KKM büyüyor, sorun öteleniyor ve giderek derinleşiyor!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ KKM 1.6 trilyon lirayı da aştı. Tutar büyüdükçe tasfiye zorluğu da aynı ölçüde artıyor.

✔ KKM'yi tasfiye etme aşamasında dövizin artmayacağı algısını oluşturmak en temel şart.

Kur korumalı mevduat hesaplarındaki artış hız kesmeden sürüyor. KKM’de bu ivmeyi yaratan DTH dönüşümlü hesaplar için faiz tavanının kaldırılması oldu. BDDK tarafından dün açıklanan veriler, 3-10 Mart haftasında bu hesaplarda 26 milyar lira daha artış yaşandığını ortaya koydu. Söz konusu hesaplar, bir ara sendeleyip 6 Ocak’ta 1 trilyon 370 milyar liraya inmişti. Geçen haftaki artışla ilk kez 1.6 trilyon sınırı aşıldı ve hesap tutarı 10 Mart itibarıyla 1 trilyon 603 milyar liraya ulaştı. Böylece, KKM toplamı 6 Ocak’tan bu yana geçen iki ayda tam 233 milyar lira artmış oldu.

KKM’nin ne kadarının doğrudan TL ile ne kadarının DTH dönüşümü yoluyla açıldığı açıklanmıyorsa da, hiç kuşku yok ki son dönemdeki artışın hemen hemen tümü DTH dönüşümüyle açılan hesaplardan oluşuyor. TL ile açılan hesaplarda faiz en fazla yüzde 11.50 düzeyindeyken herhalde bunu tercih eden tasarruf sahibi pek yoktur. Normal mevduat faizi yüzde 25’lerde, hatta daha yukarıda oluşmuşken yüzde 11.50’ye ancak dövizin gelecekte çok artacağı beklentisiyle razı olunabilir. Ama burada da rasyonel düşünce, “TL’den dövize geçmek ve bu dövizle KKM hesabı açtırmak” olur. Böylece hem daha yüksek faiz elde etmek mümkün hale gelecektir, hem de kur çok hızlı artış gösterirse yine kur farkı almak mümkün olacaktır.

Son dönemdeki artış çok büyük ağırlıkla DTH dönüşümlü hesap açılmasından kaynaklanıyor ama vade dolduğunda bir kur farkı doğsa bile bu tutarı bilemeyeceğiz. Gerçi Türkiye aylardır adeta sabit kur sistemi uyguladığı için kayda değer bir kur farkı da en azından şu dönem için oluşmuyordur.

Ama yine de bütçeden hiç kur farkı ödenmiyor değil. TL ile açılan hesaplar için bu yıl ocakta 1.5 trilyon, şubatta 632 milyar lira olmak üzere iki ayda 2.2 trilyon liraya yakın kur farkı ödemesi yapıldı. Bu tutarın TL ile açılan hesaplar için bütçeden yapılan ödemeyi gösterdiğini bir kez daha vurgulayalım.

KKM için bütçeden geçen yıl yapılan 92.5 milyar liralık ödemeyle birlikte toplam ödeme 94.7 milyar lirayı buldu. Bu tam bir yıllık ödeme. KKM’de ilk vade geçen yıl martta dolmuş ve ödemeler söz konusu ay başlamıştı. Geçen yıl kasımda kur farkı oluşmadığı için ödeme yapılmadığını da hatırlatalım. Yani on bir aylık ödeme 94.7 milyar lira.

Merkez Bankası’nın ne kadar kur farkı ödediğini ise bilmiyoruz; o adeta “devlet sırrı” sayılıyor!

Yük bankalara kaydı

DTH dönüşümlü hesaplar için faiz tavanının kaldırılması ve bankaların da döviz hesabının ağırlığını azaltmak için yüksek faiz uygulamaya başlamasının etkisiyle KKM’deki kur farkı yükü azaldı, dolayısıyla bankaların yükü arttı.

Ama asıl yük başka; bir stok yük var!

KKM nasıl sona erdirilecek, temel soru bu!

Millet ittifakı iktidara geldiği takdirde vade doldukça yenileme yapılmayacağını ve KKM’nin tasfiye edileceğini ilan etti.

Cumhur ittifakının KKM’yi tasfiye etme gibi bir planı yok. Hem zaten başlangıçta 2022 sonuna kadar uygulanmak üzere getirilen KKM düzenlemesinde süre uzatımına gidildi.

Son olarak 1.6 trilyona ulaşan bu hesaplar ne kadar büyürse tasfiyede yaşanacak sorun da o kadar artacak. Tabii ki bitiş sırasındaki genel ekonomik tablo ve beklentiler de büyük önem taşıyor. Tasfiye döneminde kurun çok fazla artmayacağı beklentisini oluşturmak gerekiyor. KKM’den çıkacak paranın ancak bu sayede dövize gitmesi önlenebilir. Aksini düşünmek bile korkunç! Seçime kadar bu hızda artışla 1.8 trilyon liraya çıkacak KKM bir yıla yayılarak tasfiye edilmek istense bile her ay ortalama 150 milyar lira dövize koşmaya hazır bir şekilde piyasaya verilecek demektir. İşte bu yüzden kur artışı beklentisinin kırılması şart. Zaten kurun artma eğilimi içinde olduğu bir dönemde bu tasfiye de yapılamaz.

Deprem “kasadaki dövizin” gözünü korkutmuş gibi...

Merkez Bankası’nın parite etkisinden arındırarak açıkladığı veriler, yurt içi yerleşik tüzel kişilerin döviz tevdiat hesaplarının 3-10 Mart arasında yaklaşık 1.2 milyar dolar arttığını ortaya koydu. Söz konusu hafta gerçek kişilerin döviz hesaplarında ise 11 milyon dolarlık bir azalma görüldü.

Döviz tevdiat hesabında geçen hafta gözlenen bu artış, son haftaların en dikkat çekici artışı.

Kur korumalıda dövizden dönüşümlü hesaplar için faiz tavanının kaldırılmasıyla birlikte döviz hesaplarında kayda değer gerilemeler yaşanıyordu. Bu gerileme durdu ve tersi bir hareket ortaya çıktı. Daha önceki gerilemeler, DTH’den KKM’ye geçişin işareti sayılıyordu.

DTH’de geçen hafta hatırı sayılır bir artış oldu, daha önceki hafta ise fazla önemsenmeyecek küçük bir hareket vardı.

Peki son hafta ne oldu da DTH yeniden artışa geçti?

Bu sorunun somut bir yanıtı yok tabii ki...

Ancak şu tahmin hiç de yabana atılacak gibi değil...

Deprem yüzünden evde, kasada, yastık altında döviz ve altın tutmak artık kimseye cazip gelmez oldu.

Herkeste bir deprem tedirginliği var. Hatta tasarruf amaçlı altın talebinde bile çeyrek ya da gram altından gücü yetenler açısından bileziğe doğru bir yönelme olduğu bildiriliyor. Amaç belli; tasarrufum hiç olmazsa yanımda, kolumda bulunsun!

Eğer geçen haftaya özgü bir durum değilse ve deprem kaygısı yüzündense, bankalardaki döviz tevdiat hesaplarının önümüzdeki dönemde de arttığını görebiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar