Taksak mı takmasak mı?
Seçilerek ülke yönetimine gelenlerin bir kısmının faiz ‘takıntısı’ oluyor. Bir kısmı derken, ne kadarı araştırmadım; muhtemelen önemli bir kısmıdır. Avrupa’daki liderlerden pek böyle istek duymuyoruz ama kıtanın önemli bir kısmının Euro Bölgesi olduğunu unutmamak gerekiyor. Tek merkez bankasına karşın çok sayıda hükümet ve başbakan var; kim baskı yapacak? Peki, diktatörlerde var mıdır bu takıntı? Siyaset bilimciler araştırmışlardır; bakmadım ilgili yazına. Bu ‘önemli’ soruları geçip sadede geleyim.
Trump’un hem faiz hem de zenginlere yönelik vergileri düşürme takıntısı olduğu ortada. Şu sıralarda yüzlerce milyar dolarlık vergi indirimi öngören yasa tasarısı tartışılıyor. Hesaplamalara göre, önümüzdeki 10 yıllık sürede hazine borcunu 5,2 trilyon dolar artıracakmış. 2024 federal bütçe açığı yüksek bir düzeydeydi: GSYH’nin yüzde 6,4’ü. Bunun daha da yükselmesi bekleniyor. Moody’s özellikle maliye politikasına ilişkin göstergeler nedeniyle ABD’nin kredi notunu AAA’dan bir kademe aşağıya çekti ve AA1 yaptı. Gerçi bizim not düzeyine gelmesi için ABD’nin daha bir fırın ekmek yemesi gerekiyor ama sonuçta notu düştü mü? Düştü. Kaldı ki yazının Türkiye ile bir alakası zinhar yok.
Trump, öte yandan, ‘çok geç kalmasıyla efsaneleşmiş bir adam’ olarak tanımladığı Fed Başkanı Powell’a faiz indirmesi için baskı yapıp duruyor. Arama motorlarına girip ‘Trump, Powell’ yazmak yeterli; neredeyse her güne bir tane ‘inci’ düşüyor. Tamam, abarttım, her gün değil elbette ama çok sayıda uyarı yaptığı da ortada.
Belirsizlik sadece ABD ile sınırlı kalsa iyi ama…
Gümrük tarifelerini ne hale getirdiği ise malum. Güya Çin ile anlaştılar ve ek vergilerin bir kısmı geri alındı. Ama birincisi, bu anlaşma geçici bir anlaşma; 90 günlük. İkincisi ve daha önemlisi, meşhur ’kurtuluş günü (2 Nisan)’ öncesine kıyasla hâlâ çok yüksek vergi oranları. Nobel ödüllü iktisatçı Paul Krugman, anlaşmadan önceki vergi oranını ‘insanlık dışı’ diye tanımlarken, anlaşmadan sonra aldığı daha düşük değerin ise ‘çılgınca’ olduğunu belirtiyor. Diğer ülkelere gelen en düşük ek vergide (yüzde 10) henüz bir değişiklik olmadığını da hatırlamakta yarar var. Zaten ABD Hazine Bakanı hâlâ pazarlık masasına oturmayan ülkeleri hafta başında tehdit etti.
Tüm bunların en önemli sonucu ortalığa saçılan büyük belirsizlik. Sadece ABD ile sınırlı kalsa iyi ama ABD ekonomisinde yaşananların tüm küreyi ilgilendirdiği de ortada. Takıntılar ve takıntılı olmak iyi bir şey değil. Etkisi doğru dürüst düşünülmeden, aykırı sesler dinlenmeden atılan adımlar, amaçlananın tersi sonuçlar doğurmakla malumlar. Grafikte 2 Ocak-19 Mayıs 2025 döneminde on ve otuz yıllık ABD Hazine tahvillerinin günlük hareketleri gösteriliyor. Dikey çizgi, ‘kurtuluş günü’nü gösteriyor. O günden bu yana (ABD ya da Avrupa ve hatta Brezilya ile Meksika ölçeğinde) önemli bir yükseliş var faizlerde.
Ha, “yahu 50 baz puanlık artış nedir ki, bizde 19 Mart’tan bu yana faizler en az 650 baz puan yükseldi”, derseniz ne diyebilirim ki? Elhak haklısınız. Haklısınız da, yine de hatırlatayım: 650 baz puan artan Merkez Bankası faizi. İhtiyaç kredisi ortalama faizinde yükseliş 1190 baz puan (11,9 yüzde puan). Ticari krediler ise 890 baz puan artmış (son veriler 9 Mart haftasına ait).
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.