Turizmin sıçrama tahtası “inanç” olabilir

Turizm sektörü temsilcileri bölgenin inanç turizmi potansiyelini kullanabilmesi için dini festivaller, logo, harita-broşür, eşantiyon-hatıra eşyası, tanıtım videosu, tur programları ve uluslararası organizasyonlar, yerel halk ve karar vericiler nezdinde inanç turizmi için bilgilendirme çalışmaları gibi etkinliklerin yapılması gerektiğini belirtiyorlar.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Turizmin sıçrama tahtası “inanç” olabilir

DUYGU GÖKSU / İZMİR

Dünya turizm pazarından alınan payı yükseltebilmek için alternatif turizm çeşitlerinin geliştirilmesi giderek önem kazanıyor. Turizm için stratejik öneme sahip alternatif türlerden biri olarak da inanç turizmi öne çıkıyor. Türkiye de sahip olduğu kültürel ve tarihi mirasıyla inanç turizminin çekim merkezlerinden. Başta İncil’de geçen 7 Kiliseler olmak üzere “inanç” eksenli pek çok değere sahip Ege Bölgesi, bu kapsamda büyük bir potansiyel barındırıyor.

Dünyada birçok insanın, en az yılda bir ya da iki defa ilgi duyduğu destinasyonlara turistik amaçlarla seyahat ettiği düşünülürse, bu seyahatlerin amaçları arasında bulunan ibadet ve inanç merkezlerini ziyaret eden turistler için Ege çok önemli bir noktada. Ancak, turizm sektörünün temsilcileri çok büyük bir inanç turizmi potansiyeline sahip Ege’nin, daha fazla tanıtımının yapılması gerektiğini ve henüz hak ettiği kadar ziyaret edilmediğini belirtiyorlar.

İncil’de adı geçen ve dolayısıyla hristiyanlık için büyük bir öneme sahip olan 7 kilisenin 3’ü İzmir’de, 3’ü Manisa’da ve biri de Denizli’de bulunuyor. Ayrıca, Efes Harabeleri de Hristiyanlar için her anlamda öne çıkan bir şehir. Bölgedeki Meryem Ana Evi’ni de her yıl 3,5 milyon turist ziyaret ediyor. Öte yandan İzmir’de Aziz Polikarp Kilisesi de inanç turizminin önemli durakları arasında.

Uşak’ta bulunan Pepouza Antik Kenti Hristiyanlık açısından şehir piskoposluk statüsüne sahip. Aydın’da günümüze kadar korunarak gelmiş ve pek çoğunda hala ibadet yapılan pek çok sayıda tarihi yapı ve camii yer alıyor. Muğla’da Şahidi Külliyesi, Milas Buharalı Muhammed Seyid-i Türbesi, Stratonikeia antik kenti içindeki Şaban Ağa Camii gibi yapılar inanç turizmi kapsamında değerlendiriliyor. Afyonkarahisar’da, Amorium ve Frigya Antik kentlerindeki şapeller ve kiliseler için Hıristiyanlık alemine yönelik turizm çeşitliliği tanıtılabilir potansiyele sahip. Kütahya’da, Kütahya Muvakkithanesi, Karagöz Ahmet Paşa Camii ve Medresesi, Çinili Camii ve Ulu Camii gibi inanç merkezleri yer alıyor.

“İzmir dünyayla boy ölçüşecek potansiyele sahip”

Üç semavi dinin (Müslümanlık, Hıristiyanlık, Musevilik) Türkiye’de günümüze kadar ulaşan önemli ziyaret merkezlerinin tanıtımının yapılarak yerli ve yabancı ziyaretçi sayısının ve turizm gelirlerinin artırılmasını hedefleyen Kültür ve İnanç Turizmi Derneği, çeşitli etkinliklerle turist sayısını her sene artırıyor.

Hristiyanlıkta simgesel bir öneme sahip olan, Ege Bölgesi’nde bulunan ve İncil’de geçen 7 Kiliseler, inanç ve kültür turizmi kapsamında her yıl binlerce turisti Türkiye’de ağırlıyor. Bunlar, İzmir'deki Efes Ören Yeri'nde bulunan Efes (Ephesus) Kilisesi. Smyrna (İzmir) Kilisesi, Pergamon (Bergama) Kilisesi, Manisa’daki Thyatira Kilisesi, Sardes Kilisesi, Philadelphia Kilisesi ve Denizli’deki Laodikeia Kilisesi.

