Cari işlemler haziranda nasıl fazla verdi?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Yıllar öncesi, gazeteciliğe yeni başlamışım. Kalabalık bir gazeteci topluluğu olarak bir aradayız ve bir toplantının başlamasını bekliyoruz. Pek kimseyi de tanımıyorum, deneyimli büyüklerimin sohbetlerine kulak veriyorum. Onlar yalnızca sohbet ediyorlar ama farkında olmadan ders de veriyorlar. Adlarını çoktan unuttuğum yabancı haber ajanslarını kıyaslıyorlar:           

“Şu haber ajansı haberi en erken geçer; ama biraz gecikmekle birlikte diğer ajansın haberi çok daha doyurucu ve doğrudur.”          

Bu güzel bir dersti; hızlı olmaya çalışmak ama bunu yaparken yanlışa düşmemek. Hele hele yaptığınız yorumsa, bir değerlendirmeyse duruma göre daha fazla vaktiniz var demektir. Bunu veri değerlendirirken uygulamaya çalıştım hep. Çünkü bir verinin görünür halini aceleyle değerlendirmek ve bir sonuca varmak kolay. Ama ya detayda olan biten?         

Şu cari fazla meselesi...

Merkez Bankası geçtiğimiz günlerde haziran ayının ödemeler dengesi verilerini açıkladı. Cari işlemler dengesinde haziran ayında 674 milyon dolar fazla verilmişti. Türkiye son olarak 2021’in ekiminde cari fazla vermişti, dolayısıyla neredeyse iki yıl aradan sonra fazla oluşuyordu.       

Hem ocakta 10.6, şubatta 9, martta 4.6, nisanda 5.4 ve mayısta 7.8 milyar dolar açık verildikten sonra açığın sıfırlanması ve 674 milyon dolar fazlaya geçilmesi olağanüstü bir gelişmeydi...     

Acaba gerçekten öyle miydi?   

Yok, pek değildi, keşke öyle olsaydı!

İthalat sayesinde

Haziran ayının bir haftası Kurban Bayramı tatiliyle geçti. Bu durum özellikle ithalatı çok etkiledi. Mayısa göre ihracat da geriledi ama ithalatta çok belirgin bir düşük görüldü. İthalat haziranda mayısa göre tam dörtte bir oranında düştü.           

Bu düşüşte enerji ve altın ithalatındaki gerileme de önemli rol oynadı. Net altın ithalatı haziranda mayıstaki düzeyin 994, net enerji ithalatı ise 733 milyon dolar altında kaldı.           

Dış ticareti ve cari dengeyi önceki aylarla olduğu kadar bir de geçen yılın aynı ayıyla kıyaslamak gerek.          

Geçen yıl haziranda 2.6 milyar dolar cari açık vardı. Dolayısıyla cari dengede 2.6 milyar açıktan 674 milyon fazlaya geçilmesiyle 3.3 milyarlık bir iyileşme ortaya çıktı.          

Peki bu 3.3 milyarlık iyileşmeyi hangi kalemler sağladı.           

Geçen yıl haziranda 6.4 milyar dolar olan ticaret açığı bu yıl 3.7 milyara indi. Dış ticaret açığındaki bu küçülme 2.7 milyar dolar katkı yaptı. Dış ticaret açığının haziranda niye küçüldüğünü de belirttim; yani geçici bir iyileşmeden söz ediyoruz.          

Cari işlemler dengesinin diğer kalemlerinden gelen olumlu katkı da 521 milyon dolarlık artışla 3.9 milyardan 4.4 milyara çıktı.             

Devamı gelecek mi?

Bayram tatilinin özellikle ithalatı aşağı çekmesi ve bu çerçevede altın ve enerji ithalatındaki azalmanın haziranda cari dengede fazla oluşmasını sağladığını bir kez daha vurgulayalım.         

Ama ağaca bakıp ormanı gözden kaçırmayalım!          

Altı aylık açık geçen yılın hala 8 milyar, haziran itibarıyla oluşan yıllık açık da geçen yılın haziranındaki düzeyin 32 milyar dolar üstünde.    

Kaldı ki hazirandan sonraki aylarda yine fazla verileceğine dönük pek bir işaret yok.          

Nasıl ki haziran ayında cari fazla oluşmasını dış ticaret açığının küçülmesi sağlamışsa, geçici verilere göre temmuzda oluşan ticaret açığı da gösteriyor ki yine çok yüksek cari bir açığa gidiyoruz. İlk veriler, temmuzda yüklü bir açık verileceğini gösteriyor.

Ticaret Bakanlığı’nın geçici verilerine göre temmuz ayında ithalat 32.5, ihracat 20.1 milyar dolar. Tam 12.4 milyar dolarlık bir ticaret açığı var. Bir kıyaslama; hazirandaki ticaret açığı 3.7 milyar dolardı.

Bir kıyaslama daha; bu yıl ocaktaki ticaret açığı da 12.5 milyar dolardı ve o ay 10.6 milyar dolarlık cari açık verilmişti.          

Temmuzdaki ticaret açığı elbette ocaktaki ölçüde bir cari açığa dönüşmeyecektir. Turizmin etkisini hesaba katmak gerek. Ama yine de cari fazla en azından şimdilik haziranla sınırlı kalacaktır.         

Altın ithalatını kısıtlayan düzenlemenin etkilerini ise ancak ağustos verisinde görebileceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar