Bursa’da bir dünya devi
Pandemi sürecinde üretimin nabzını tutmak için Bursa’ya gittik. Yüzde 50 Güney Kore sermayeli Maysan Mando korona tehdidine karşı önlem alan şirketlerin başında geliyor. Aralık 2019’da dünya COVID-19 ile tanıştı. Çukurova Holding ve Güney Koreli Mando Grubu’nun yarı yarıya ortak olduğu Maysan Mando Genel Müdürü Tülay Hacıoğlu Şengül ile Şubat 2020’de Güney Kore’ye yaptığı ziyareti konuştuk. Aslında krizi başarıyla yönetmesinin temelinde bu ziyaret yatıyor.
“Onlar bizden önce pandemi tecrübesi yaşadıkları için bu konuda daha hazırlıklı ve bilinçliydi. Biz de yola çıkmadan önce tüm koruyucu tedbirleri alarak, karşımıza çıkabilecek muhtemel risklere karşı hazırlıklarımızı yaptık. Güney Kore’de geçirdiğim süre boyunca alınan tedbirleri detaylı olarak görme fırsatımız olduğu için bunları ülkemize döndüğümüz ilk anda, hızlıca fabrikamızda da uygulama kararı aldık. Gerekli planlamaları yapıp aksiyona geçerek, Güney Kore’de gözlemlediğim tedbirleri fabrikamızda da uygulamaya başladık” diyen Şengül, Güney Kore’de elde ettiği farkındalığın ve tecrübelerin, erken dönemde gerekli tedbirlerin alınmasında ve sürecin şirket olarak bugüne kadar başarıyla yürütmesinde etkili olduğunu vurguladı.
● Şirket olarak neler yaptınız?
Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci, her sektörü olduğu gibi otomotiv endüstrisini de ciddi olarak etkiledi. Şirket olarak ilk etapta, süreci ortak akılla çevik olarak yönetebilmek için tüm yönetim ekibini sürece dahil ederek farklı ana risk gruplarını yönetecek COVID-19 Risk Komiteleri kurduk. Ardından, mücadeleyi en iyi şekilde sağlayabilmek adına "Maysan Mando Koronavirüs Önlem ve Eylem Planı" hazırladık. Pandemi ortamının belirsizliklerine ve farklı iyileşme öngörülerine kendimizi ve finansal yapımızı hazır tutabilmek için farklı senaryolar geliştirdik. Bu senaryoları ortamdaki dinamik değişimleri dikkate alarak periyodik olarak güncelledik. Pandemi öncesinde mevcut olan uzaktan çalışma altyapımızı çeşitlendirerek güçlendirdik. Kararlı adımlarla ilerlediğimiz dijital dönüşüm yolculuğumuza hız kazandırdık, bu alandaki yatırımlarımızı artırdık. Pandeminin başladığı ilk günlerden bu yana üst yönetim seviyesinde tüm çalışanlarla yapılan periyodik toplantılarla şeffaf, hızlı ve etkili iletişim kanalları oluşturduk, pandemiyi yenmeye olan inancı ve başarma arzusunu sıcak tutarak çalışanlarımızın bu zor dönemi bizden ve birbirlerinden güç alarak yönetebilmesini sağladık. COVID-19 risk komitelerimiz ile ilk günden bu yana etkili şekilde yönetmeyi başardığımız süreci devamlı kontrol altında tutmaya çalışırken, virüste ikinci dalga riskine karşı proaktif yaklaşımlar sergilemeye devam ediyoruz. Bu süreçte ayrıca şirketimizde antikor testleri de gerçekleştirdik.
● Bu deneyimi Türkiye'deki şirketlerle de paylaşır mısınız?
Güney Kore, ülke genelinde uyguladığı etkin yöntemler sayesinde COVID-19 pandemisi ile mücadelede en başarılı ülkelerden biri olarak gösteriliyor. Ben de seyahatim sürecinde, ülkeye adım attığım ilk andan itibaren alınan tedbirleri bizzat deneyimleme şansı bulmuştum. Öncelikle, gerekli tedbirlerin alınarak çalışma hayatına ve pek çok konuda sosyal yaşama ara verilmeden devam edilebildiğini gördüğümü belirtmeliyim. Güney Kore'nin COVID-19 virüsü konusunda alarma geçtiği Şubat-Mart döneminde özellikle pek çok ilde kurduğu drive-through diye isimlendirilen test istasyonları ile virüsün tespit, teşhis ve yayılma riskinin azaltılmasında fark yarattığını düşünüyorum. Bu istasyonlarda kişiler araçlarından inmeden ve diğer kişilerle etkileşimde bulunmadan rastgele, hızlı ve ücretsiz test imkanına sahip oldular. İlave olarak ülkenin takip ve tedavi uygulamalarını son derece başarılı bir şekilde yürüttüğünü görmekteyiz. Vakaları ve temaslı kişileri erken dönemde kontrol altına alarak, erken aşamada tedavilerini yapmaları, süreci başarıyla yürütmelerinde en önemli faktör oldu diyebilirim.
