Mısır üreticisi 7 bin liranın üzerinde fiyat bekliyor

Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, mısır üreticisinin zarar etmemesi adına bu yıl ürünün tonuna 7 bin liranın üzerinde müdahale alım fiyatı beklediklerini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Mısır üreticisi 7 bin liranın üzerinde fiyat bekliyor

ADANA/EKONOMİ

Adana Ticaret Borsası (ATB) meclis toplantısında konuşan Şahin Bilgiç, 2023’ün tarım ürünlerinde hem fiyat istikrarsızlıkları açısından hem de alım politikalarında sıkıntı yaşanan bir yıl olduğunu belirtti.

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) yaptığı çalışmalarla sektörün sorunlarına karşı önlem almaya çalıştığını ifade eden Bilgiç, “Asıl sorun, ağustos itibariyle başlayacak olan mısır hasadında. Pamuk için ‘Beyaz Altın’ dediğimizin ardından ‘Sarı İnci’ dediğimiz mısırın ana merkezi Adana’dır, Çukurova’dır. Mısır üreticisinin sıkıntıya düşmemesi, ürününün değerinde satılması için TMO’nun ciddi bir pozisyon alması gerekir” dedi.

ATB olarak TMO ile depolama kapasitelerini artırma ve üreticiyi memnun edecek bir fiyat belirlenmesi konusunda görüşmeler yaptıklarını kaydeden Bilgiç, “Mısır’a ton fiyatı olarak 7 bin liranın üzerinde bir fiyat bekliyoruz. Ülkemizi besleyen tarım ürünlerini ve bitkisel ürün üreticileri, ürettiği üründen emek ve alın terinin karşılığını almadığı müddet sürdürülebilirliğin devamını sağlamak mümkün değildir. Üretici zarar etmemeli, emek alın teri ve yaptığı harcamanın karşılığını almalıdır. TMO buğdayda olduğu gibi mısırda da hızlı hareket edip pozisyon alarak üreticiyi mağdur etmez” diye konuştu.

“Dışa bağımlılık aslında bir felakettir”

Bitkisel üretim planlamasıyla ilgili Tarım Bakanlığı’nın Türkiye geneli bir çalışması olduğunu hatırlatan Bilgiç, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu çalışmanın bir ayağını da ATB olarak biz teşkil ediyoruz. Tecrübe ve birikimlerimizi aktardığımız bu çalışma Türkiye tarımına fayda sağlayacak bir çalışmadır. Bitkisel ürünlerin planlamasıyla ilgili uygulamaya seçilecek birkaç üründe üç yıllık bir pilot uygulama ile başlanmasını, karşılaşılacak aksaklıklar giderilerek ülke geneline yayılmasını önerdik. Tarım politikalarını, tarım planlamalarını dayatmalarla yapmak mümkün değildir. Türkiye’nin ihtiyacı olan hangi ürün öne çıkarılmak isteniyorsa, o ürün prim sistemi ile desteklenmelidir. İstenmeyen ürün varsa destek verilmez. Bizim görüşlerimiz şeffaflığı öne çıkardığı gibi iyi yönlendirme yaparak üreticiyi geleceğe hazırlama yönündedir. Bilhassa stratejik ürünlerde dışa bağımlılık iyi değildir. Gerektiğinde tarımın bütçesi arttırılmalıdır. Çünkü dışa bağımlılık aslında bir felakettir.”

“Lisanslı depoculuk devrim niteliğinde bir karardır”

Lisanslı depoculuğa da değinen Bilgiç, şunları söyledi: “Lisanslı depoculuğun sürdürülebilirliği ve tarımsal ihtiyaca cevap verebilecek hale getirmek için yeterli destek ve teşviklerin devamlılığı sağlanmalıdır. ATB olarak her platformda dile getirdiğimiz; lisanslı depoculuğun devrim niteliğinde bir karar olduğudur. Şu an Türkiye’deki 9 milyon tonluk lisanslı depolar olmasıydı, insanlar ‘ürünlerimizi sağlıklı bir şekilde nerede muhafaza ederiz’ diye kara kara düşünüyor olurdu. Akıllı tarım uygulamaları, bakanlık kayıt sistemleri, saha çalışmaları ile su ürünleri, hayvancılık, tarım sayımı yapılarak mevcut envanterimiz güçlendirilmelidir. Tarımsal Üretim Planlama Kurulu’nda sadece masa başındaki üst kademedeki kişiler değil, kamunun yanı sıra üretici örgütlerinden temsilcilerin de yer alması gerekir. Çünkü sahada olanlar üretici örgütlerdir. Türkiye’deki güçlü Ticaret Borsaları da bu kurulda yer almalıdır. Bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretim izinlerinin verilmesi başlıkları altında kurulan OSB’lerde dahil edilmelidir.”