Şimdi de bu kuşku; Varlık Fonu hisse senedi mi satıyor?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Hisse senedi fiyatlarında son haftalarda çok belirgin bir düşüş var. Bu düşüşe yol açan bir dizi etken söz konusu.

En başta ekonomik etkenlere bakmak gerek...

Faiz belirgin bir şekilde artırılınca bazı tasarruf sahipleri borsadan mevduata geçti.

Küçük tasarruf sahipleri çoğu zaman olduğu gibi en küçük bir dalgalanmada korkup satışa yöneliyor. Bu durum son dönemde çok sık yaşandı. Ancak küçük tasarruf sahipleri sayıca çok olmalarına rağmen borsayı böylesine oynatacak büyüklükte portföye sahip değil.

Kim bilir belki de filler tepişiyor ve çimler eziliyor, böyle bir durum da var.

Ancak son dönemde giderek daha çok taraftar bulan bir iddiayı da göz ardı etmemek gerek.

Acaba yabancı yatırımcının Türkiye’ye yönelmesini ve döviz getirmesini sağlamak amacıyla borsada fiyatlar alım için cazip hale getirilmeye mi çalışılıyor?

Peki böyle bir amaç varsa bile bunu kim yapacak?

Yapsa yapsa Varlık Fonu yapabilir; iddia bu yönde...

Ama dediğim gibi bu bir iddia ve ne yazık ki doğrulama şansına sahip değiliz. Böyle bir operasyon yapılıyorsa bile herhalde Varlık Fonu çıkıp “Evet, biz satış yapıyoruz” demeyecektir.

Özellikle küçük tasarruf sahibi hisse senedine yatırdığı elindeki üç kuruşunu da kaybetmiş bir şekilde burnundan soluyorken hiçbir kişi ya da kurum borsayı kendisinin düşürdüğünü itiraf etmez, edemez.

Hele hele bu operasyonun yabancı yatırımcının BİST’e girmesine olanak tanımak amacıyla yapıldığını söylemeye kimse cesaret edemez.

"Ya döviz yukarı ya borsa aşağı!"

Peki piyasa profesyonelleri bu konuda ne düşünüyor? Daha önce uluslararası bir fonda trader olarak görev yapmış bir ismin özet olarak ne dediğine bakalım:

“Sıcak paranın gelmesi için ya dövizin yukarı gitmesi ya borsanın aşağı gelmesi lazım. Hükümet seçim öncesi dövizin yukarı gitmesini istemez, bu yüzden borsanın düşmesi lazım. Gerek faiz artışları, gerek TL depo ihaleleri bu amaca hizmet ediyor. Daha da olmazsa Varlık Fonu satış yapıp fiyat düşürür.”

Olur mu olur!

Doğrusu Varlık Fonu’nun satış yaparak hisse senedi fiyatlarını aşağı çektiğine pek ihtimal vermiyorum. En azından bunun yapılmıyor olmasını diliyorum. Ama döviz konusunda her ne kadar aksi söyleniyorsa da öylesine bir arayış var ki, “Neden olmasın” demekten de kendimi alamıyorum.

Ekonomi yönetimi her ne kadar “Türkiye’nin paraya (dövize) ihtiyacı yok” diyorsa da, biliyoruz ki fena halde döviz arayışı içindeyiz. Nereden ne buluruz; fellik fellik dolaşıyoruz.

İşte faizde yaşananları gördük. “Mümkün değil” denilen nasıl da mümkün oluverdi.

Mevcut iktidar, daha önce verdiği kararlar sonucu sürdürülemez hale gelen para politikasını seçimden sonra ekonomi yönetimini yenilemek suretiyle adeta ters yüz etti.

Yeni ekonomi yönetimi, yüzde 8.5’te devraldığı politika faizini, tabii ki siyasi otoritenin onayı ile yüzde 42.5’e kadar çıkardı. Seçimlerden sonra, seçim öncesi baskı altında tutulan döviz de bir ölçüde bırakıldı.

Bir taş atılıp iki kuş vurulmak isteniyordu.

Bunlardan biri enflasyonla mücadelede, diğeri ise yabancıların iç borçlanma senetlerini almasına zemin hazırlamaktı.

Nitekim yabancı yatırımcı devlet iç borçlanma senedinde yavaş yavaş alıcı pozisyonuna geçiyor. Yabancılar kasım ayı başından bu yana bir buçuk ayda net 1.5 milyar dolarlık iç borçlanma senedi aldı.

Yabancılar bu bir buçuk ayda 1.8 milyar dolarlık da hisse senedi aldı. İşte istenen, bu alımın hızlanarak devam etmesi. Yabancı bu kur düzeyini ya da bu fiyatı gelmek için uygun bulmuyorsa yapılacak belli; ya kur yukarı ya fiyat aşağı.

Ama dövize gerçekten ihtiyacımız yoksa, o durumda tabii ki hiçbir şey yapmaya da gerek yok!

“Faizi yükselttik, gelin!”

Yabancı yatırımcının iç borçlanma senedi alması için faizin yüksek olması, bir başka ifadeyle ters yönlü faiz-fiyat ilişkisinden dolayı bu senetlerin alış fiyatının düşük olması gerekiyor. Faiz artırılarak bu sağlandı.

Politika faizini asas alarak örnek verirsek faiz yüzde 8.5 düzeyindeyken 100 lira nominal bedelli bir kağıt (1/1,085) 92 liraya alınabiliyorken, şimdi 100 lira nominal bedelli aynı kağıt (1/1,425) 70 liraya alınabiliyor. Yabancı için bundan iyisi can sağlığı! Hele bir de dövizin çok fazla artmayacağına ikna olurlarsa, daha ne isteyecekler...

Tabii ki bir de faiz yüzde 8.5’ten yüzde 42.5’e çıkarken dolar da arttı ve döviz getirirken de para kazanıldı.

Ekonomi yönetimi yabancının devlet iç borçlanma senedine gelmesi için faizi yukarı çekebilir, inisiyatif tümüyle ellerinde. Ama yabancının bir de hisse senedi piyasasına girmesi isteniyor.

Peki bu nasıl olacak? Faiz artırarak iç borçlanma senetlerinin fiyatı aşağı çekilebiliyor ama hisse senetlerinde benzer bir “operasyonel karar” alınabilir mi ya da nasıl alınır?

İşte bu aşamada akıllara gelen Varlık Fonu’nun devreye girmesi oluyor. Varlık Fonu satış yapıyor mu, yapmıyor mu, bilemiyoruz; ama bu soru giderek daha fazla soruluyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar