Yabancı Türkiye’ye dönüyor gibi...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Bir hafta değil, iki hafta değil; tam altı hafta oldu ve sanki bir eğilim belirdi. Yabancı yatırımcılar ya da resmi tanımla yurt dışında yerleşikler altı haftadır hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedinde net alıcı durumda.

27 Ekim-3 Kasım haftasında başlayan net giriş hızlanarak sürüyor. Özellikle 1-8 Aralık haftasında, yani geçen hafta son dönemlerin rekor girişi gerçekleşti.

Yabancı yatırımcılar geçen hafta net 562 milyon dolarlık hisse senedi ve 891 milyon dolarlık DİBS aldı.

Böylece altı haftada gerçekleşen net alış hisse senedinde 1.4 milyar dolara, DİBS’te ise 1.3 milyar dolara yaklaştı.

Bu tutarlar fiyat hareketlerinden ve kur değişimlerinden arındırılmış net girişi gösteriyor. Bu arındırma hesaplamasını Merkez Bankası yapıyor, zaten verilerin kaynağı da Merkez Bankası.

Devlet iç borçlanma senedindeki girişin kesin alımlara işaret ettiğini, bu tutara ters repo ve teminat olarak getirilen tutarların dahil olmadığını belirtelim.

Bakiye hangi düzeyde?

Merkez Bankası verilerine göre yabancıların elindeki hisse senetlerinin tutarı 8 Aralık itibarıyla 30.7 milyar dolara ulaştı.

Aynı tarihte yabancıların elinde kesin alımla edindikleri 2.4 milyar dolarlık da DİBS bulunuyor.

Not görünümleri etkiledi

Yabancı yatırımcıların ilgisinin yeniden canlanmasında hiç kuşku yok ki derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye ilişkin not görünümlerinde iyileştirmeye gitmelerinin etkisi büyük.

Derecelendirme kuruluşları da ne geçmişte Türkiye’ye düşmanlık olsun diye görünümü hep negatifte tutuyordu, ne de şimdi Türkiye’ye sempati duymaya başladıkları için görünümü iyileştiriyor.

Yeni ekonomi yönetiminin aldığı önlemler böyle bir değişimi gündeme getirdi.

Dikkatinizi çekiyordur; geçmişte derecelendirme kuruluşları not indirimine gittiklerinde ya da görünümü negatif olarak belirlediklerinde hep “Biz onları tanımıyoruz, ciddiye almıyoruz” türü görüşler duyar, hatta “Biz de kendi derecelendirme kuruluşumuzu kurar, yola devam ederiz” türü çıkışlara bile rastlardık. Ama şimdi lehimize karar alınıyor ya, o itiraz sesleri hiç çıkmaz oldu.

KKM’deki düşüş durdu duracak!

Kur korumalı mevduatta eylül sonunda başlayan hızlı gerileme üç haftadır çok belirgin olarak yavaşlamış durumda.

KKM’de son dönemde iki önemli karar alındı. Bunlardan ilki TL cinsi hesaplar için asgari faiz koşulunun kaldırılmasıydı. Bu karar eylül sonunda uygulamaya konuldu. O tarihte yüzde 30’luk politika faizi düzeyinde bulunan asgari faiz, bu kararla birlikte bankalar tarafından hızla aşağı çekildi. TLKKM’de faiz ilk etapta yüzde 20’ye indirildi, hatta bazı bankalar hızını alamayıp faizi yüzde 5’lere kadar çekti.

Döviz de artmıyordu ve normal mevduat faizinde de yükselme vardı. Bu durumu dikkate alan tasarruf sahiplerin bir kısmı TLKKM’den çıkmaya başladı ve işte bu eğilimle 29 Eylül’den sonraki dönemde 17 Kasım’a kadar KKM’de hızlı bir çözülme oldu. Haftalık azalma 70 milyar düzeyinin altına hiç inmedi, hatta haftalık bazda 86 milyarı bulan azalmalar da görüldü.

Ancak düşüşteki hız 17-24 Kasım haftasında birden azaldı. Bu yavaşlamanın bir eğilime dönüşüp dönüşmeyeceğini görmek için birkaç haftayı gözlemek gerektiğini vurgulamıştık. Artık belli oldu ki bu bir eğilim...

Aylık ortalama 75 milyar lira düzeyinde seyreden azalma 17 Kasım’ı izleyen iki hafta 29 ve 25 milyara geriledi.

Azalmanın hız kesmesinin nedenine gelince... Toplam KKM’nin yüzde 30-40 kadarı TL cinsi açılmıştı ve bu hesapların bir kısmı sistemden çıktı. Kalanlar ise belli ki KKM’ye devam etme niyetinde. Onlar faize pek bakmayacak, kurun artışını bekleyecek. TL ile açılan hesaplar epeyce azaldığı için düşüş de artık daha yavaş olacak.

İkinci karar pek etki etmedi

KKM’ye ilişkin ikinci düzenleme 1 Aralık’ta uygulamaya konulan döviz dönüşümlü hesaplar için asgari faiz koşulunun esnetilmesi. TL cinsi hesaplarda asgari faiz koşulu tümden kaldırıldı, döviz dönüşümlü hesaplar için ise bankalara faizi politika faizinin yüzde 85’inden az olmamak üzere serbestçe belirleme hakkı tanındı.

1 Aralık itibarıyla politika faizi yüzde 40 olduğuna göre bu oranın yüzde 15 eksiği yüzde 34 yapıyordu ve bankaların hemen hemen tümü faizi bu düzeye çekti.

Ancak faizin yüzde 40’tan yüzde 34’e indirilmesi neredeyse hiç etki doğurmadı. KKM, 1-8 Aralık haftasında yalnızca 13 milyar lira azaldı. Kaldı ki bu azalmanın döviz dönüşümlü hesaplardan mı, TL ile açılan hesaplardan mı kaynaklandığını da bilmiyoruz.

Döviz dönüşümlü KKM hesabı açtıranların sistemden çıkması çok daha zor. Çünkü bu hesap sahipleri zaten yıllardan beri döviz tasarruf etmeye alışmışlar, dolayısıyla KKM faizinin aşağı çekilmesi onları çok fazla etkilemeyecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar