Depremden sonra akıllı şehirleri nasıl kurmalıyız?

Kerem ÖZDEMİR
Kerem ÖZDEMİR KEREM İLE İŞİN ASLI

Türkiye’yi etkileyen depremden sonra deprem bölgesinden başlayarak akıllı şehirler kurmamız gerekiyor. Akıllı şehirler kurmak için akıllı olmamız gerekiyor. Bunu sağlamak, akıllı şehirler kurmaktan daha önemli. Üstelik biz daha akıllı sözcüğü ile ifade ettiğimiz şeyi başarmak bir yana akıllı sözcüğünün ne anlama geldiğini yeterince anlamaktan bile uzağız.

Çocukluğumuzda izlediğimiz çizgi filmdeki Akıllı Bıdık karakterini hatırlayan var mıdır, bilmiyorum. Bizim Türkçe’ye akıllı diye çevirdiğimiz, İngilizcedeki smart sözcüğünün karşılığı tam olarak bu karakterdir. Gelir, kargaşa olan yerdeki sorunu algılar ve sakin bir biçimde çözer. Bunun Türk Sineması’ndaki karşılığı Hulusi Kentmen’di.

Kalantor fabrikatör rolündeki Kentmen, filmlerin mutlu sonunun güvencesiydi. İnsanlar, Tarık Akan ya da tek filmindeki Barış Manço’nun kurnazlıklarını izlemekten zevk alsalar da sonunda çözüm Hulusi Kentmen’den gelirdi. Akıllıca olana ulaşmak için bu türden bir olgunluk gerektiğini aslında hepimiz içten içe biliriz. O zaman hayatımız neden Tom ve Jerry’nin sürekli birbirini kovaladığı çizgi film gibi geçiyor?

Bunu anlamak için smart sözcüğüne dönmek gerekiyor. Hayat, bu tür bir kullanışlılık sağlandığında Hulusi Kentmen’in baba rolünde çözebileceği bir hale geliyor. Örneğin, “smart car” ya da “akıllı araç” kavramını ele alalım. Bunu internete bağlanan, yapay zeka ile sürekli kontrolü ve kestirimsel bakımı yapılan, üzerinde çok ileri bilgi işlem sistemleri olan bir araç olarak düşünebilirsiniz. Hatta NFT ile bir dijital varlık (asset) haline getirip üzerinden bir piyasa işletecek kadar akıllı olabilirsiniz.

Ancak İstanbul’un eski bölümlerinde yaşayan benim gibi biri için smart car, bütün bunların dışında bir yerdeki bir kavramı ifade ediyor. Son dönemde daha fazla karşılaşmaya başladığım ufak otomobiller, benim için yeni akıllı araçlar çünkü bu boyları ile kolayca bir yere park edilebiliyor. Otomobili olan komşularımdan, işten geldiklerinde park yeri bulmalarının 45 dakika kadar sürebildiğini duyuyorum. Bu durumda smart, kolayca park edip o süreyi kazanmayı ifade ediyor. Bunu yapabiliyor muyuz?

 Fatih projesinde başımıza ne geldi?

Türkiye’nin eğitim alanındaki çılgın projesi olan Fatih Projesi, 14 milyar doların üzerinde bir bütçeye sahipti ve zamanında Türkiye’de öğrenimi bütünüyle değiştireceğini yazmıştık. Tablet ile mobil çalışan bir işgücünün yapabileceklerini hayal edebildiğimden ben özellikle etkilenmiştim. Daha sonrasında karar sürecinde yer alan birinden projenin bütün amacının kitap basma maliyetlerini ortadan kaldırmak olduğunu duyduğumda çok şaşırmıştım. 14 milyar dolarlık karar, bu bakış açısıyla alınabiliyordu. Gerçekten şaşırmıştım.

Daha sonra şaşırdığım başka şeyler de oldu. Bunların başında, Apple’ı ihalelere girmekte yetersiz bulmamız gelir. Ancak konunun acı olan yanı şudur: Bu projeyi hakkıyla yapabilmiş olsaydık, pandemi döneminde eğitim konusunu çok daha iyi halledebilirdik. Burada akıllı olmak, bu tabletleri nasıl bir yapı içinde öğrencilere kullandıracağız sorusunu sormayı gerektiriyordu. Bunun sonucunda mobil sınıf kavramına ulaşmamız da gerekliliklerden biriydi.

