Yılın son Fed’inde sürpriz beklenmiyor

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Global ve yerel cephedeki para politikası uygulamalarını anlamak, üzerine kafa yormak ve bir sonraki adımın hangi yönde daha doğru olabileceğini düşünmekle geçen bir 2022 oldu. Doğrudur, henüz bitirmedik ama muhtemelen ekstra bir başlık olmadıkça en önemli takvim gelişmesi konumundaki FOMC toplantılarını içerisinde bulunduğumuz hafta ile tamamlamış olacağız.

Ciddi sürprizin beklenmediği bir toplantıya giriş yapıyoruz. Neden? Çünkü Fed, iletişimin sağlıklı olması durumunda piyasalardaki düşük volatilitenin kendi aklındaki para politikası sürecine pozitif katkı sağlayacağına inanıyor. Bu nedenle de iletişim kanallarının farklı şekillerde sonuna dek açık olmasına önem veriyor. Üzerine kafa yoruyor, yaptıklarını gerekçeleri ile başta ABD kamuoyu olmak üzere tüm dünyaya anlatıyor, sonraki sürecin nasıl şekillenebileceğine dair sınırlar dahilinde sinyal veriyor. Evet, Fed büyüklüğünde bir gemiyi döndürürken aralarda sorun çıkarmasına çıkarıyor ama odayı dağıtan fil konumundan yine odayı sadece aynı filin toparlayabilecek kabiliyette olduğunu da biliyor, o şekilde davranıyor.

Kasım ayından bildiklerimizde henüz ciddi değişiklik yok. Eylüle kıyasla FOMC katılımcıları daha yüksek bir düzeyde terminal faiz oranı öngörüsünde olduklarını zaten ilan etmişlerdi. Burada ilk sinyali de Başkan Powell vermişti. O nedenle 2023 için politika faizinin yükselmesi en önemli beklenti kalemi konumunda. Soru işareti ise, daha yüksek faizlerin daha uzun zaman diliminde tutulacak olması başlığında şekilleniyor. Yani, zaman aralığını kestiremiyoruz. Bir diğer husus da Fed’in hangi noktada durmak ve izleme pozisyonuna geçmek isteyeceği üzerinden oluşuyor. Burayı da tam olarak bilemiyoruz. Ancak, swap piyasası fiyatlamaları bizlere her zaman olduğu gibi yardımcı oluyor. Resim, 2023’ün ilk yarısında yüzde 5 etrafında bir şekillenmeyi ifade ediyor. Detay verelim; kasım ayından bu yana daha aşağı seviyelerde başladığımız yolculuk belirli aralıklarda daha yukarılarda da oluşup şimdilerde bulunduğu bölgede dengelenmiş izleniminde. Yeniden dalgalanır mı? Neden olmasın? Biliyor ve yıl içerisinde birçok kez deneyimlemiş olduğumuz üzere, toplantı metninin paylaşımı ile basın toplantısı arasında geçen zaman dilimi arasında farklı fiyatlama davranışları karşımıza birçok kez çıktı.

Gelin buradan toplantıya giderken elimizdeki işlemlerin işaret ettiğine bakalım. Geride kalan haftada risk iştahındaki seyir oldukça volatil seyretti. Hisse senetleri ABD önderliğinde baskılanırken, S&P 500 endeksinin 100 günlük hareketli ortalama seviyesinin geçtiği 3900 puan bölgesi ile mücadelesi oldukça çetindi. Bu arada Amerikan doları ile hisse senetleri arasındaki ilişki de faizlere kıyasla daha hassas bir çizgideki ilerlemesini koruyor. Birkaç rakamın üzerinden konuşacak olursak; DXY yüzde 0,25’lik hafta yükselişi ile karşımıza çıkarken, 3 hafta aranın ardından ilk kez primlendi. Benzer ve fakat ders durum ise S&P 500’de yüzde 3’ü aşan değer kaybı ve 3 hafta aranın ardından gelen ilk zayıflık ile takip edildi. Biraz daha genişletelim veri setini; ABD hariç küresel hisse senetleri de yüzde 0,30 düşüşle 3 hafta sonra değer kaybı sergiledi.

Nedir? Amerikan dolarının risk iştahına etkisi şimdilerde faizlerden bir adım öndedir. Zira faizlerdeki seyir –hala net konuşmak kolay olmasa da- düne kıyasla biraz daha belirgindir. USD ise farklı birçok bileşenden oluştuğu için çoklu kalem üzerinden eğilimi etkileyebilmektedir. S&P 500 endeksi ile ABD hariç küresel hisseler arasındaki son 30 günlük korelasyon 0.50’de oluşurken, S&P 500 ile DXY arasındaki aynı dönem korelasyonu -0.69’da karşımıza çıkmaktadır. Bahse konu korelasyon eylül ortalarında biraz daha düşük seviyelerde oluşuyordu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Restorasyon 14 Mayıs 2024
Oyun planı değişimi 23 Nisan 2024
İleriye bakma zamanı 02 Nisan 2024
Pozitif şok 26 Mart 2024
Normalleşmeyi beklerken 27 Şubat 2024