“Bir Denizkestanesinin Anıları”ndan tablolar!

Kale Tasarım ve Sanat Merkezi işbirliğinde Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ve Ankara Galeri Nev ortak çalışmasıyla gerçekleştirilen Melike Abasıyanık Kurtiç sergisi, müzenin sergi salonunda 1 Eylül’e kadar gezilebilir.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Bir Denizkestanesinin Anıları”ndan tablolar!

Ankara seyahatlerimden her defasında bilgi dağarcığıma yeni yeni şeyler katmış olarak mutlu dönmüşümdür. Geçtiğimiz günlerde yine bu amaçla bu kez bir sergi açılışı için Ankara’daydım: Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’ndeki “Bir Denizkestanesinin Anıları-Melike Abasıyanık Kurtiç” sergisi…

Çağdaş Türk seramik sanatının önemli isimlerinden 1931 doğumlu, 2021 yılında kaybettiğimiz sanatçının eserlerini biliyordum, ancak retrospektif sergisinde ilk defa böylesi geniş bir ürün yelpazesini izleme fırsatı bulacaktım.

Sergide, Abasıyanık sanatının omuriliğini oluşturan tohum seramikleri, denizkestaneleri, yosun perdeleri, pirinç kağıtları ve gel-git fotoğrafları ayrı ayrı, tüm özgün ve karmaşık doğaları içinde yer alıyor, aynı zamanda bu birbirinden farklı üretimler arasındaki olağanüstü tutarlılık, sonsuz ve girift tüm ilişkilerin hissedilebilmesi de amaçlanıyordu…

Hissettim de… Sergiyi büyük bir hayranlıkla gezdim. Doğayı çok seven bir sanatçı olan Melike Abasıyanık, saatlerce yürür, araştırırmış. Yakaladıklarını fotoğrafa, desene, baskıya, pleksiye veya kanvasa taşımış… Kendini anlattığı bir metinde “gördüğüm hiçbir küre ve yuvarlak yok ki bende sevgi, kucaklama duygusu uyandırmasın…” diyor.

Melike Abasıyanık Kurtiç

Sanatçının kişisel hazinesi

1 Eylül’e kadar sürecek olan Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) işbirliğinde Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ve Ankara Galeri Nev ortak çalışmasıyla gerçekleştirilen sergi, Deniz Artun küratörlüğünde hazırlanmış. Sergi öncesi sohbet ettiğim Artun, “Bir Denizkestanesinin Anıları” sayesinde izleyenlerin Melike Abasıyanık Kurtiç’in son derece kişisel hazinelerine tanıklık edebileceğini söyledi ve şöyle devam etti:

“Yaşarken üretimini çok az paylaşmış olmasına rağmen, hakkında çokça yazılmış, özellikle de pek çok söyleşi gerçekleştirmiş sanatçı, ilk bakışta genellikle bir formu, bir kabuğu ya da uzayın ta kendisini ‘açan’ birisi izlenimi veriyor. ‘Bir Denizkestanesinin Anıları’, Melike Abasıyanık Kurtiç’i ‘kapatan’ bir sanatçı olarak sunuyor, sergide kabuk kabuklanıyor, yosun yosunlanıyor, taş taşlaşıyor. Dolayısıyla, bir yandan, el yordamı desenler, karalanmış çalışma notları, kırılmış deniz kestaneleri ve henüz yaş deniz yosunlarına yer veren sergi, bir yandan sanatçının atölyesinde kurduğu, bir doğa bilimci laboratuvarının kapılarını açıyor ve araştırmasının katmanlarına tanıklık edilmesine vesile oluyor. Diğer yandan aynı malzemeler, eserlere son derece kişisel ve mahrem bir hazine olarak da eşlik ediyor ve izleyenleri aynı atölyede yaşayan filozofun ya da şairin karanlıklarında da dolaştırıyor.”

Sergi kapsamında etkinlikler de var

Bu Ankara yolculuğumdan da her defasında olduğu gibi bilgi dağarcığıma yeni şeyler katmış olarak dönmenin keyfini yaşıyorum. Sergiyi ziyaret etmek isteyenler için hemen yazayım her gün 10:00-18:00 saatleri arasında gezilebiliyor. Sergi kapsamında çocuk, genç ve yetişkin atölyeleri, kitap lansmanı ve söyleşi etkinlikleri de gerçekleştirilecek…

Mutlaka gitmeli, görmeli, izlemelisiniz…