Sevdiği yemekler ve sofra adabıyla: Atatürk
Gökhan TURHAN
gokturas@hotmail.com
Ağustos’u diğerlerinden ayıran en önemli özelliği Türk tarihinin başlangıcıdır. 26 Ağustos 1071’de Anadolu’ya adım attık. 26 Ağustos ve 30 Ağustos ise Anadolu’dan çıkmayacağımızın göstergesi oldu. Bundan tam 100 yıl önce; 26 Ağustos 1921’de 22 gün aralıksız süren, dünya tarihinin en uzun meydan muharebesine ev sahipliği yaptı Sakarya. 30 Ağustos 1922’de de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluşuydu.
Her iki zaferin mimarı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anmak isterim. Atatürk’ün tarihini, sözlerini, ilkelerini, hedeflerini, hayallerini ezbere biliriz. Ama pek bilmediğimiz ise O’nun sofra adabı ve sevdiği yemekler. Hadi gelin bu hafta Mustafa Kemal’in en sevdiği yemeklerden bahsedelim. Sofra adabına sonsuz inanan biriydi Mustafa Kemal. Zenginlikten öte sadeliğe önem verirdi. Sevdiği yemekler de bunun göstergesi aslında.
Bazen sabah, bazen gece peynirli omlet yerdi...
Genel olarak yemek seçmeyen, sofranın sadeliğine değer veren Mustafa Kemal Atatürk, tam doymaya pek sıcak bakmazdı. Güne de işte bu bakış açısıyla başlardı. Kahvaltıda bir dilim ekmek, bir kase yoğurt, bir de peynirli omlet yemekten keyif alırdı. Bazen peynirli omlet geceleri acıktığında da gül reçeli ile birlikte tercihi olurdu. Kahve onun için vazgeçilmezdi. Kahvaltının hemen ardından eline aldığı gazetenin yanında kesinlikle kahve vardı. En sevdiği yemek ise etsiz kuru fasulyeydi. Yanında da bazen bulgur, bazen de pirinç pilavı. Etli olarak sıkça tükettiği bamya veya tadından vazgeçmediği karnıyarık akşam yemeklerinin vazgeçilmezi olurdu. Akşam yemekleri kalabalık geçen Atatürk, sofrada ülke meselelerini konuşmayı severdi ve akşamlar bu nedenle uzun sohbetlere sahne olurdu. Atatürk’ün en sevdiği börek ıspanaklı olanı. Ama bunda da annesinin yaptığı gibi Selanik usulünü tercih ederdi. Çankaya Köşkü’nün aşçısı olarak görev yapan Halit Atay'a göre rakı sofrasında favanın yeri ayrıydı. Mezelerin arasında da ayırırdı favayı. Tatlılarda ise en çok irmik helvasına bayılırdı Atatürk. Diğerleriyle de pek arası yoktu. Kuşkonmaz ile Avrupa’da karşılaşıp denedikten sonra tohumunu alarak Yalova Devlet Çiftliği’nde yetiştiren Atatürk, kuşkonmazı en çok haşlanmış olarak severdi.
Son anında enginar yemek istedi
Mustafa Kemal Atatürk’ün, 10 Kasım’da hayata gözlerini yummadan önce son olarak ne yediği kesin olarak bilinmiyor. Ama hayatında tatmadığı enginarı istediği biliniyor. Hatta rivayete göre Mustafa Kemal, yaverine, “Çocuk, ben hiç enginar yemedim biliyor musun?” demiş ve “Türkiye’nin en ünlü aşçısı sizin için hazırladı. Kahramanmaraş’tan trenle yola çıktı. Geliyor Paşam” yanıtını almıştı. İşte o enginar yetişemedi ve Mustafa Kemal Atatürk tadına varamadan aramızdan ayrıldı. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, O’nun sofrası ile ilgili “Atatürk’ün sofrasından hepimizin ruhunda ve dimağında nice derin, tatlı ve ibret verici anılar, yaşama ve insanlığa dair, nice değerli dersler kalmıştır” diye tarif ediyordu. Fotoğraflarına bakınca da o hazzı almamak mümkün değil. Şimdi fırsat bulursanız en kısa zamanda enginar yemenizi tavsiye ediyorum. En azından ben öyle yapacağım.