"Geçen yıldan bu yana ne değişti..."

Emre ALKİN
Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI

Bir yıl önce bugün "2023 'te bizi neler bekliyor" diye bir rapor yazmıştım. Şimdi bundan kısa bir parça paylaşıp, aynı risklerin devam edip etmediğine bakmak istedim.

"...İlk sıraya Rusya-Ukrayna çatışmasının tehlikeli seviyeye sıçraması ihtimalini koyuyorum. Eğer Putin’e onurlu bir geri çekilme imkânı yaratılmaz ise, Rusya'nın Ukrayna'nın tamamını işgal etmesi gibi bir süreçle karşı karşıya kalabiliriz. Topkapı Üniversitesi’nde geçen ay düzenlenen bir konferansta uluslararası katılımcılar, lojistik açısından böyle bir harekâtın zor olacağını ama hem teorik hem de diplomatik olarak her zaman tetikte olmamız gerektiğini söylediler. 

Rusya'nın Ukrayna’nın tamamını işgal etmeye katması ikinci bir soğuk savaş dönemi yaratacak. Ben birincisini gayet iyi hatırladığım için sürekli dalgalanan enflasyon ve büyüme oranlarının hem ülke siyasetleri hem de diplomasileri üzerindeki etkilerini gözlemledim. Herkesin bu bir riski göz ardı etmeyip, dikkatle izlemesi gerekiyor. (Bence bu risk hala devam ediyor)

İkinci önemli risk Türkiye'nin kredi notunun "C" seviyesine indirilmesi ihtimali. Her ne kadar ABD ile ilişkilerde ufak da olsa bir düzelme yaşanıyorsa da, kredi derecelendirme kuruluşlarının diplomatik ve siyasi pozisyon aldığını gayet iyi biliyoruz. Bu sebeple F-35’lerden vazgeçip F-16'ları kalan bakiyemiz sebebiyle almaya karar verdiğimizden bu yana geçen süreçte, kredi notumuzda olumlu bir gelişme olmadığını aksine "C" seviyesine çok yaklaştığını hatırlatmak istiyorum. Dolayısıyla ikinci izlememiz gereken risk unsuru bu olacak. (Şimdilik kredi notunun düşmesi ihtimali zayıf gözüküyor ama yükselmesi ihtimali de döviz rezervlerine bağlanmış durumda, yani her an bizi tetikte tutacak bir risk parametresi olarak adlandırılabilir)

Üçüncü risk unsuru ise ihracatın seyri. Avrupa Birliği pazarından gelen sipariş düşüşleri bu şekilde devam ederse, cari açığın döviz kurları üzerinde bir baskı oluşturacağını söylemek falcılık olmaz. Dolayısıyla rekor kırmasına alıştığımız ihracatın bundan sonraki seyrine dikkat kesilmek ve buna göre hesabımızı yapmamız gerekiyor. Enerji fiyatlarında ve emtia fiyatlarında yüksek seyir ve dalgalanmanın devam edeceğini ön gördüğümüze göre, dikkatli olmamız gereken bir yıla giriyoruz diyebilirim. (Kesinlikle oldukça net ve canlı bir risk olarak devam ediyor diyebilirim)

Dördüncü önemli risk unsuru kamu açıkları. Her ne kadar reel faizler düşük da olsa, emisyon yardımıyla bankalar üzerinden yapılan borçlanma operasyonunun bir sınırı olacak. Ayrıca bu genişlemenin enflasyonist yan etkilerini de düşünmemiz gerekiyor. Eğer faiz dışı açık vermeye devam edersek maalesef net borçlanma imkânından mahrum kalabilir ve bir borç sarmalına girebiliriz. Çok dikkatli olmak gerekiyor. (enflasyonist etkiyi yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz, faizlerin yükselmesiyle beraber "yavaşlayan büyüme-yüksek enflasyon" sürecinde geçiş yapacağız gibi gözüküyor)..

İşte böyle.. Anlaşılıyor ki 1 yıl önce bahsettiklerimiz risk unsurlarının büyük bir kısmı canlı şekilde devam ediyor. Yaklaşan seçimler de söz konusu risklerin elle tutulur olduğunu gösteriyor. Sadece ekonomistler değil politika uzmanları da Dolar/TL'de bir düzeltme hareketinin seçimlerden sonra yaşanacağını söylüyorlar. "Seçimlere kadar topu havada tutma" stratejisi maalesef sadece bu seçim değil, yerel seçimlerden sonraki genel seçimler için de geçerli olacak. Bu durumda piyasaların orta vadede sakinleşmesini beklemek hayalperestlik olacaktır.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar