“Uzak Doğu’ya karşı en büyük silahımız sürdürülebilirlik”

Tekstildeki dijital dönüşümün tartışıldığı TEXUM’23’te konuşan UHKİB Başkanı Nüvit Gündemir, “Uzak Doğu’ya karşı en büyük silahımız sürdürülebilirlik. Ondan vazgeçmeden yaşanan değişime uyum sağlayarak Avrupa’ya olan ihracatı güçlendirebiliriz” derken TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, “Ar-Ge, tasarım ve pazarlamada dijitalleşmeliyiz” ifadelerini kullandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Uzak Doğu’ya karşı en büyük silahımız sürdürülebilirlik”

ALİ ŞAHİN/BURSA
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tekstil Mühendisliği Topluluğu tarafından bu yıl dördüncüsünü düzenlenen Tekstil Zirvesi (TEXSUM'23) başladı. 2 gün sürecek organizasyonda ‘Tekstil Sektöründeki Dijital Dönüşüm’ konusu masaya yatırıldı. Organizasyonun açılışında konuşan BUÜ Tekstil Mühendisliği Topluluğu Başkanı Emir Taha Kaya, “Bugün sektöre ve sektörün ihracatına yeni ufuklar açmak istiyoruz” derken Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Feridun Yılmaz, “tekstil topluluğu büyük bir iş başardı. Öğrencinin sektörle buluşması adına çok kıymetli, ve sektörde ilk adımlarını atmadan öğrencilerimizin ilk temasının burada olması ayrı bir anlam taşıyor. Tekstil Avrupa gibi bir üst düzeye evirilme aşamasına, bu etkinlik tekstilin gidişi konusundaki gelişmelere katkı sunacaktır” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Tekstil sektöründe dijital dönüşüm başlığı ile başlayan ilk panelin moderatörlüğünü yapan Prof. Dr. Dilek Kut, “En az 3 bin yıllık tarihe sahip sektörümüz, uzun yıllar boyunca makro ekonomide stratejik bir alan oldu. Küresel ticarette yaşanan zorlu şartlar içindeyken ileriye dönük ümit ve heyecanımızı kaybetmedik. Ülke ekonomimize 20 milyar dolar dış ticaret fazlası veren, 2 milyon kişiye istihdam sunan büyük bir aileyiz” diye konuştu.

“En büyük rakibimiz Çin”

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Başkanı Nüvit Gündemir ise “200 den fazla ülkeye ihracat yapan büyük bir sektörüz. Türkiye için bu rakamlar dünya ile paralel gerilemeye gitti. Bunun altında pandemi dönemindeki tasarrufun bitmesi, jeopolitik riskler gibi etmenler var. Otorite raporları da 2024 için belirsizliğe işaret ediyor. 2024 sonrasında sektörde oluşacak hareketliliğe ve o dönemki trende uygun hareket edebilmek için kendimizi hazırlamalıyız. Yapay zeka, influencer davranışları, Hızlı moda konusunda çalışmamız lazım. En büyük rakibimiz Çin, Bangladeş ve Vietnam. Türkiye dünyada 6. ama Avrupa pazarında ilk 3 tedarikçi arasındayız. Rakiplerimize göre yakın Pazar olamnın avantajıyla moda ve tasrım gücüyle Avrupa’da etkinliğimiz artabilir. Oyunda bir değişiklik var. Hızlı tüketim esnasında firmalar ile online alanlar arasında üretici sıkışmış durumda. Uzak Doğu’ya karşı en büyük silahımız sürdürülebilirlik. Ondan vazgeçmeden yaşanan değişime uyum sağlayarak Avrupa’ya olan ihracatı güçlendirebiliriz” dedi.

“Ar-Ge, tasarım ve pazarlamada dijitalleşmeliyiz”

Sektörün bir değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu belirten Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, “Sektörümüz her krizden güçlenerek çıktı. Son zamanlarda yaşadığımız jeopolitik riskler sektörü etkiledi. Daha değerli ve katma değerli ürün üretmeliyiz. Bunun için verileri elde edip işlememiz gerekiyor. Dijitalleşme için sermayeye ihtiyaç var ve bizim sektörümüzde bu sınırlı. Öncelikle bilinci artırıp sonrasında teknolojimizi geliştirmeliyiz. Teknoloji ve dijitalleşme bizde çok iyi bir noktada değil. Üretim standartlarında verimlilik teknolojileri, entegrasyonları kullanıyoruz ama Ar-Ge, tasarım ve pazarlamada daha teknolojik ve izlenebilir olmalıyız. Teknoloji ve dijitalleşme kadar kullanıcı niteliği de yüksek olmalı. Okurken de öğrencilerin sanayinin içinde olması ile bu sorunu aşabiliriz” diye konuştu.
İstanbul Moda Akademisi Genel Müdürü Jale Tunçel, “Dünya’da tekstil sektörü 2. Dünya savaşının ardından yaşanan sürecin ardından ikinci büyük değişimine başladı. 2015 yılından itibaren kotasız dönem bize rekabetçiliği getirdi. Batıdaki alıcıların tedarik zincirinde doğuya kaymasının ardından şimdi de güneye kayma var. Bu bölgeler sektörün Know How’ını içine çekmeye başlamışken tedarik zincirinde pandeminin de etkisiyle değişme başladı. Ayrıca biz ülke olarak bütün regülasyonlara uyum sağlama kapasitemiz çok gelişmiş durumda” dedi. Tunçel ayrıca Avrupa’daki yeni tedarik zinciri modeli hakkında bilgi verirken ikiz dönüşüm modelinin siteme dahil edildiğini, bu değişimin de dijital dönüşümü tetiklediğini vurguladı.