7 Kiliseler’in henüz hak ettiği yerde olmadığını söyleyen Kültür ve İnanç Turizmi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Levent Oral, “İzmir'in inanç ve kültür turizmi anlamında daha büyük bir pastaya sahip olması gerekiyor. Dünyayla boy ölçüşecek potansiyele sahip. Bunun için de 7 Kiliseler’in önemini anlamamız lazım. Dernek olarak 7 Kiliseler hakkında yapmış olduğumuz etkinliklerle kartopu etkisi yaparak büyük kitleler halinde İzmir’e turist getirmeyi hedefliyoruz. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen uzmanlar ve araştırma görevlileri Türk rehberlerle birlikte 7 Kiliseler’i geziyor ve tüm ayrıntıları öğreniyor. Dernek olarak sahip olduğumuz kültürel değerlerin farkına varılması konusunda çalışmalar yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Ege Bölgesi milyonlarca daha turist çekebilir

Kültür ve inanç turizmi kapsamında pay sahibi olan Suudi Arabistan, Vatikan, İsrail ve İtalya gibi ülkelere karşın 7 Kiliseler ile Ege Bölgesi’ne milyonlarca turistin daha çekilebileceğini aktaran Oral, “Kültür ve inanç turizmi için gelen turistler, kitlesel turizmden daha fazla döviz geliri sağlıyor. Deniz, kum ve güneş için gelenler daha çok otel içerisinde vakit geçiriyor. İnanç turizmine gelenler ise daha fazla ulaşım aracı kullanıyor, restoran ve diğer yerleri ziyaret ediyor” dedi.

İnanç turizminin, Ege Bölgesi ve İzmir için çok önemli, 12 aya yayılan bir sektör olduğunu ifade eden Oral, “İzmir, en büyük potansiyelini inanç turizminde barındırıyor. Bu kültürel varlığımız dünyada başka bir yerde yok. 7 Kiliseler’in tanıtımının daha fazla yapılması, bu mirasa sahip çıkılması lazım. Yurt dışında da bu 7 kilisenin varlığını bilmeyen büyük bir kitle bulunuyor. Dünyada 2,2 milyar Hristiyan nüfusu var” ifadelerini kullandı.

“Efes, Hristiyanlar için her anlamda öne çıkıyor”

27 bölümlük incilin 27’nci bölümünde geçen 7 kilisenin Ege Bölgesi’nde olduğunu belirten Oral, “1’inci yüzyılda St. John (Aziz Yuhanna) tarafından Patmos adasından İzmir, Manisa, Denizli’de bulunan 7 antik kente 7 mektup yazılmış. Bu mektupların hepsi daha sonra İncil’in 27’nci ve son bölümü olan Revelation (Vahiy) bölümünde yerlerini almış. ‘Seven Churches of Revelation’ ismi buradan geliyor. Sadece bölgemize özel olduğu için çok değerli ve turizm açısından önemli bir kaynak” diye konuştu.

İncil’in 13 bölümünün yazarı olan Aziz Paulus’un da Antakya’dan başlayan 4 seyahat yaptığını, bu seyahatlerin hepsinde en çok Türkiye’de ve özellikle Ege Bölgesi’nde çok vakit geçirdiğini söyleyen Oral, “Ayrıca, Aziz Paulus Efes’te üç yıl yaşamış. Hem Aziz Paulus’un yaşadığı yer hem de 7 Kiliseler’in ilki olduğu için Efes, Hristiyanlar için her anlamda öne çıkan bir şehir. 7 Kiliseler’le ilgili projelerimiz var. Dünya çapında ünlü konuşmacıların yer aldığı etkinlikleri her yıl gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Dünya çapında turist çekmek için büyük bir organizasyon” dedi.

“Karar vericilere 7 Kiliseler’in potansiyeli anlatılmalı”

İncil’de ismi geçen 7 antik kentte bulunan 7 Kiliseler’in Türkiye’de olduğunu tanıtmak üzere planlanan faaliyetleri aktaran Oral, “Logo, harita-broşür, eşantiyon-hatıra eşya, tanıtım videosu, tur programları ve her yıl uluslararası organizasyonlar düzenlenebilir. Ayrıca yerel halk ve karar vericilerin inanç turizmi için bölgenin potansiyeliyle ilgili daha fazla bilgilendirilmesi gerekiyor. Kanada, Amerika, Güney Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda, Hong Kong gibi ülkeler önemli pazarlarımız olabilir” diye konuştu.

“Dini festivaller düzenlemeliyiz”

Ege Bölgesi’nin inanç turizminde sahip olduğu potansiyeli açığa çıkarmak için bir an önce adım atılmasını isteyen Kültür ve İnanç Turizmi Derneği Kurucu Üyesi ve İzmir Tur Rehberleri Odası Başkanı Macit Şaşzade, dini festivaller yapılması gerektiğini söyledi. Bu festivallerin eğlence şeklinde değil ruhani etkinlikler olarak düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Şaşzade, “İnanç turizmindeki büyük potansiyeli kullanamıyoruz. Ege Bölgesi inanç turistine hitap ediyor. Dünyada 300 milyon kişi inanç turizmi amaçlı seyahat ediyor. Milyarlarca dolar gelir elde edilen bu alandan Türkiye daha fazla pay almalı” diye konuştu. Ege Bölgesi’nde bulunan 7 Kiliseler’in tanıtımının yapılmasıyla birlikte bölgeye çekilecek turistlerin bölgenin kalkınmasında önemli rol üstleneceğini söyleyen Şaşzade, “Ege Bölgesi Hristiyanlar için önemli merkezlere ev sahipliği yapıyor. Özellikle Meryem Ana Evi ve Yedi Kiliseler büyük ilgi görüyor” dedi.

