Ürdün’de turizme Türklerin eli değmeli

Fehmi KÖFTEOĞLU
Fehmi KÖFTEOĞLU BU AÇIDAN

Geçen hafta 7-11 Ağustos tarihleri arasında Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışması’nın 14’üncüsünün ödül törenine ev sahipliği yapan Ürdün’deydik.        

Üç günlük izlenimlerimizi ve bu kapsamda Petra Turizm Geliştirme İdaresi Başkanı Dr. Süleyman Al-Farajat ve Ürdün Turizm ve Eski Eserler Bakan Yardımcısı Dr. Emad Hijazeen ile yaptığımız görüşmeden kısa notları, özellikle Türkiye’deki turizm yatırımcılarına çağrısını aktaracağız.       

Ondan önce şunu söyleyelim:    

Petra ile özdeşleşen Ürdün’ün turizm alanında gösterdiği performans herkes gibi bizi de şaşırttı.        

Profesyonellik, hizmet kalitesi ve insan kaynakları bakımından Ürdün’de turizm bir Ortadoğu ülkesinin ötesinde uluslararası düzeyde.

Başka bir dünya

Wadi Rum, Petra ve Akabe, Ürdün’ün turizmde “Altın Üçgen”i olarak tanımlanıyor.            

Geçmişi 2400 yıl öncesine dayanan ve Nebati medeniyeti eseri Petra, adını dünyanın yeni 7 harikası listesine yazdırmayı başarmış. Bizim Kapadokya’nın yer altı şehri olmayan hali. En dar yeri 2.5 en geniş yeri 25 metre, yüksekliği 45 metreye uzanan kanyonun 1.2 kilometrelik yolunda yürürken başka bir dünyadasınız.           

Dört milyarlık proje

Ürdün'ün, Lut Gölü ve Kızıldeniz’i birleştirecek 4 milyar dolarlık projede Türk firmalarını da görmek istediği daha önce basına yansımıştı.         

Ürdün Turizm ve Eski Eserler Bakan Yardımcısı Dr. Emad Hijazeen ile görüşmemizde, Ölü Deniz’in şifalı suyu ve çamuru ile adının tersine Ürdün’ün yaşam damarlarından biri olduğunu belirterek, "Türk girişimcileri burada yatırıma bekliyoruz” dedi.             

3. pazarlarda ortaklık

Türk Hava Yolları ile bir pazarlama anlaşması yaptıklarını belirten Dr. Hijazeen “Başkent Amman ve Petra’ya 1,5 saat uzaklıktaki Akabe’ye sefer düzenleyen THY, antik kentimiz Petra’nın tanıtımına destek oluyor. THY ile başlayan bu işbirliğini Ürdün ve Türkiye’yi birlikte pazarlayacak şekilde genişletmeyi arzuluyoruz. Batılı Hristiyan hacılar için hem Türkiye hem de Ürdün’de önemli dini mekanlar var. Bu potansiyelden birlikte yararlanabiliriz. Ayrıca, Türkiye ile turizmde bakir olan Afrika pazarında da işbirliği yapabiliriz. Turizm için kimsenin kapısını çalmadığı Afrika’nın kapısını Türk kardeşlerimizle birlikte çalabiliriz. Türk dostlarımızla ortak çalışabileceğimiz ülkeleri konuşmak istiyoruz” diyor.          

Türkiye’nin seyahat endüstrisi alanındaki birikimi ve edindiği deneyimi Ürdün’ün bu alandaki potansiyelini değerlendirecek projeler ile birleştirildiğinde uluslararası alanda ses getirecek sonuçlar almanın zemini var. Turizm yatırımcıları Ürdün’ü gündeme almalı.             

“Hicaz demiryolu”

Tarihi Hicaz Demir Yolu’nun Ürdün’de bulunan bölümü, aradan geçen 115 yıla rağmen turistik geziler için de olsa hâla hizmet vermeye devam ediyor. Ürdün hattı hâlihazırda ülke içi turistik geziler için kullanılıyor. Demiryolunun tam olarak çalışabilmesi için aşılması gereken bazı konular bulunduğunu söyleyen Petra Turizm Geliştirme İdaresi Başkanı Dr. Süleyman Al-Farajat şunları söyledi: “Hicaz yolunun turizm açısından bir fırsat olduğuna inanıyorum. Burada turizm hareketlerinin yoğunlaşıp canlanmasından hem Ürdün hem de Türkiye yararlanabilir.            

Ürdün Yatırım Bakanlığı, ‘Ürdün'e Yatırım’ başlıklı bir tanıtım platformu başlattı. Platform, sekiz öncelikli sektörde yatırımı teşvik ediyor. Türk firmalarının da projede yer almasını istiyoruz.” Ürdün’de turizm sektöründe fırsatlar var. Rusya ve diğer ülkelerdeki Türk tur operatörlerinin eli buraya değmeli.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Konkordato, iflas, ahlak 13 Mayıs 2024
Turizmin kredi borcu 25 Mart 2024
Yapay zeka ve turizm 18 Mart 2024
Nazar değmesin 11 Mart 2024