ASO Başkanı Ardıç: Sanayideki daralmanın uzun vadeli yapısal tahribata dönüşme riski var
Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, uygulanan sıkı para politikasının sanayiyi derinden etkilediğini belirterek, daralmanın uzun vadeli yapısal tahribata dönüşme riski olduğunu bildirdi.
Hüseyin GÖKÇE
ANKARA
Ekonomideki soğumanın fiyat istikrarı için olumlu olsa da sürecin sanayici açısından sancılı geçtiğini vurgulayan Ardıç, toparlanmanın zorlaştığını, bunun da potansiyel büyüme kapasitesini sınırladığını aktardı. Bölgede yaşanan savaşlara da değinen Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, ekonomi, hukuk, demokrasi gibi konularda eleştiri yapsalar da dışardan bir tehdit sözkonusuysa, tüm farklılıkları bir kenara bırakmayı bildiklerini kaydetti.
Türkiye’nin yakın coğrafyasında istikrarsızlığı körükleyen gelişmelerin küresel ekonomiyi derinden etkilediğini belirten Seyit Ardıç, küresel sistemin daha kırılgan hale geldiğini bildirdi.
Son gelişmelerin güçlü savunma sanayinin tercih değil zorunluluk olduğunu gösterdiğini ifade eden Ardıç, “Savunma sanayiinde dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli üretim odaklı teknolojileri geliştirmek, mevcut dönemin en stratejik adımıdır” dedi.
Bu alanda büyük dönüşüm yaşayan Türkiye’nin yerlilik oranını yüzde 80’in üzerine taşıdığını dile getiren Ardıç, “Stratejik bağımsızlığın temel şartlarından olan savunma sanayii, sadece askeri güç anlamına da gelmiyor. Teknoloji üretimi ve yüksek katma değerli sanayinin gelişimine sağladığı katkıyla ekonomik bağımsızlık için de büyük bir güç sağlıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Potansiyel büyüme kapasitesi sınırlanıyor”
Uygulanan sıkı para politikasının enflasyonla mücadele ve istikrar amacı taşısa da bunların ekonomik yavaşlamaya sebep olduğunu vurgulayan Ardıç, “Bu sürecin en tehlikeli yönü ise, sanayi sektöründe yaşanan daralmanın uzun vadeli yapısal tahribata dönüşme riskidir” dedi.
Üretim altyapısının atıl kalması, nitelikli işgücünün kaybı, makine ve ekipmanların değer kaybı gibi unsurların, sanayi sektörünün toparlanmasını zorlaştırdığını ifade eden Seyit Ardıç, bunun potansiyel büyüme kapasitesini de sınırladığını anlattı.
“Süreç sanayici açısından sancılı geçiyor”
Sıkılaştırıcı politikalarla ekonominin soğumasının, her ne kadar fiyat istikrarı açısından olumlu bir gelişme olarak görülse de, bu sürecin sanayici açısından sancılı geçtiğine değinen Ardıç, yüksek faizin yatırım ve üretim kararlarını olumsuz etkilediğini, işletme sermayesi ihtiyacının karşılanamadığını, başta KOBİ’ler olmak üzere reel sektörde ciddi tahribatlar yaşattığını belirtti.
Yeni teşvik sistemini sanayinin sürdürülebilir dönüşümünü destekleyecek bir adım olarak gördüklerini söyleyen Ardıç, “Yeni sistemin, özellikle teknoloji odaklı ve dış ticaret dengesini iyileştirici yatırımlara yönelik seçici yaklaşımı, ülkemizin kalkınma hedefleriyle uyumludur” dedi.
Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi(YTAK) program büyüklüğünün 500 milyar liraya çıkarıldığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür eden Ardıç, bu tarz desteklerin çeşitlendirilmesinin üretimin devamlılığı ve rekabetçilik açısından değerli olacağını vurguladı.
“Sıkılaştırmanın maliyetini en çok sanayi sektörü yaşadı”
Yılın ilk yarısını geride bırakırken hem yorgunluğun, hem de umudun izlerini taşıdıklarını dile getiren Ardıç, “Üretmek kolay değil, hele ki belirsizliğin, ekonomik dalgalanmaların ve değişimin böylesine hızlı olduğu bir dünyada hiç kolay değil. Ama biliyorum ki, biz sanayiciler, ne zaman zorlansak, içimizdeki dayanıklılığı yeniden keşfediyoruz” şeklinde konuştu.
Ardıç, makroekonomik gelişmelere ilişkin bilgi verdikten sonra sıkılaştırıcı politikaların maliyetini en çok sanayi sektörünün yaşadığını verilerin teyit ettiğini anlattı.
Enflasyonun en önemli gündem maddesi olmaya devam ettiğini kaydeden Seyit Ardıç, “Ülkemizin enflasyon göstergelerinin küresel ortalamaların oldukça üzerinde olması, fiyat istikrarını sağlayabilmek için halen kat etmemiz gereken önemli bir mesafe olduğunu ortaya koyuyor” değerlendirmesinde bulundu.
Para politikasında atılan rasyonel adımların maliye politikasından gelecek güçlü destekle birlikte başarıya ulaşmanın anahtarı olacağına vurgu yapan Ardıç, “Kamuda tasarruf yapıldığına ilişkin güçlü ve somut örnekler, kamuoyunda enflasyonun düşeceğine dair beklentiyi kuvvetlendirecektir” dedi.
“Vize sorununa AB Büyükelçisi bile tepki gösteriyor”
Vize konusunda sıkıntıların sürdüğünü hatta randevu bile alınamadığını tekrarlayan Seyit Ardıç, bu konuda AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski’nin “İnsanlar vize almak için bir yıl beklemek zorunda kalıyor, bu sürdürülebilir bir durum değil, stratejik ilişkilerde kabul edilemez” şeklindeki açıklamasını hatırlattı.
Ardıç, Ossowski’nin aday ülkeler içinde seyahat hakkı olmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu da belirttiğini kaydetti ve dış ticaretin yarısını gerçekleştirdiğimiz AB ile yaşanan sorunun çözüme kavuşması için gerekli adımların atılması gerektiğini söyledi.
Göreve geldiği 2022 yılı Aralık ayından bu yana sürekli sanayinin sorunlarını ve çözüm önerilerini gündeme getirdiğini bildiren Ardıç, sürekli konuştuğu yapısal reform meselesinin bir kavram değil, bir vizyon meselesi olduğunu anlattı.
“Mesele memleket olduğunda farklı görüşleri bir kenara bırakırız”
Ekonomi, hukuk, eğitim, demokraside eksiklikler, yanlışlıklar olabileceğine değinen Ardıç, “Ama mesele memleket olduğunda; dışarıdan gelen bir tehdit, ortak geleceğimizi ilgilendiren bir gelişme söz konusuysa, işte o zaman tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakır, bir olmayı, beraber olmayı, tek yürek, tek yumruk olmayı çok iyi biliriz” şeklinde konuştu.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.