En sadık turistin inanç turisti olduğunu dile getiren Şaşzade, “Turistler bu bölgede inançlarının ne anlama geldiğini yaşayarak zaman geçiriyorlar. Yaklaşık olarak 5 gün İzmir’de konaklayarak yapılan turlar sayesinde hem esnafa katkı sağlanıyor hem de konaklama geliri artıyor” dedi.

Kültür ve inanç turizmi kapsamında gezilen ören yerlerinde turistlerin dikkat çektiği bazı bölgelerin de ön plana çıkarak restorasyonları hızlandırıldığını söyleyen Şaşzade, “Aziz Polikarp Kilisesi hızla yenileniyor. Havari ve İncil yazarı Sen Jan’ın ilk müritlerinden biri olan Aziz Polikarp, İsa’nın şehidi olarak anılırken, İzmir’de adını yaşatan kilise de inanç turizminin önemli durakları arasında” diye konuştu.

İnanç turizminin yükselişe geçtiği bu dönemde rehberlerin de eğitimini önemsediklerini söyleyen Şaşzade, İzmir Rehberler Odası’nın öncülüğünde 49 profesyonel turist rehberine inanç turizmi hakkında eğitim verildi. İzmir Rehberler Odası ve Turist Rehberleri Birliği (TUREB) ‘Yedi Kiliseler Uzmanlık Eğitimi’, Kültür ve İnanç Turizmi Derneği’nin katkılarıyla teorik ve pratik olarak iki aşamalı olarak gerçekleştirdi” açıklamalarında bulundu.

“Turizm denilince aklımıza deniz, güneş, kum gelmemeli”

İzmir’in inanç turizmi yönünden önemli bir potansiyeli olduğuna dikkat çeken Destination İzmir Başkanı Bülent Tercan, “Bir turizm hazinesinin üzerinde oturuyoruz.  Vatikan, Yunanistan, İsrail ve İtalya gibi ülkeler inanç turizminden çok önemli gelirler elde ediyorlar. İzmir’in de bu ülkelerdeki inanç turizmi değerleri ile boy ölçüşebilecek kapasitede potansiyeli var. Amacımız doğru tanıtım, doğru planlama ve İzmir’i inanç turizminde şahlandıracak projeleri hayata geçirmek” dedi.

Turizm denilince sadece doğal güzellikler, güneş ve denizin akla gelmemesi gerektiğini anlatan Tercan, “İzmir Meryem Ana, Acropolis, Asklepion, St. John’s Basilica, Efes harabeleri, Terrace Houses, Urla Bağ Yolu ve Agora gibi inanç turizmini besleyecek kaynaklara sahip. Önemli döviz girdisi sağlayan turizm, ülkeye gelir getirmesi bakımından kritik öneme sahip. Elimizdeki hazineden doğru şekilde yararlanalım, kentimiz gelişsin, ülke ekonomisi rahatlasın” dedi.

Meryem Ana Evi’ni her yıl 3,5 milyon kişi ziyaret ediyor

Efes Selçuk, Meryem Ana Evi’ne ev sahipliği yapıyor, aynı zamanda Efes Selçuk Belediyesi için çok uzun yıllardan beri Meryem Ana Evi’nin girişi ve aynı zamanda otoparkı Selçuk Belediyesi tarafından işletiliyor. 1891’de keşfedilen Meryem Ana Evi, Vatikan tarafından 1952 yılında hac merkezi ilan edildi. Aradan geçen zamanda Papa VI. Paulus 26 Temmuz 1967'de; Papa II. İoannes Paulus, 30 Kasım 1979'da; Papa XVI. Benedictus 29 Kasım 2006'da Türkiye'ye ziyarete geldiklerinde Meryem Ana Kilisesi’ni ziyaret ettiler.

Meryem Ana Evi, 2015 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne Efes Antik Kenti, Çukuriçi Höyük, Saint John Bazilikası ile dahil olan bileşenlerden biri olsa da Meryem Ana Evi’nin uluslararası alanda tanınması 1967 yılında Papa 6. Paul’un burayı ziyaretiyle gerçekleşti. Vatikan tarafından hac yeri olarak kabul edilmiş bir mabet olan Meryem Ana Evi’ni bir yıl içerisinde 3,5 milyon kişi ziyaret ediyor.

Meryem Ana Evi, Hristiyanlık tarihi açısından olduğu kadar tarih açısından da çok şey anlatıyor. Hristiyanlık dininin peygamberi olan Hz. İsa havarisi Aziz Yuhanna’ya Meryem Ana’yı teslim ediyor ve Aziz Yuhanna da Meryem Ana’yı Bülbül Dağı yakınlarındaki bugün Meryem Ana Evi olarak nitelendirilen yere getiriyor. Bu da Efes Selçuk’un 8 bin 600 yıllık tarihi boyunca büyük öneme sahip olduğunu gösteriyor.  Her yıl Noel Ayini, 15 Ağustos’ta Meryem Ana’nın Göğe Yükseliş Ayini ve Paskalya Ayini düzenleniyor.