İthal et, ye, iç, tüket, büyü; ithal et, ye, iç...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde geçen yıla göre yüzde 4 büyüdü. Bu oranın tek başına fazla bir önemi yok. Asıl yüzde 4'ün nasıl oluştuğuna odaklanmak gerekiyor.

Büyüme özetimiz başlıkta... Pek üreterek değil, tüketerek büyüyoruz.

Yılın ilk çeyreğinde yerleşik hanelerin tüketimi geçen yılın aynı çeyreğine göre tabii ki sabit fiyatlarla yüzde 16.2 artmış.

Devletin nihai tüketim harcamalarında da yüzde 5.3 artış var.

Mal ve hizmet ithalatında yüzde 14.4'lük bir artış olmuş.

İhracatın ise büyümeye bir katkısı yok, yüzde 0.3'lük bir daralma söz konusu.

Nereye kadar?

Türkiye bu yapıyı daha ne kadar sürdürebilir? Adını "Yeni Türkiye Modeli" koyarak yola çıktığımız süreçte herhalde böyle bir durum öngörmemiştik. Hem böyle bir model, böyle bir amaç olabilir mi ki?

Ama geldiğimiz durum hoşumuza gitse de, gitmese de bu.

Üretimin sekteye uğradığı, tüketime dayalı bir büyüme... Bunu uzun soluklu kılmanın mümkün olamayacağı da ortada.

Sanayi ve tarımda daralma 

TÜİK verilerine göre yılın ilk çeyreğinde sanayi sektöründe yüzde 0.7'lik bir daralma görüldü. Daha önce açıklanan sanayi üretimine ilişkin veriler zaten böyle bir daralmaya işaret ediyordu. Dolayısıyla toplam sanayi sektöründeki daralmada şaşılacak bir durum yok.

Toplam sanayi kapsamında yer alan imalat sanayinde ise artış var. İmalat sanayi üretimi sabit fiyatlarla ilk çeyrekte geçen yıla göre yüzde 1.6 artış gösterdi.

İlk çeyrekte üretimin daraldığı bir başka sektör de tarım oldu. Tarım, ormancılık ve balıkçılık sektöründeki üretim geçen yıla göre yüzde 3.8 gibi kayda değer bir oranda geriledi.

Diğer sektörler

GSYH'de dörtte bire yakın ağırlığı bulunan sanayide ve çok daha küçük paya sahip tarımda üretim daralması görüldü ama diğer sektörlerdeki artışlar bu kayıpları telafi etti ve toplamda yüzde 4'lük büyüme sağlandı.

Büyümeyi bu düzeye taşıyan en önemli sektör hizmetler oldu. GSYH'deki ağırlığı üçte bire yaklaşan hizmetler sektöründe ilk çeyrekte yüzde 12.4 gibi çok büyük bir büyüme gerçekleşti.

Yıllık GSYH 970 milyar dolar... 

Cari fiyatlarla GSYH geçen yılın ilk çeyreğinde 2.5 trilyon lira düzeyinde bulunuyordu. Yine geçen yılın ilk çeyreğindeki ortalama dolar kuru 13.88 olmuş, buna göre de GSYH döviz bazında 180.9 milyar dolar düzeyinde oluşmuştu.

GSYH, yüzde 4'ü büyümeden, yüzde 77'si enflasyondan kaynaklanmak üzere bu yılın ilk çeyreğinde geçen yıla göre yüzde 84 arttı. Bu yılın ilk çeyreğindeki GSYH cari fiyatlarla 4.6 trilyon lira düzeyine çıktı.

GSYH yüzde 84 artarken, kurdaki artış çok daha düşük kaldı. Geçen yıl ilk çeyrekte 13.88 olan dolar kuru, bu yılın aynı döneminde 18.87 olarak gerçekleşirken yalnızca yüzde 36 artış gösterdi.

Geçen yılın ilk çeyreği; GSYH 2.5 trilyon lira, ortalama kur 13.88 ve döviz bazlı GSYH 180.9 milyar dolar.

Bu yılın ilk çeyreği; GSYH 4.6 trilyon lira, ortalama kur 18.87 ve döviz bazlı GSYH 245.5 milyar dolar.

Kur artışı ikinci çeyreği etkileyecek

Döviz kuru nisan ayı ortasından itibaren yavaş yavaş artmaya başladı. Kurun mayıs ortasına, hatta 28 Mayıs'taki ikinci tur seçim tamamlanana kadar çok fazla artmaması için elden gelen yapıldı. Seçimin ikinci turu da geride kaldı ve artık sanki ok yaydan fırlıyor.

Dolayısıyla yaşanan bu artış yüzünden ikinci çeyrekteki kur çok daha yukarıda oluşacak. Merkez Bankası verilerine göre nisan ve mayıs ortalamasındaki dolar kuru 19.50 düzeyinde. Haziran ayındaki eğilimle birlikte bu ortalama daha da yukarı gidecek.

Bu arada bir ayrıntıya değinmekte yarar var. TÜİK döviz bazlı GSYH verilerini hesaplarken Merkez Bankası'nca ilan edilen ortalama kuru değil, ithalat ağırlıklı kuru kullanıyor. Bu yüzden de GSYH hesaplarındaki kur ile Merkez Bankası kuru arasında bir miktar fark olabiliyor.  

 

  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar