Artık unicornlar e-ticaret yerine savunma sanayiinden çıkacak

Ussal ŞAHBAZ
Ussal ŞAHBAZ Global İşler

Sonunda Suudi Arabistan da İHA’larımızı (drone) satın alan ülkeler arasına katıldı. Bayraktar’ın ürettiği İHA’lar Suriye, Libya ve Karabağ’da harp sahasında kendini ispat edip, bugün önemli bir ihracat ürünü haline geldi. Bizim teknoloji yatırımı deyince aklımız ilk gelen e-ticaret, fintek ve  oyun sektörlerinde yatırımlar tüm dünyada düşüyor. Startups Watch verilerine göre  2023’ün ikinci çeyreğinde bu yatırımlar geçen seneye kıyasla yarıya inmiş. Acaba savunma sanayii yavaşlayan teknoloji yatırımları için fırsat olabilir mi? Gelin, dünyadaki gelişmelere bakalım.

Öncelikle anlamamız gereken şu ki, teknoloji girişimi hangi sektörde olursa olsun teknoloji girişimidir. Bu işi yaparken izlenen belli yollar var. Baykar’ın başarısı da bu yolları doğru şekilde izlemesinden kaynaklanıyor: Birincisi, Türk İHA’ları tam olarak Clayton Christiansen’in yenilikçinin ikilemi (innovator’s dilemma) teorisine uygun olarak pazara ucuz segmentten girdi. Burası Amerikan dev savunma şirketlerinin hem pahalı ürünlerinin satışları düşmesin diye hem de ihracat kısıtları yüzünden giremediği bir segmentti. Sonrasında Baykar,  Kızılelma gibi İHA’larla Christiansen’in teorisine uygun olarak daha üst segmente uygun ürünler geliştirmeye başladı. Bu sayede hem dünyanın en zengin ülkelerinden Suudi Arabistan’a hem de Afrika’da kabilelerin savaştığı ülkelere uygun İHA’lar tedarik edebilir konuma gelmiş oldu.

İkincisi, Baykar harp sahasına canlı erişimi olduğu için sorunu yerinde görüp çözüm üretti, çözümleri test etti ve sonuçlardan öğrenerek ürünlerini daha ileri seviyelere taşıdı. Yani tipik bir “yalın girişim” (lean startup). Üstelik, Baykar’ın ürettiği İHA’lar Türk savunma sanayiindeki başka ürünleri de kullandığı için bir “network” etkisi sağlıyor. Yani satışa gittiği zaman yanında Türkiye’nin başka ürünlerini de götürebiliyor ve bu sayede Türkiye markasına ve ekonomimize daha geniş ölçekte katkıda bulunuyor.

Gerek Avrupa’da gerekse ABD’de şu an teknoloji yatırımları içinde en ilgi çeken sektör savunma sanayii. Bunun temel nedeni tabii maalesef son zamanlarda dünyada süren ve çıkma ihtimali olan savaş sayısının artması. Açıkçası yatırımcılar bu alanda ne yapacaklarını bilemiyor. Alışık da değiller. Girişim sermayesi fonlarını destekleyen Avrupa Yatırım Fonu gibi birçok kurumsal yatırımcı, aslında, savunma işlerine yatırım yapmayı yasaklıyor. Hem bu nedenle hem de yapılan işin çoğunlukla tek alıcısı olan askerî alana kısıtlı kalmadan büyüyebilmesi için savunma sanayii işlerini daha işe başlarken “ikili kullanıma” (dual use) uygun düşünmek ve ona göre tasarlamak lâzım. Yani hem askeri hem de sivil pazara yönelik işler olmalı. Nitekim görüntü işlemeden askeri tatbikatlarda kullanılan oyunlara kadar birçok teknoloji bu nitelikte. Mesela İsrailliler Hamas roketlerine karşı kurdukları “demir kubbe” roketsavar sistemlerindeki teknolojiyi, dışarıdan kumanda ile yapılan ameliyatlardaki kullanıma adapte etmişti.

Savunma sanayii girişimcisinin vizyonu askeri projelerin ötesine geçince, işi hızlıca ölçeklendirme imkânı ortaya çıkıyor. Bu sayede girişim sermayesi yatırımlarının da önü açılıyor. Avrupa’da örnek çok: Mesela Portekizli İHA üreticisi Tekever bu sene 23 milyon dolar yatırım almış. Tekever’ın İHA’ları Ukrayna’da harpte de kullanılıyor, Nijerya’daki arama kurtarma çalışmalarında da. Alman Helsing de 102 milyon dolar yatırım almış. Helsing’in yatırımcılarından biri müzik dinleme uygulaması Spotify’in kurucusu olan Daniel Ek. Helsing, harp alanındaki sensörlerden topladığı veri ile karar alma süreçlerini hızlandıran bir yapay zekâ uygulaması geliştirmiş.

Geçen haftaki NATO Zirvesi’nde ittifak, teknoloji yatırımlarına yönelik 1 milyar dolarlık girişim sermayesi fonu açıkladı. Daha önce “bu fonlara girince verdiğimiz parayı geri alamıyoruz” deyip katılmamıştık. Sonra çok yerinde bir kararla, Türkiye bu fona dahil olmaya karar verdi. Şimdi ise buradan kaynak çekmeyi başarmamız lâzım. Bunun için ilk olarak, doğru ilişki ağlarını geliştirmek gerekiyor. İkinci olarak da aynı Bayraktar’ın yaptığı gibi yalın girişim teknolojisi ile piyasaya uygun ürün geliştirmeliyiz. Üçüncüsü ise hızlı ölçeklenmek için askerî olduğu kadar sivil kullanım fırsatlarına da bakmak gerekiyor.

Bizdeki savunma sanayii şirketlerinin çoğu Ankara’da ve en iyi bildikleri şey kamu şirketlerine iyi proje yapmak. Eğer bu şirketlerde biraz “İstanbul kafası” ile dönüşüm sağlayıp, projecilikten ürün geliştirmeye geçebilirsek yeni “unicorn”larımızı savunma sanayiinden çıkarabiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar