"Avrupa’da üretimin azalması, Türk çelik üreticileri için bir fırsat olabilir”

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Yayan, Avrupa’da üretimin azalmasının Türkiye çelik üreticileri için Avrupa’nın bıraktığı boşlukları doldurmak ve AB ülkeleri ile çelik dış ticaretindeki açığı kapatmak bakımından bir fırsat olabileceğini vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
"Avrupa’da üretimin azalması, Türk çelik üreticileri için bir fırsat olabilir”

Avrupa Birliği’nin 1 Temmuz 2020 itibarıyla başlayacak olan son dönem ithalat kotaları ile ilgili revizyon çalışmalarını değerlendiren Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, AB’nin Türkiye’ye karşı önlemlerini daha da sıkılaştıracak uygulamaların, Türkiye çelik sektörü tarafından hiçbir şekilde makul karşılanmadığını kaydetti. Türkiye ve AB arasındaki çelik ticaretinin uzun bir süre AB lehine devam ettiğini anlatan Yayan, arızi bir artışa bağlı koşullarda önlemler getirilmesinin adil ticaret anlayışına uymadığını belirtti. Yayan, AB ve Türkiye arasındaki gerek AKÇT, gerekse Gümrük Birliği anlaşmalarının ciddi anlamda zedelendiğine dikkat çekti.

“Çelik üretimi ve tüketimindeki artışın yavaşlaması bekleniyor”

Son iki yılda dünya çapındaki koruma tedbirleri ve yurt içi tüketimdeki yüksek oranlı düşüş nedeniyle, Türkiye çelik üretiminin önemli ölçüde gerilediğini ifade eden Veysel Yayan, 2020 yılına üretim artışı ile başlandığını ancak koronavirüs salgını nedeniyle üretimin yeniden yavaşlamaya başladığını kaydetti. Çelik üretiminin ocak ayında önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17.3 artış gösterdiğine dikkat çeken Yayan, “Koronavirüsün, uluslararası piyasada çelik tüketicisi sektörler üzerindeki daraltıcı etkisi, şubat ayında ihracatın yüzde 8.2 oranında gerilemesine sebep oldu. Üretimimiz ise, tüketimdeki yüzde 46.3 artışa rağmen ithalatın yüzde 31.2 artmasından dolayı yalnızca yüzde 8.9 artış gösterdi. Böylece yılın ilk iki ayı içinde üretimdeki artış, ithalattaki yüzde 40.4 artış nedeniyle yüzde 12.7 seviyesinde kaldı” dedi.     

Şubat ayında özellikle Avrupa’daki çelik tüketimini olumsuz yönde etkileyen koronavirüsün, yurt içi çelik tüketimine çok fazla yansımadığını ve baz etkisi sebebiyle tüketimdeki iyileşmenin devam ettiğini gösterdiğini dile getiren Veysel Yayan, “Ancak, mart ayı rakamlarının Avrupa ve ABD'de çok daha farklı olması, üretim ve tüketimdeki düşüşün hızlanması bekleniyor. Öte yandan Türkiye’de de çelik tüketimi ve üretimindeki artışın yavaşlayacağını değerlendiriyoruz” diye konuştu.

“Salgına karşı gerekli tedbirler alınarak çalışmalar sürdürülmeli”

