“Enflasyon, gıda sektöründe tağşişi getirdi”

Türkiye’de yaşanan enflasyon nedeniyle hazır yemek fiyatlarının 3 ayda bir güncellendiğini ve yeni yıla yüzde 30’a yakın bir zamla başlanacağını belirten BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, “Enflasyonist dönemde yaşanan maliyet artışları ve fiyat hareketleri gıda sektöründe tağşiş ürünleri tetikledi” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Enflasyon, gıda sektöründe tağşişi getirdi”

ALİ ŞAHİN
BURSA - Enflasyonist ortamla birlikte çok hızlı değişmeye başlayan hazır yemek sektöründe fiyatlar yılbaşı ile birlikte güncellenecek. Gıda sektörünün perakendeden farklı olarak yüksek kar marjları ile çalışmadığını belirten Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, “Biz sanayici ile yılda bir defa fiyat konuşan bir sektördük ama içinde bulunduğumuz enflasyonist ortam süreci değiştirdi. Verdiğimiz fiyatları 3 aylık periyotlarla değiştirmek zorunda kalıyoruz. Toplanmış, hazırlanmış ürünlerin depodaki fiyatına gelen zamlara anlam veremiyoruz. Zaten kar marjımız düşük olduğu için verdiğimiz fiyatlar 3 ayda bir eriyor. 2024 yılı için asgari ücret tarafında yaşanacak yüzde 49’luk bir artış var. Bunun fiyatlara etkisi yüzde 15 dolayında olacak. Çünkü bizim üretim giderlerimizin yüzde 30’u işçiliklerden oluşuyor. Bu rakama bir de son 3 ayda oluşan yüzde 12’lik enflasyon farkını eklememiz gerekiyor. Sonuç olarak bu rakamlar ortadayken yemek fiyatları da kolaylıkla hesaplanabiliyor” dedi.

“Fiyatı oluşturan maliyetler ortada”

Enflasyonun sektörü olumsuz etkilediğini ancak temel gıda ürünlerindeki fiyat farklarının incelenmesi gerektiğini de söyleyen Dönmez, “Temel gıdalarda fiyatı oluşturan maliyetler aynıdır. Formülü ve kullanılan hammaddenin aynı olduğu ürünlerde böyle fiyat farkları olmaması lazım. Hazır yemek tarafında da bu böyle. Bugün bir yemeğin fiyatında iki kurum arasında büyük fark varsa ya tağşiş vardır ya da yemeğin çeşidinde kısıtlamaya gidilmiştir. Genel işleyişe baktığınız zaman enflasyonist ortam gıda sektöründe tağşiş konusunu fazlasıyla tetikledi. Biz BUYSAD olarak bir yandan da bu konu ile mücadele ediyoruz. Örnek vermek gerekirse ucuz olsun diye içinde peynir olmayan peynir tatlısı üreten ve daha acısı bunu talep eden firmalar var. İşin matematiği ortada fiyatlar da bu matematiğe göre oluşur. Biz üyelerimize bunu anlatıyoruz. Kesinlikle bir fiyat belirlemiyoruz ama üyelerimize fiyatın yüzde kaçının işçilik, yüzde kaçının hammadde olacağı gibi konularda danışmanlık veriyoruz. Sektörümüzdeki 20 firmayı temsil ettiğimiz için işini iyi yapanları da korumamız gerekli” diye konuştu.

“Kayıt dışı ekonomi büyüyor”

Hazır yemek sektöründeki önemli tehlikelerden birsinin de kayıt dışı ekonomi olduğunu söyleyen Dönmez, “Mesela ‘gece döneri’, ‘geve pilavı’ gibi her geçen gün farklı isimlerle yeni yemekler ortaya çıkıyor. Bu ürünler konusunda yeteri kadar denetim yok. Ürünlerin kalitesinden tutun da hijyen koşullarına kadar birçok husus var. Aynı zamanda sektörde de önemli bir kayıt dışı ekonomi oluşmasına neden oluyor. Bu durumdan sektörü koruyabilmek adına denetimlerin sıkılaştırılması gerekiyor” dedi. Bursa’da şehrin doğu ve batısında olmak üzere 2 Gıda OSB’ye ihtiyaç duyulduğunu da sözlerine ekleyen Dönmez, “Bizim atıklarımız normal sanayinin atıklarına göre farklı. Bu sebeple de mevcut arıtma tesislerine uyum sağlayamıyoruz. Şehrin iki ucunda bu iş için oluşturulmuş alanlar ve iki tarafta da kurulacak Gıda laboratuvarları ile sektörün sürekli denetim altına tutulması hem firmalarımız hem de sektörümüzün gelişimi açısından oldukça fayda sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.