TCMB hem “TL çok değersiz” der, hem TL’nin değerini düşürür mü?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Kafamız fena halde karışık. Genel kanı Türk parasının çok değerli olduğu yönünde. Bu kanıyı güçlendirmek için dur durak bilmeden konuşanlar da hiç eksik olmuyor. Adeta bir bahis açılmış; kim artıracak, kim daha yüksek tahminde bulunacak, bunun çekişmesini yaşıyor gibiyiz.          

Türk parası için çok değerli diyenlerin bu konuda nasıl bir hesaplama yaptıkları pek bilinmiyor, en azından ben bilmiyorum. Ama koro halinde aynı şey söyleniyor:         

“TL çok değerli, dolar bir gün fena patlayacak; 40 olacak, 50 olacak, hatta olmalı, geç kalındı falan filan...”        

Merkez Bankası aksi görüşte

Peki Türk parası gerçekten değerli mi ya da ne kadar değerli?          

Türk parasının diğer dövizlere karşı reel olarak değerli mi, değersiz mi olduğunu ortaya koyan tek bilimsel çalışma her ay Merkez Bankası tarafından yapılıyor ve elde edilen sonuçlar kamuoyuna açıklanıyor.          

Merkez Bankası’na göre TL değerli olmak bir yana, çok değersiz. Durum böyleyken, yani Merkez Bankası bir yandan “TL çok değersiz” derken, diğer yandan TL’nin değerini daha da düşürecek adımlar atar mı?          

Gerçi zaten Merkez Bankası çok uzun süredir TL’nin daha fazla değer yitirmemesi için uğraşıyor, dövizi tutmaya çalışıyor ama ortada bir de çelişki var. TL madem değersiz ve değerlenmesi gerekiyor, bir başka ifadeyle normalde dövizin düşmesi gerekiyor, öyleyse döviz talebi de nereden çıkıyor? Acaba Merkez Bankası bu soruya yanıt arıyor mudur?       

Ve Merkez Bankası bir özeleştiri yapıyor mudur:        

“Ben niye Türk parasının değersiz olduğunu kamuoyuna izah edemiyorum?        

Sakın Merkez Bankası da aslında açıkladığı verilerin gerçeği yansıtmaktan uzak kaldığını düşünüyor olmasın!          

TL tutulmaya çalışılacak

Türkiye’de en zor tahmin edilebilecek, hatta belki hiç tahmin edilemeyecek veri döviz kurudur. Benim burada yazdıklarım da bir çelişki gibi görülmesin; Türk parasının değersiz olduğunu söyleyen ben değilim, Merkez Bankası.          

Şimdi Merkez Bankası reel efektif döviz kuru hesaplamasıyla TL’nin değersiz olduğu sonucuna varıyor. Elde bir kere bu veri var; TL değersiz!        

İkincisi enflasyonla mücadele için ulusal paranın reel olarak değerlenmesi gerektiği görüşü ısrarla dile getiriliyor. Elde bu da var. Yani enflasyon 5 artarken kur 4 artsın, 3 artsın düşüncesi var.        

Ama diğer yanda da bir türlü kırılamayan ve kırılması da pek mümkün görünmeyen “Döviz artacak” düşüncesi var.       

Siz Türk parasının kazancını, yani faizini, o parayla alınacak malların kazancından, yani enflasyon oranından düşük tutmaya devam ederseniz, “Su akar yolunu bulur” hesabı o para akar bir yerlere gider. Mala gitmezse, artacağı düşünülen dövize gider.

Acaba ölçümde bir yanlışlık mı var?

Merkez Bankası’nın çalışması TL’nin yalnızca dolara karşı durumunu ortaya koymuyor. Reel efektif döviz kuru hesaplamasında Türkiye’nin dış ticaret yaptığı ülkelerin paraları dış ticaretteki payları ölçüsünde ağırlıklandırılarak dikkate alınıyor.          

Merkez Bankası reel efektif döviz kurunun şubat ayı sonuçlarını da önceki gün açıkladı.        

2003 yılı 100 kabul edilerek oluşturulan endekse göre TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeksi 58.55, Yİ-ÜFE bazlı endeks ise 89.12 düzeyinde.         

100’ün üstündeki değerler TL’nin reel olarak değerli olduğuna, 100’ün altındaki değerler ise TL’nin değersiz kaldığına işaret ediyor. Yani Merkez Bankası aylardır, hatta yıllardır Türk parasının değersiz olduğunu adeta haykırıyor.      

Reel efektif döviz kurunun dönem sonu düzeyine göre oluşturduğumuz grafikte de zaten TL’nin ne kadar değersiz olduğu açıkça gözlenebiliyor.

Ya enflasyon hesabımız yanlışsa...         

Merkez Bankası “TL değersiz” diyor ama buna itibar eden yok.    Ama iyi de biz bu hesaplamada yanlış yapıyorsak?         

Merkez Bankası’nın hesaplamasında bir yanlışlık olduğunu ileri sürmüyorum. Bu tümüyle teknik bir hesaplama ve yanlışlık söz konusu olmaz.      

Kastettiğim, bu hesaplamaya konu veri setinde yanlışlık olup olmadığı.          

Bu hesaplama için kullanılan en temel veri, Türkiye’deki ve karşı ülkelerdeki enflasyon oranı.        

Diğer ülkeler enflasyonlarını yanlış mı ölçüyor, bilemeyiz elbette. Kaldı ki o ülkeler yanlış ölçüm yapsa bile oran ne ki sapma çok büyük etki doğursun.         

Geriye ne kalıyor, belli. Ya biz enflasyon ölçümünü doğru yapamıyorsak ya da yapmıyorsak?       

Karşı ülkelerdeki enflasyonu sıfır varsayarsak bizde enflasyon yüzde 5 düzeyindeyken kur yüzde 10 artarsa reel kur endeksi düşüyor, yani TL değer yitirmiş oluyor. Ama ya o dönemde bizdeki gerçek enflasyon yüzde 5 değil de yüzde 11- 12 ise, yani kur artışının üstünde ise?          

TÜFE ile ÜFE farkı ne?

Grafikte çember içinde gösterdiğimiz bir dönem var; 2018’den bugüne kadar olan dönem. Öncesinde TÜFE ve Yİ-ÜFE’ye göre hesaplanan reel kur endeksi paralel hareket ederken 2018’den sonra iki endeksin ortaya koyduğu sonuç farklılaşmış.     

Yİ-ÜFE’ye göre olan endeks daha yukarıda, 100’e yakın; TÜFE’ye göre olan endeks ise çok aşağılarda.         

Bu bizim 2018’den sonraki dönemde özellikle müdahaleye çok daha açık olan TÜFE’yi eksik ölçtüğümüzün bir sonucu mu?      

Eğer bu durumun başka bir açıklaması, bir izahı varsa, duymak isteriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 30 Nisan 2024