Gülsha, salgın sürecinde e-ticaret satışını 2.5 kat artırdı

Doğal kozmetikte dünya markası hedefi var.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Gülsha, salgın sürecinde e-ticaret satışını 2.5 kat artırdı

Latince ismi ‘Rosa Damascena’ olan gül çeşidinin yüzde 60’ı Türkiye, Bulgaristan ve İran’da üretilebiliyor. Osmanlı döneminde Bulgaristan’da çokça yetiştirilmesinden dolayı dünya onu Bulgar gülü olarak biliyor. Oysa anavatanı; Isparta. Üç kuşaktır dünya parfüm devlerine gül yağı ve suyu üreten bir ailenin kızı olan Gülşah Gürkan, güle doğduğu topraklardan bir başarı hikayesi yaratmak ve Isparta gülünü dünyada markalaştırmak için yola çıkmış. 2011 yılında doğal gül hammaddeli cilt bakım markası Gülsha’yı kuran Gürkan, aradan geçen 9 yılda dünyada 1000’i aşkın satış noktasına ve uluslararası pazar yerlerine dahil olmuş durumda. Öyle ki Gülsha’nın üretiminin yüzde 70’i ihracata gidiyor. En büyük ilgi ise Uzakdoğu, ABD ve Avrupa’dan. Ürünlerin yüzde 60'ı ABD, Çin, Hong Kong, Singapur, Malezya ve Tayvan'a ihraç ediliyor. Almanya'da da satışları yükseliyor.

Leeds’ten mezun bir makine mühendisi…

Gülsha Kozmetik Yönetim Kurulu Başkanı Gülşah Gürkan, Isparta gülünden Çin’e ve ABD’ye uzanan ‘güzelleşme’ serüvenini paylaştı.

1993'de İngiltere’deki Cheltenham Koleji’nden mezun olan Gürkan, aynı ülkedeki Leeds Üniversitesi'nden 1996 yılında makine mühendisi olarak mezun olmuş. İş hayatına danışman olarak başlayan Gürkan, üç yılın sonunda ailesinin toprakları Isparta’ya dönerek, güle nasıl bir katma değer sağlayabileceğini düşünmüş. Gürkan, “Neden kendi ürünümüzü üretmeyelim, kendi markamızla dünya güzellik ve kozmetik sektöründe boy göstermeyelim ki” diye düşünerek 2011’de Gülsha’yı kurmuş. Gürkan o günleri şöyle anlatıyor: “Kollarımızı sıvadık, ambalajlarımızı tanınmış İtalyan tasarımcılara ürettik, Fransız uzmanlarla ArGe yaptık. Markamız Gülsha, Unifree Duty Free’lere giren ilk Türk markası oldu. Havalimanlarında 12 noktamız var. Dünyaya tanınmamız için en güzel adres havalimanları oldu.”

Gürkan'ın üzerinde titizlikle durduğu konuların başında online satış kanalı geliyor. Genç girişimci, dünya çapında hizmet verecek, kapasitesi yüksek internet satış sitelerini kurduklarını ve online pazar yerlerine dahil olduklarını anlatıyor. Gülşah Gürkan, şirketindeki gelişmeleri şöyle aktarıyor: “Biz belki salgını en erken hisseden marka olduk. 2019 Aralık ayında satışlarımız düştü. Çünkü bizi havalimanı mağazamızda keşfeden Çinliler'in sayısı hızla azaldı. Önlemlerimizi aldık. Ancak ilk toparlanan da biz olduk. Online satışlarımız bu süreçte 2,5 kat arttı. Uzakdoğulu müşteriler kalitesinden emin oldukları ürünlere karşı çok sadık. Bizi internetten buldular ve ürünlerini almayı sürdürdüler .”

Hasat zamanı Isparta'nın turizmi canlanıyor

Gül diyarı Isparta’da artık yeni bir turizm türü doğmuş durumda. Gülşah Gürkan, Türkiye’nin butik turizm konusunda önde gelen turizm acentelerinin, bir ay süren gül hasadını bir turizm festivali haline getirdiğini söylüyor. Gürkan, “2019 yılında her gün 40 ayrı turisti hasadımızda misafir ettik. Bu sayede bölgedeki oteller de kalkındı. 2020’yi pandemi ile geçirdik ancak 2021 için umutluyuz. Hasat turizminin kent ekonomisine büyük katkısı oldu” şeklinde konuşuyor.

Dezenfektan elleri tahrip edince el kremimiz yok sattı

Tam pandeminden önce Gülsha’nın bir el kremi çıkardığını da kaydeden Gürkan şunları söylüyor: “Pandemiye yatırımla yakalandınız dediler. Ama şansa inanırım. Dezenfektanlar elimizi mahvedince el kremimiz yok sattı. Biz tamamen doğal üretim yapıyoruz. Yani sentetik hiçbir şey üretmiyoruz. Bu yüzden gülümüzü hasat ederiz, hasat kadar ürün üretiriz. Bizi özel kılan da bu. Talepleri çok iyi değerlendirip ürün geliştirmeliyiz. Yeni bir ambalaj çalışmamız var, salgın var diye işimizi durdurmadık. Her 4-5 yılda bir ambalajınızı güncellemeniz gerekir. Yakın zamanda ambalajlarımızı yenileyeceğiz. Ar-Ge’ye de devam ediyoruz. Standart piyasada olan formülasyonu kullanmıyoruz. Kendi özgün ürün yapımızı oluşturuyoruz ve bu yoldan yürümeye devam edeceğiz”.