Türkiye çelik sektörünün bir yandan 50 bin kişiye istihdam sağladığını bildiren Veysel Yayan, 2019 yılında gerçekleştirdiği 16 milyar dolarlık ihracat ile Türkiye'nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 10’unu üstlendiğini vurguladı. Yayan, koronavirüs salgını süresince sektörde üretim kesintisi yerine, salgına karşı gerekli tedbirlerin alınarak çalışmaların sürdürülmesinin, ülkemiz açısından oldukça önem taşıdığını kaydetti. Çin’in geçici olarak piyasadan çekilmesinin bir sonucu olarak, Uzak Doğu ve Afrika pazarına yönelik ihracatın sürdüğüne de dikkat çeken Yayan, firmaların üretimlerini sürdürme gayretinde olduğunu ve sektörde personel sağlığı için de gerekli tüm tedbirlerin alındığını sözlerine ekledi. Yayan, “İş yerlerinde virüsün yayılmaması için gerekli olan tüm şartlara riayet ediliyor. Temennimiz, gönüllü uygulamaların sonuç vermesi. Gönüllü uygulamaların sonuç vermemesi ve hastalığın daha yoğun bir şekilde yayılması halinde, diğer yasaklayıcı tedbirler de gündeme gelecek” şeklinde konuştu.       

Küresel çapta devam eden salgın nedeniyle, çelik üretiminde büyük oranda kesintiler yaşandığını ifade eden Veysel Yayan, arz talep dengesinde yaşanan daralmanın hem girdi maliyetlerini hem de satış fiyatlarını düşürdüğünü aktardı. Salgının ardından piyasadaki yeni arz-talep dengesinin, yılın son çeyreğinde ancak sağlanabileceğini belirten Yayan, salgın nedeniyle kötü günler geçiren Avrupa ülkelerinde çelik üretiminin her geçen gün daha da azaldığını söyledi. Yayan, Türkiye’nin bu durumu kendi lehine çevirebileceğini kaydetti.       

Ocak-şubat döneminde ham çelik üretiminin Almanya’da yüzde 10.9, İtalya’da yüzde 2.3, İspanya’da ise yüzde 36 gerilediğinin altını çizen Veysel Yayan, Türkiye’nin salgının başlangıcından beri aldığı tedbirlerle, gerek Avrupa’dan gerekse Asya ve Amerika'dan ayrıştığını söyledi. Türkiye’nin her ne kadar 2019 yılındaki kayıplarını telafi ediyor gibi görünse de, mart ve nisan ayı rakamlarının belirleyici olacağını kaydeden Yayan, “Üç aylık üretim rakamları 2019 yılına göre artış pozisyonunu korusa da, aylık üretimin azalma sürecine gireceğini değerlendiriyoruz. Bu durumun, nisan ayında hızlanacağını öngörüyoruz. Diğer taraftan, Avrupa’da üretimin azalmasının, Türkiye çelik üreticileri için Avrupa’nın bıraktığı boşlukları doldurmak ve çelik dış ticaretimizdeki açığı kapatmak bakımından bir fırsat olabileceği değerlendiriliyor” dedi.

“Çelik dış ticaret dengesi iki yıl sonra tekrar AB lehine döndü"

Türkiye’nin 15 Mart 2020 tarihinde Dünya Ticaret Örgütü nezdinde AB kota uygulamalarına karşı itiraz süreci başlattığını hatırlatan Veysel Yayan, “AB tarafından ülkemizden yapılan ithalatın sınırlandırılması yönündeki adımların, kabul edilebilir olmadığının net bir şekilde ifade edilmesi açısından, bu adımlar önem taşıyor. AB’nin, 2018 ve 2019 yıllarındaki geçici ihracat fazlasını gerekçe göstererek, Türkiye çelik ürünleri ithalatına kota uygulaması, geçmiş yıllarda AB lehine verilen açığın da dikkate alınmadığını ortaya koyuyor. Kaldı ki, 2019 yılının ikinci çeyreği itibarıyla, AB ile ticaretimiz dengeli bir seviyeye geldi” dedi. AB’ye çelik ürünleri ihracatının 2020 yılının ilk iki ayında iç talep artışı ve korumacılık önlemlerinin yetersizliği nedeniyle yüzde 46 azaldığını belirten Yayan, ithalatın ise yüzde 73 arttığını söyledi. Yayan, çelik dış ticaret dengesinin iki yıl sonra tekrar AB lehine döndüğünü ve ilk iki ayda AB lehine 38 bin ton açık verildiğini vurguladı.