Ayrıca ülkede artan yatak kapasiteleri ve sadece COVID-19 hastalarına özel hastanelerin devreye alınması da bu konuda oldukça etkili oldu. Bunun yanında bilgi akışını ve iletişimi son derece doğru yönettiklerini gözlemledik. Ülkenin geçmiş dönemde yaşamış olduğu MERS (Orta Doğu Solunum Sendromu) virüsü tecrübesinin sağladığı kazanılmış derslerin de COVID-19 sürecini başarılı şekilde yürütmelerinde önemli bir katkısı oldu. Ek olarak, test kiti üretmek için hemen harekete geçmeleri, her vakayı izole etmeleri, temas izleme kararlılıkları, sürecin başında geliştirdikleri sosyal medya uygulaması ile halkı hızlı bir şekilde bilgilendirmesi ve uyarması, Güney Kore’nin süreç yönetiminde başarılı olduğu diğer unsurlar oldu.
● Şirket olarak yakın ve uzak gelecekteki hedefleriniz neler?
Salgının ardından pek çok alanda olduğu gibi iş yapış biçimlerinde de önemli değişimlerin yaşanması bekleniyor. Biz de şirket olarak buna hazırlıklıyız. Bu süreci en kısa sürede atlatarak, hedeflerimize doğru en az hasarla ilerlemeye devam etme amacındayız. Şirket olarak, büyük önem verdiğimiz Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımız kapsamında özellikle son yıllarda dijital dönüşüm ve bu değişime yön verecek yetkin insan kaynağına yatırım önceliğinde somut adımlar atma gayretindeyiz.
Yeni normalde özellikle dijitalleşme ve bağlantılı araçlar üzerine yatırımların daha da artması bekleniyor. Dolayısıyla dijitalleşme ivmesi daha da hızlanacaktır. Biz de Maysan Mando olarak, dijitalleşme çalışmalarına ciddi önem veriyor ve bu konuda önemli yatırımlar yapıyoruz. Bu noktada, fabrikamızdaki tüm süreçlerin birbirine entegrasyonu ve mobil hale getirilmesi üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca çevreye saygılı ve değer katan işletme anlayışımızla kâğıt kullanımını en aza indirip, tüm operasyonel süreçlerimizi yazılımlara aktarma yönünde adımlar da atmaktayız. Süreçlerimizi ve işletme sermayemizi en etkin şekilde ve kurumsal bir yapıyla yöneterek, verimlilik, karlılık ve sürdürülebilir büyüme odaklı, daha çevik bir yapıya kavuşmak için çalışmalar yürütmekteyiz. İç pazardaki lider konumumuzu daha da güçlendirirken aynı zamanda ihracat pazarlarındaki payımızı artırmak için çalışmalarımızı hızlandırdık. Şirketimizin halihazırda yıllık 7 milyon adet seviyesinde olan üretim kapasitesini, önümüzdeki 5 yıllık süreçte otomasyon seviyemizi daha da geliştirerek 12 milyon adede ulaştırmayı ve daha çok sayıda OEM projesini portföyümüze katmayı hedefliyoruz. Bunlarla birlikte şirket olarak, 2025 yılında Türkiye'deki ilk 100 şirket arasında yer alma hedefimiz doğrultusunda da emin adımlarla ilerleme amacındayız.
Rakamlarla Maysan Mando
● Maysan Mando, Çukurova Holding ve Güney Koreli Mando Grubu’nun ortaklığında faaliyetlerini sürdüren yarım asırlık bir firma olma özelliği taşıyor.
● Ürün gamında; binek ve hafif ticari araçlar, otobüs ve kamyonun yanı sıra, demiryolları ve askeri uygulamalara yönelik geniş bir amortisör yelpazesi yer alıyor.
● Hem doğrudan OEM hatlarına hem de bayi ağı için aftermarkete yönelik üretim yapıyor.
● Toplam üretimin yüzde 60’lık bölümünü yurt içi ve yurt dışı OEM üreticilerine gerçekleştiriliyor. Kalan yüzde 40’lık bölümüyle pazar lideri olarak yurtiçi aftermarket talebini karşılarken, aynı zamanda Avrupa başta olmak üzere; Rusya, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türki Cumhuriyetleri içeren 75’ten fazla ülkeye ihraç ediliyor.
● Mevcut fabrikanın kapalı alanı 27.000 metrekare. Bugün itibariyle Maysan Mando bünyesinde yaklaşık 500 kişi çalışıyor.
● Türkiye’nin ilk ve en büyük amortisör üreticisi olarak, dünyanın en büyük ana sanayii üreticilerinin hemen hepsiyle çalışılıyor.
● Güney Koreli Mando Grubu’nun tüm dünya genelinde farklı lokasyonlarda Ar-Ge ve üretim merkezleri bulunmakla beraber, Maysan Mando olarak tasarlanan ve üretilen tüm ürünler, tamamen Bursa’daki fabrikada geliştirip devreye alınıyor.
● Mando’nun küresel düzeyde yer alan fabrikaları açısından da Maysan Mando, ticari araç amortisör tasarımı ve üretimi konusunda Ar-Ge öncelikli üretim modeliyle, know-how’ını geliştirmiş en yetkin fabrika özelliği de taşıyor.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.