Bu projede başından beri aklımı meşgul eden soru şuydu: O zamanki mobil telekomünikasyon altyapısı bir sınıftaki 40-45 öğrencinin veri trafiğini kaldırmak için yeterli görünmüyordu ve pahalıydı. O zaman sorunu Wi-Fi ile çözmek daha yerindeydi ama bunun için de altyapı kurmak gerekiyordu. Bu hazır değildi. Sonunda bir yandan tablet ürettirmeye, bir yandan okulları internete bağlamaya çalışırken projeyi öldürdük.

Bu projeyi yapabilseydik, Türkiye’nin genç nüfusu ve öğrenci kitlesinin yarattığı pazarın dinamiği ile dünya çapında adı duyulan multimedya eğitim içeriği şirketleri yaratabilirdik. Pandemi döneminde gördüğüm, öğretmenlerin tablet ve bilgisayarlar ekranlarından ders anlatmasından bir adım ileri gitmediğimiz oldu. Bu durum, tabletleri, eski ABD filmlerinde öğrencilerin üzerine tebeşirle yazı yazıp sildiği mobil kara tahta durumuna düşürdü.      

Değişim yaratan zeka, akıl yaratır

Ben eğitim içeriğine nasıl görsellik kazandırılabileceğini, ilk olarak İbrahim Kavrakoğlu’ndan dinlemiştim. Kavrakoğlu Management Institute’un elektronik MBA programına devam ederken yüz yüze eğitim bölümünde Kavrakoğlu ile sohbet fırsatımız oluyordu. Kendisi, Türkiye’deki online eğitim programlarının başarısız olma nedenini geleneksel ders verme modelinin bilgisayar ekranına taşınmasından kaynaklandığını söylüyordu. Ne yapsınlar, sadece bunu bilenler sadece bildiklerini yapabiliyordu.

İlkokuldaki hayat bilgisi kitaplarımızdan öğrendiğim zevkle işletme yönetimi öğrenmiştim. Ancak sözü Kavrakoğlu’na getirmemin nedeni sadece bu değil. 2016’da aramızdan ayrılan Kavrakoğlu’nun biyografisinde şöyle yazıyor: “Türkiye Genel Enerji Modeli Projesi (1975), T.E.K. Yatırım Planlama Modeli (1978), Türk Suni Gübre Sanayi (1978), M.K.E.K. Ağır Sanayi Yatırımlarının Değerlendirilmesi (1979), Türkiye Elektrik Arz-Talep Modeli (1979), İstanbul Ulaşım Etüdü (1979), Konut Sektörü ve Toplu Konut Yasası (1983), Petrol Arz-Talep Modeli (1986) projelerinin direktörlüğünü gerçekleştiren Prof.Kavrakoğlu, Türkiye ekonomisi ile ilgili olarak da Ülke Ekonomisi ve Enerji (1981), Makroekonominin Dinamik Simülasyon Modeli (1983), Dengeli Gelişme İçin Ekonomi Politikaları (1989), Yatırım, Teknoloji ve Rekabet Stratejileri (1999) projelerini yürütmüştür.”

1984 yılında Genel İdare dışında kurulan Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı TOKİ, gördüğünüz gibi çok daha büyük bir bütünün içinde yer almaktadır. Akıllı olup bu büyük resmi oluşturarak bu zor günleri atlatmak gerekir.

Püf Noktası

Her şey bir hayalle başlar ve hayal edebilenler her şeyi değiştirir. Depremin yaralarını gelecekte sakat kalmaya ya da yaşamını yitirmeye neden olacak hareketlerde bulunmadan sarmak için akıllı şehir kavramına odaklanacağız. Bunu hem bölgenin ekonomik yeniden yapılanması ve pazar entegrasyonu hem de elektrik, su, haberleşme ve sağlık hizmetleri gibi boyutları ile ele almak istiyoruz. Akıllı bir iş ortaya çıkarmak için akıllı oyuncuların yaptıklarını yansıtmak istiyoruz. Çerçevemiz, İbrahim Kavrakoğlu’nun üzerinde çalıştığı konuların tümüdür. 

 

 

                                                                                                                       

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ödev yok deneyim var 25 Mart 2024