Ukrayna henüz mağlup edilebilmiş değil

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ

Hemen herkes Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmanın sona ermesini arzulamakla birlikte, henüz çatışmanın sonu yakınmış gibi gözükmüyor. Zelenski’nin bir an önce savaşın sona ermesine ilişkin yaklaşımı, savaşı devam ettirmeyi, sonunda Ukrayna’dan önemli oranda toprak koparmayı ve bu ülkenin Batı savunmasının bir parçası olmasını önlemeyi amaçlayan Putin’de karşılık bulmuyor.  Durumun ışığı altında savaşın bir süre daha devam edeceğini tahmin etmek gerçekçi gözüküyor

Tüm gözlemciler Ukrayna’nın insan kaynakları alanında sıkıntı çekmeye başladığını ifade ediyorlar. Sıkıntıları askere alma yaşında değişiklikler yaparak aşmaya çalışmanın da sınırları olduğuna işaret ediyorlar. İlginç olarak, Rusya da kaybettiği toprakları geri almak için giriştiği mücadelede büyük insan kaybı yaşıyor. Ancak santimetrelerle ilerlediği mücadelede çok sayıda askerin zayi olduğu biliniyorsa da Rus kamuoyunun bu bilgiye sahip olup olmadığı bilinmiyor. Bunun yanında, kayıpların daha ziyade uzak bölgelerden gelenlerden oluştuğu, hatta birçoğunun etnik kökeninin Rus dahi olmadığı dikkati çekiyor. Ayrıca, Rusya askere yazılıp Ukrayna’da savaşmayı kabul eden hapse girmiş suçluları da serbest bıraktı. Ve nihayet, bütün dünya Kuzey Kore askerlerinin Ukrayna’da savaşmak için Rusya’ya gittiğini öğrenmiş bulunuyor.

Rusya, Sovyet İmparatorluğu’nun sona ermesini kabullenmekte güçlük çekiyor. Aralarında siyasi seçkinlerin de bulunduğu Ruslar imparatorluklarının sona erdiğini görmeye hazır değillerdi. Çok uluslu imparatorluklarının sonunun gelmesini, artık bu nitelikteki siyasi yapılanmaların devrini tamamladığı gerçeğinden çok Sovyet İmparatorluğu’nu yıkmayı amaçlayan ülkelerin oyunu olarak değerlendirdiler. Bu anlaşılabilir bir tutumdur. Osmanlı seçkinleri, sık sık Balkanlardaki topraklarında bazı büyük Avrupa ülkelerinin desteğiyle ulus devletler kurulduğuna şahit oldular. Şayet “doğru” müttefikler bulurlarsa, kaybedilen toprakları geri alabileceklerini düşündüler. Bazı tarihçiler Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’na girmesini dahi çok uluslu imparatorluğu ihya etme arzusuyla izah ederler. Tabii, sonuçta imparatorluğun kalan toprakları da kaybedildi ve Türk ulus devletinin kurulmasının önü açılmış oldu. Sovyet ve Türk imparatorluklarını karşılaştırmanın isabetini tartışılır bulabilirsiniz ama burada vurgulanmak istenen hükümdarın, siyasi seçkinlerin ve bürokratların zihni haritaları arasındaki benzerliktir. 

Putin’in düşüncesi hayal ürün değil

Belki bizleri daha yakından ilgilendirmesi gereken husus, Putin’in savaş amaçlarını gerçekleştirinceye kadar mücadeleye devam etmekteki kararlılığıdır. Savaşın amaçları arasında herhalde Kırım’ın ve ahalisinin büyük bölümü Rus kökenlilerden oluşan Donbas bölgesinin Rusya’ya ait olduğunun dünyaca kabulü bulunmaktadır. Putin, bu hedefleri gerçekleştirirken Batı’da ağır eleştirilere uğrayacağını bilmekle beraber, kimsenin kendisini durdurmak için bir şey yapmayacağını düşünmekteydi. Teslim etmeliyiz ki, Putin’in değerlendirmesi bir hayal ürünü olmayıp, başta Amerika olmak üzere Batı’nın tavrının dikkatle incelenmesi sonucu belirlenmiştir. 

Rusya müzakerelere direnince Trump, çatışmadan uzak durdu

Rusya’nın meydan okumasına karşı koymak konusunda Trump ile Amerika’nın müttefikleri arasında anlaşmazlık olduğu hemen kendini belli etmiştir. Daha doğrusu, Trump’a göre Rusya’nın davranışı bir meydan okuma değil, Rus egemenliğini kabul etmeyen Ukrayna’ya karşı anlaşılabilir bir harekettir. Trump Rusya’nın pek çok isteğini peşinen kabul ettiğini ilan ederek Rusya’yı müzakerelere çekmeye çalışmıştır. Rusların direnmesi karşısında, Putin’in davranışları konusunda fazla iyimser olduğunu itiraf ederek Avrupalı müttefiklerine katılmak yerine, çatışmadan uzak durmayı tercih etmiş, mücadelenin bir süre daha devam edeceğinin anlaşıldığını beyan etmiştir. 

Avrupalı müttefikler ise Rusya’nın Ukrayna’daki eyleminin klasik Rus yayılmacılığının bir tezahürü olduğuna hükmetmişler, durdurulmazsa devam edeceğini ileri sürmüşlerdir. Ukrayna’nın tabii olarak Rusya’nın bir parçası olduğu tezi, Rus yayılmacılığının hedefinde olduklarını düşünen Baltık ülkelerini derin endişeye sevk etmiştir. Bu ülkeler İkinci Dünya Savaşı sonrası Sovyetler’in kendilerini nasıl topraklarına kattığını iyi hatırlamaktadırlar. Ancak, Putin Amerika’nın eylemlerine karşı çıkmayacağını, Avrupalı müttefiklerinin ise askeri bakımdan Rusya’nın Ukrayna saldırısına karşı direnişe yeterli destek verecek durumda olmadıklarını doğru teşhis etmiştir.

Bay Putin, Batı ittifakının Ukrayna saldırısı konusunda vereceği tepkileri doğru tahmin etmişse de, siyasi hedeflerini gerçekleştirme kabiliyetini ölçmekte ciddi yanılgıya düşmüştür. Rus ordusu ülkenin savaş hedeflerini gerçekleştirmekte çok yavaş hareket etmiştir.  Halihazırda da çok kaynak tüketip az kazanç sağlayabilmektedir. Bu yavaşlık bir yandan Avrupalı müttefiklerin toparlanmasına imkan verirken, diğer yandan Putin’in inandırıcılığını da zayıflatmaktadır. Unutmayalım, Ukrayna henüz yenilgiye uğratılmış değildir.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar