupa Birliği (AB) kurumları ve üye ülkeler nezdinde çalışmalar yürütüleceği, Dış ticarette iş süreçlerinin ve ihracat işlemlerinin kolaylaştırılmasını teminen gümrük idareleri ile gümrük kapılarının işlem kapasiteleri artırılacak, fiziki ve teknolojik altyapıları yerli kullanım imkânları gözetilerek ihtiyaçlar doğrultusunda yenileneceği ifade edilmekte.

OVP içeriğine baktığımızda genel bağlamda gümrük ve dış ticaret alanında daha önceki metinlerde yer alan konulardan farklı bir husus gözümüze çarpmamakta.

Dahilde işlemede yeni paradigma

Kanaatimce yine son dönemde yapılan önemli regülasyon değişikliklerinden biri dahilde işleme rejimi hakkında. 16.08.2025 tarihli 32988 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 10211 sayılı Karar ile Dahilde İşleme Rejimi Hakkındaki Karar’ın bazı maddelerinde değişiklikler yapıldı.

Gerçekleşen değişikliklerden en önemlisi Kararın “Yetki” başlıklı 26’ncı maddesiyle ilgili. Bu maddeye eklenen altıncı fıkra özetle; bundan böyle dahilde işleme başvurularında ve revizelerinde genel ve ticaret politikası önlemleri bazında sektörel risk değerlendirmesi yapma, teminat oranlarını değiştirme, teminat türünü belirleme ve başvuruyu şartlı muafiyet sistemi yerine geri ödeme sistemi kapsamında değerlendirme gibi konularda Bakanlığa yetki veriyor.

Hem para hem de maliye politikalarının sıkı yürütüldüğü sürecin gümrük ve dış ticaret mevzuatında da kendini gösterdiğini söylemeliyiz. Dahilde işleme rejimine dair yapılan bu değişiklik belki bir zihniyet veya paradigma değişikliği olarak nitelendirecek kadar büyük olmasa da teşvik sisteminin uygulanmasında son dönemde prensip olarak kabul edildiği açıkça anlaşılan “Risk Analizi, Performans, Mevzuata Uyum ve Proje” temelli bir yapının tesis edilmesi amacından bağımsız değerlendirilmesi de mümkün değil. Tüm bu regülasyon değişikliklerini ekonomik aktörlerin ve dış ticaret işlemleri yapanların iyi okuması gerekiyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde kamunun her türlü teşvik, destek ve dış ticareti kolaylaştırıcı enstrümanlarından yararlanmada “Risk Analizi” değerlendirmesi her zamankinden daha da belirleyici olacak. Ayrıca bundan böyle her dahilde işleme izni almaya yönelik yapılan başvurunun Ticaret Bakanlığı tarafından “Şartlı Muafiyet Sistemi” ile kabul edilmeyebileceğini de bilmek gerek.

Gümrük beyannamelerinde damga vergisi

Ekonomi yönetiminin bütçeyi denkleştirmek amacıyla uygulamaya koyduğu Hazineye yeni gelir yaratıcı vergi uygulamalarına geçtiğimiz günlerde bir yenisi daha eklendi. 06.09.2025 tarihli ve 33009 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 10364 sayılı Karar ile 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yer alan bazı kȃğıtlara ait maktu vergi tutarları arttırıldı.

Bu kapsamda gümrük idarelerine verilen beyannamelerden tahsil edilecek damga vergisi tutarı 1.350 TL’ye yükseltildi. Açıkçası bu tutarı oldukça yüksek bulduğumu söylemem gerek. Zira 1.350 TL gibi bir tutar daha üç beş yıl öncesine kadar küçük ölçekli bir ithalat işleminde ödenen ithalat vergileri tutarı kadar bir rakama tekabül ediyor. Buna bir de yıl sonunda yeniden değerleme oranında yapılacak artışı eklediğimizde gümrük beyannamelerinden 2026 yılında alınacak damga vergisinin 2.000 TL’ye yaklaşacağını öngörmek mümkün. Gerçekten bir yıl içinde milyonlarca sayıdaki işleme konu olan bir belge için yüksek bir rakam.

ABD menşeli eşyadan alınan ek mali yükümlülük kalktı

ABD ile 2018 yılında yaşadığımız siyasi gerginlik sürecine bağlı olarak uygulamaya konulan ve ABD menşeli başta kozmetik, otomobil, pirinç, kömür, alkollü içkiler ile diğer bazı eşyanın ithalatında 2018/11973 sayılı Karar kapsamında uygulanan ek mali yükümlülük 22.09.2025 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Karar ile yürürlükten kaldırıldı.

Elbette bu Karar’ın yürürlükten kalkması ABD menşeli olarak ithal edilen Karar kapsamındaki eşyanın ülkemize ithal eden firmalar açısından ithalat maliyetlerinin azalması bağlamında oldukça önemli. Ancak gümrük uygulamaları bakımından etkisi sadece bununla sınırlı olmayacak. Zira belirtilen türdeki eşya Çin veya başka üçüncü ülke olarak ülkemize ithal edilirken bu ürünlerin ABD menşeli olmadığını tevsik etmek üzere gümrük mevzuatımıza göre menşe şahadetnamesi (COO) sunulması gerekiyordu ve bu durum ithalatçılar için belki küçük de olsa bir maliyet kalemi yaratmaktaydı. Artık ABD menşeli eşyada EMY uygulaması kalktığına göre mülga Karar kapsamı eşyanın ithalinde menşe şahadetnamesi gümrük idarelerince ithalat sürecinde aranılmayacaktır diye öngörüyorum.

Ayrıca ABD menşeli eşyaya uygulanmakta olan ek mali yükümlülük uygulamasının kaldırılması tam da her iki ülkenin devlet başkanlarının 25 Eylül’de Washington’da yapacağı görüşme öncesine denk gelmesi zamanlama bakımından ayrıca dikkat çekici.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gümrükte yaz dönemi yok 21 Ağustos 2023