Fiyat etiketi gibi dış borç: 499.9 milyar dolar!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Türkiye’nin 2023 sonundaki brüt dış borcu tam da fiyat etiketlerini hatırlatan cinsten... Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre dış borç geçen yıl sonu itibarıyla 499.9 milyar dolar oldu. 500 milyar dolar değil, 499.9 milyar dolar. Tam tutarı verelim; 499 milyar 886 milyon dolar.

Borç stoku fiyat etiketini andırıyor ama tutarın özellikle 500 milyarı aşmaması yönünde bir çaba gösterildiği söylenemez tabii ki. Böyle bir görüşü ileri sürmek, dış borç verileriyle oynandığı anlamına gelir ki böyle bir durum söz konusu olamaz.

İlginç bir tesadüf olmuş, hepsi o kadar. Zaten kimse borç için 499.9 milyar demeyecek, artık Türkiye’nin dış borcu 500 milyardır, söylenecek bu.

Nereden nereye...

Maliye’nin dış borç stokuna İlişkin veri seti bize 1989’dan bu yana olan dönemin detayını veriyor. Buna göre 1989’da 43.9 milyar dolar olan dış borç birkaç yıl hariç hep artarak gelmiş.

100 milyar dolar sınırı 1999’da, 200 milyar dolar sınırı 2006’da, 300 milyar dolar sınırı 2010’da, 400 milyar dolar sınırı da 2013’te aşılmış.

Geçen yıl da 500 milyar sınırının aşılmasına ramak kalındı. O sınırı da bu yıl aşarız.

2023’teki artış 42 milyar dolar

Türkiye’nin brüt dış borç stoku geçen yıl 42 milyar dolar artış kaydetti. Bu tutar, 2017’den bu yana olan dönemin en yüksek yıllık artışına işaret ediyor.

Dış borç artışının 1989-2023 döneminde yıllık bazda 40 milyar doların üstüne çıktığı yıl sayısı bir elin parmaklarından az, yalnızca dört.

Dış borç yıllık bazda en yüksek artışı 47.8 milyar dolarla 2013 yılında kaydetti.

Borç 2017’de 44.9 milyar, 2007’de 44.3 milyar, geçen yıl da 41.9 milyar dolar artış gösterdi.

Yarısı özel sektörün

2023 sonundaki borcun yaklaşık yarısı, 251 milyar doları özel sektöre ait. Kamunun payı yüzde 40 oranında 202.5 milyar dolar. Borcun 46.4 milyar dolarla yüzde 9’un biraz fazlası da Merkez Bankası’na ait. Merkez Bankası’nın giderek artan dış borcu geçen yıl rekor düzeye çıktı. Bu borç artışı, Merkez Bankası’nda özellikle Körfez ülkelerince açtırılan mevduat hesaplarından oluşuyor. Merkez Bankası’nın 2016 yılı sonunda 1 milyar dolara kadar gerileyen dış borcu da işte bu hesapların etkisiyle son yıllarda hızla yükseldi. Merkez Bankası’nın borcundaki artış geçen yıl 14 milyar dolara yaklaştı ve borç stoku 46 milyar doları aştı.

Kısa vadelinin payı yine arttı

Geçen yıl sonundaki toplam dış borcun yüzde 35.1 oranında 175.2 milyar doları kısa vadeli. Uzun vadeli borç tutarı ise 324.7 milyar dolar.

Kısa vadeli borcun toplamdaki payı 2013 yılında yüzde 35’leri aşmış, sonra yeniden gerilemişti, bir kez daha bu sınırın üstüne çıkıldı.

Kısa vadelinin payı 2013 yılının ikinci ve üçüncü çeyreği sonunda yüzde 35.4 ve yüzde 35.3 olarak gerçekleşmişti. Bu oranlar, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek oranlar.

Daha sonra 2018 sonunda yüzde 21’e kadar inen kısa vadeli dış borcun toplamdaki payı geçen yıl üçüncü çeyrek sonunda yüzde 35’e, yıl sonunda ise yüzde 35.1’e ulaştı.

Zaten sorun vadenin kısalığı

Türkiye’nin brüt borç stokunun GSYH’ye oranı 2023 sonu itibarıyla yüzde 44.7 düzeyinde. Bu oran, birçok gelişmiş ülkenin borç/GSYH oranından düşük. Kaldı ki yüzde 44.7, Türkiye için de görece düşük bir oran sayılır. Bu oran çok değil üç yıl önce yüzde 60’a dayanmış, 2020’nin sonunda yüzde 59.8’e kadar çıkmıştı.

Yüzde 44.7’lik borç/GSYH oranı çoğu gelişmiş ülkeden bile düşük ama bizdeki sorun yukarıda aktardığım vade detayında gizli. Bizde borcun üçte birden fazlası kısa vadeli. Bu da borcu ödemek için sürekli borçlanmayı gerektiren bir kısır döngü demek.

Bizde siyasetçiler, hatta ekonomi yönetimi bile “Dış borcumuzun milli gelire oranı yüksek değil, hatta çoğu ülkeden düşük” demeyi pek sever de, borcun vadesine değinmekten işte bu yüzden pek hoşlanmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar