Seçimden sonrası için sefer görev emri

Kerem ÖZDEMİR
Kerem ÖZDEMİR KEREM İLE İŞİN ASLI

Seçim günü yazı yazmak çok ilginç; yazarken seçim yasakları var, okunurken yasak kalmayacak. 

Bugünkü yazımı çok ilgi çekici bir ortamda yazıyorum. Girişi yazıp oy vermeye gideceğim ve dönüşte yazıyı bitireceğim. Seçim yasakları olan günde yazdığım yazıda herhangi bir şeyden çekinmeme gerek yok çünkü yazı okunurken yasak olmayacak. Bu nedenle, sabahın 8:30’undan itibaren sokaktan geçtiklerini gördüğüm 70-80 yaşlarındaki insanları rahatça yazabiliyorum. Bunda zaten sorun yok. Belki kıyafetlerinden bahsetmek sorun olurdu: Çok şık giyinmişler, yeni olmadıkları kadar özel günleri için sakladıkları aşikar kıyafetleri içinde oy vermeye gidiyorlar. Yaşları ilerlediği için koşarak gidemiyorlar ama çabalarından, genç olsalar koşacaklarını anlıyorsunuz. Onlar Cumhuriyet’in yaşadıkları hayatla alnı açık ve dik duran kuşağı. 80 yaşında olsalar 1940’ların başlarında doğmuşlardır. Dolayısıyla o günden bugüne kadar olan yolculuğumuzun da gözlemcisi ve sorumlusu durumundalar. 55 yaşıma kadar yaptıklarımla ben de sorumluyum. Bu günden geriye bakınca, yapmadıklarımın da en az yaptıklarım kadar sonuç yarattığını görüyorum. Bunların başında babama karşı sorumluluklarım geliyor.

İnsanların, toplumların ve kurumların hayatında birikimin aktarılması büyük önem taşıyor. Bu rol ailede baba ile oluyor. Hayatımda, benim büyüme dönemimde babamın çalışmak zorunda olduğu ve daha sonra da benim çalışmak zorunda olduğum dönemde onun üzerinden yük almayı düşünmediğim iki dönem oldu. Onun ölümünden önce bunu konuşma fırsatımız olduğu için şanslıyım ama her şey çok daha iyi olabilirdi. Eğer birden çok hakkımız olan bir bilgisayar oyununda yaşıyor olsaydık...

Babasının oğlu, oğlunun babası

Kadıköy Anadolu Lisesi’nde okuduğum dönemde bir misafirlikte sağ-islamcı bir tanıdığı hararetle bir şeyler anlatıyordu. Eski bir Ecevit taraftarı olan ve bir yandan Turgut Özal’ın ülkedeki ataleti azaltan adımlarını takdir ederken diğer yandan bu ideolojiden nefret eden babam bana, “Sen ne diyorsun?” dedi. Ben de bildiklerim doğrultusunda fikir yürüttüm. Bitirdiğimde bir şey demedi ama misafirlikten ayrıldığımızda, “Senin bu kadar iyi değerlendireceğini biliyordum” dedi. Orada ben, onun oğlu olmaktan çıkmıştım; o benim babam olmuştu.

Bunun ne anlama geldiğini yıllar sonra anladım. Dünya Bilişim Yayınları’nda PC World ve Macworld dergilerinin yayın yönetmenliğini (publication manager) yaparken derginin okurlarının yaş ortalaması konusunda diğer yöneticilerle fikir ayrılığına düştük. Ben bir anket yaptırmamızı önerdim ve derginin içine bir sayfalık bir anket bastırdık. Yıl 2005’ti ve okurun bunu doldurup bize fakslaması gerekiyordu. İnternet sitemiz var mıydı ya da o kanalı kullandık mı hatırlamıyorum ama anket sonuçları bizim okurumuzun yaşının 40’ın üzerinde olduğunu gösterdi ve beni haklı buldular. Bu benim işten ayrılmaya giden yolumda önemli bir kilometre taşıydı. Vicdanen haksız olduğumu biliyordum.

Doğru karar alma zamanı

Anketi bu şekilde yaptığımız için sonuç o şekilde çıkmıştı. Bugün olsa ve bir mobil uygulamaya sahip olsak belki 20 çıkacaktı. İnternet kullansak belki 30 çıkacaktı. Anketi doldurup faks çekmeye zahmet edenler 40 yaşın üzerindeydi. Ama doğru yönü görebilen bir ekip değildik ve düzeltme olanaklarına sahip olmadığım bu sistemin başında durmamam gerektiğini düşündüm. Bunu aile terbiyesi veya başka türden terimler kullanarak sulandırmayayım; bu doğrudan baba terbiyesi ile kazanılmış vicdandır. Seçimdeki adayların birçoğunun bu şansa sahip olmadığını düşünüyorum.

Babamın bana bugün yüklediği görev, işin aslına işaret etmek. Türkiye’nin temel sorunu parasının ve ölçeğinin olamaması. Çözülmesi gereken sorun bu. Bugün 155 bin çalışanla 135 milyar dolar civarında ciro üreten Cargill, Türkiye’nin toplamının beşte birine yakın büyüklükte. 202 milyar dolar cirosu olan Microsft’un OpenAI’a son olarak yaptığı 10 milyar dolarlık yatırım, Türkiye bilişim sektörünün toplam cirosunun yaklaşık yarısı. Seçimde gerekli koşullar oluşursa, bizden sonra gelecek kuşağın bu sorunu aşması için elimizden geleni yapmalıyız. Bizden farklı görünen o kuşağı sandığın başında görmekten mutlu oldum. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yerel seçimden sonra 04 Nisan 2024
Ödev yok deneyim var 25 Mart 2024