Liz’i hızlı büyüme hırsı rezil etti 

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

İngiltere’nin çiçeği burnunda başbakanı Liz Truss’ın bu göreve geldikten sonra kendini en çabuk rezil eden başbakan olabileceğini düşünüyorum. İngiltere’de demokrasinin tarihi çok eskilere gidiyor, bu nedenle Liz hanım göreve gelir gelmez kendisini en çabuk rezil eden başbakan olmayı gerçekten başardı mı bilmiyorum ama benim bu konulara odaklandığım son 40 yıl içinde bu kadar çabuk rezil olan bir İngiltere başbakanı gördüğümü hatırlamıyorum.

Son 40 yıldan söz edince şunu da hemen söylemeden edemeyeceğim, ben bu 40 yıl içinde dünyanın bugünkü kadar farklı tehditlerle karşı karşıya kaldığı bir dönem yaşandığını da hatırlamıyorum. Küreselleşmenin yükseliş döneminde, savaşın değil barışın öne çıktığı bir ortamda, ülkeler arasındaki çok boyutlu ekonomik işbirliğinin kapitalizmin dünyaya yayılmasını sağlayacağı ve bundan herkesin kazançlı çıkacağı inancı güç kazanmıştı. Çin’in bu oyuna katılmayı kabul etmesi da bu sürece önemli bir katkı yapmıştı.

Bugün gelinen noktada ise ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğinin temelinden sarsıldığını, küreselleşmenin sorgulandığını ve sistemler arasındaki rekabetin savaşa yol açabileceğini görüyoruz. Covit 19 pandemisinin şoku henüz tam atlatılmadan küresel ısınmanın yeni şoklara yol açma olasılığı da artıyor.

İngitere’nin acıklı dramı

İki hafta önce bu köşede yer alan yazımda, Financial Times gazetesinin kıdemli yorumcusu Martin Wolf’un İngiltere’nin yeni başbakanı Liz Truss’u “bağnaz bir fanatik” olarak nitelediğini ve “gerçeğin kendi arzularına göre şekilleneceğine inanan bağnaz bir fanatiğin bir ülkenin başına geçmesi büyük bir felakettir” dediğini  aktarmıştım. Hiçbir ülke için temenni edilmeyecek bir durum, bir felaket. 

Benim gözümde farklı bir yeri olan İngiltere’nin bugün içine düşmüş bulunduğu durum gerçekten hayli acıklı. 2019’dan bu yana başbakan olarak görev yapan Boris Johnson’dan hiç hazzetmemiştim. Onun istifaya zorlanmasıyla Muhafazakar Parti’nin yeni başbakanı olan Liz Truss’un bu kadar kısa sürede bu kadar çok saçmalık yapması da bu görevde fazla kalamayacağını düşündürüyor.  Truss’un Maliye Bakanlığı görevine getirdiği Kwasi Kwarteng’in göreve gelir açıklama hemen tüm kesimlerden muazzam bir tepki gördü. Başbakan Truss’un parlak fikirlerini açıklama görevini üstlenen Kwarteng yükselen tepkiler üzerine Başbakan tarafından azledildi ve yerine farklı bir program yapması için Jeremy Hunt getirildi.

Hızlı büyüme hırsı

Liz Truss’un kendisini 1970’lerde neoliberal politikaların öncülüğünü yapan Margaret Thatcher’a benzetmeye çalışarak, İngiltere’de halkın önemli bir bölümünün geçim sıkıntısı çektiği ortamda en varlıklı kesime vergi inidirimi getiren bir programla ortaya çıkması muazzam bir toplumsal tepkiye yol açtı. 13 Ocak’ta yapılan kamuoyu yoklamasına göre Muhafazakar Parti’nin oy oranı %24’e düşerken İşçi Partisi’nin oy oranı %53’e fırladı.

Liz Truss’un ekonomik büyümeyi hızlandırmak için atmayı düşündüğü adımların piyasalardaki etkisi de tam bir felaket oldu, Sterlin hızla değer kaybetti, İngiltere Merkez Bankası alarma geçerek finans sistemindeki çöküşü önlemeye çalıştı.

Görevi devralan yeni Maliye Bakanı’nın şimdi Başbakan’ın ilk ortaya attığı programdan hayli farklı bir programla durumu kurtarmaya çalışacağı anlaşılıyor ama bunun da Liz Truss’u kurtarması kolay olmayacak her halde.

Ekonomiye yön verenlerin salt büyüme hızını yüksek göstermek için maliyeti çok ağır adımlara itibar ettiği ve enflasyonu beslemeye devam ettiği başka ülkeler olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar