Enflasyon hem beklentilerin üstünde, hem olması gerekenden düşük!
TÜİK'in haziran için yüzde 1.13 olarak açıkladığı TÜFE artışını, daha önce yapılan yüzde 0.70 dolayındaki tahminlere dayanarak "Beklentilerden yüksek" diye niteleyecek; ama aynı yüzde 1.13'ü "Çarşıda, pazarda oluşan gerçek artışı yansıtmıyor" diye düşük bulup eleştireceksiniz. Biraz tuhaf olmuyor mu?
Biri siyahsa diğeri beyaz... Tam anlamıyla taban tabana zıt iki görüş... Sonuçta biri doğruysa diğeri yanlış...
Haziran ayına ilişkin TÜFE oranı açıklandıktan sonra yapılan değerlendirmeler böyle bir durumu ortaya çıkardı. Bir oran hem beklentilerin üstünde, hem gerçek düzeyden daha düşük olabilir mi; bu görüşlere göre olabiliyor.
TÜİK’in tüketici fiyatlarında haziran ayında kaydedilen artışı yüzde 1.13 olarak açıklamasından sonra yapılan değerlendirmelerde ilk vurgu şu oldu:
“Enflasyon beklentileri aştı...”
Demek ki birileri haziran ayında fiyatların daha az artacağını bekliyordu. Ve yine demek ki haziran ayı artışını daha düşük bekleyenler yanıldı.
Kimmiş bu enflasyonu daha düşük bekleyen birileri?
Finans kesimi ve reel sektörden sayıları 100’ü bile bulmayan sınırlı bir kesim... Beklenti de yüzde 0.70 dolayında bir artışmış.
Kabaca 100 kişinin beklentisi öyle gerçekçiymiş, öyle gerçekçiymiş ki TÜİK'in açıklaması adeta sürpriz olmuş.
Aylık enflasyon, yüzde 0.70 beklenirken yüzde 1.13 gelmiş ve böylece beklentileri aşmış.
Her tahmin tutmaz tabii ki, bunda şaşılacak bir yön yok. Hem zaten fiyat artışını tahminle ortaya koymak mümkün olsaydı TÜİK’e gerek kalmaz, 100-200 uzman bir araya gelir tahminlerle bu işi götürürdü. Dolayısıyla kimsenin yüzde 0.70 tahmininde bulunanlara “Vay nasıl olur da TÜİK’in oranını bilemezsiniz” demeye hakkı yok.
Aslında sorun TÜİK’in açıklamasından sonraki değerlendirmelerle başlıyor. Bazı medya kuruluşları bir öncü gösterge olsun diye bu tahmin çalışmasını yapıyor. Bu çalışmaların kimseye zararı yok, bir fikir versin diye yapılıyor.
Ama bu oran öylesine içselleştiriliyor, öylesine kabul ediliyor ki daha farklı gelen TÜİK oranı tahmin oran dayanak alınarak değerlendiriliyor ve “enflasyonun beklentileri aştığı” görüşü dile getiriliyor.
Devamı bir harika!
Bitmedi! “Enflasyon beklentileri aştı” dedikten sonra TÜİK’in açıkladığı oranların gerçeği yansıtmaktan uzak kaldığını; çarşıda, pazarda çok daha yüksek bir artış yaşandığı söylemek de neyin nesi!
TÜİK gerçek enflasyonu ölçemiyor mu, ölçmüyor mu, ölçmekten kaçınıyor mu, yoksa ölçtüğü halde gerçek olmayan daha düşük oranlar mı açıklıyor?
Genel olarak böyle olduğuna inanılıyor, değil mi. Peki. Hem bu görüşü taşıyacaksınız, hem de tahmin edilen oranı bir anlamda temel aldığınız, hatta daha doğru kabul ettiğiniz için TÜİK'in açıkladığı daha düşük çıkınca “Enflasyon beklentileri aştı” diyeceksiniz.
Dedik ya haziran için yapılan tahminler yüzde 0.70 dolayında ve bu oran bir ortalamayı gösteriyor. Çok daha düşük bekleyen de var, daha yüksek bekleyen de. Gerçekleşme ise yüzde 1.13.
Bir karar verelim!
Yüzde 0.70’i doğru ve olması gereken bir oran kabul ediyorsak TÜİK’in yüzde 1.13’üne “gerçeği yansıtmaktan uzak düşük oran” diyemeyiz.
Bir karar verelim!
TÜİK’in aylık yüzde 1.13’lük ve yıllık yüzde 12.62’lik oranları gerçek artışların çok çok altında kalan “oynanmış” oranlarsa daha düşük tahminlerden yola çıkarak bu oranlara nasıl yüksek deriz!
★ ★ ★
Yüzde 1.13, sen nelere kadirmişsin!
Hem beklentiden yükseksin, hem gerçek artıştan düşüksün!
★ ★ ★
Peki yüzde 0.70 artış bekleyenlerin hiç mi suçu(!) yok. Tahmin örneğin yüzde 1.50 olsaydı, TÜİK yüzde 1.13 ile beklentilerin altında oran açıklasaydı hiç olmazsa böyle bir durum yaşanmazdı.
Her kurum gibi TÜİK de eleştirilir tabii ki, eleştirilmeli de. Ama bu eleştirilerin altı dolu olmalı. Daha geçenlerde yazdık; TÜFE’nin hiç kullanılmayan ürünlerle hesaplandığı saçmalığı dile getirilmeye devam ediliyor. Üstelik bunu sokaktaki vatandaş söylemiyor, muhalefet partileri iddia ediyor.
Dersini biraz olsun çalışan, TÜİK verilerinde eleştirilecek çok şey bulur elbette. Fiyat endekslerinde de bulur, başka verilerde de...
Ama tutup “Beklentileri aştığı söylenen enflasyonun gerçeği yansıtmadığını” iddia etmek yok mu, işte bu akıllara zarar bir yaklaşım.
Peki, doğrusu hangisi?
Enflasyon beklentileri aşmış durumda mı, yoksa gerçeğin altında mı açıklanıyor, nedir doğrusu?
Bu sorunun kesin yanıtı yok. İki olasılığın birden doğru olmayacağı açık da, hangisi daha gerçek, hangisi daha ağır basıyor, ona bakmak gerekir.
Oranların biri tahmin, diğeri çoğumuz inanmıyor olsak da bir hesaplama. Biz, TÜİK verisinin tahmine göre kesinlikle daha doğru olduğu kanısındayız.
Enflasyonla ilgili olarak hep şunu söyledik, yazdık. TÜFE, Türkiye’deki toplam harcamadaki ortalama değişimi ölçen bir hesaplamadır. Dolayısıyla harcamasının çoğunu gıdaya ayırmak durumunda olan geniş kitleler için önemli olan kalemler gıda maddeleridir ve bunların fiyatındaki değişim tabii ki daha yakından izlenecektir. Hele hele milyonlarca insanın işsiz kaldığı şu dönemde. Temel gıda maddelerinin fiyatında ortaya çıkan ve ortalama oranın üstünde oluşan her artış da genel orana kuşkuyla bakılmasına yol açacaktır.
Ayrıca, TÜİK Başkanlığına yapılan son iki atamanın zamanlaması ve atanan kişilerin durumları her şey dört dörtlük yapılıyor olsa bile vatandaşta kuşku uyandırmaya yeter.
TÜFE 400’ün üstünde mal ve hizmet kapsanarak hesaplanıyor. Bu kalemlerin birkaçında piyasa fiyatına aykırı fiyat dikkate alınması tüm TÜFE’yi güvenilmez hale getirmez.
TÜİK bir anlamda “Dünyanın merkezi burası, oran bu” diyor. Başka bir hesaplama yapmak da pek mümkün değil.
Daha önce birkaç kez vurguladığımız bir gerçek de şu. Enflasyonu iyi kötü herkes ölçer, zaten ölçtüğü içindir ki çoğunluk kendi harcamasındaki değişimi yansıtmadığı gerekçesiyle bu oranları inandırıcı bulmuyor.
Dolayısıyla bırakın enflasyonu! Hiçbir şekilde bire bir hesaplayamayacağınız, ama bir dizi yöntemle tahmin edebileceğiniz diğer verilere odaklanın!
İşsizlik şu dönem yüzde 13'lerde mi örneğin?
İkinci çeyrekte ne kadar küçüleceğiz, GSYH'ye bakın!
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.