Vitra, “geri dönüşüm”ü seramik ürünlere taşıdı
Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, "Sadece önleme değil, uyum tedbirleri için de çalışmalıyız." dedi.
VitrA, dünyanın ilk ve tek yüzde 100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu için tanıtım etkinliği düzenledi. Dünyaya yüzde 30 daha az zarar veren ürünün tanıtımında konuşan Bülent Eczacıbaşı, iklim değişikliğinin artık sosyal sorumluluk değil ayakta kalma meselesi olduğunu söyledi.
Dünyanın ilk ve tek yüzde 100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosunu üreten VitrA, ilk olarak kasımda UNICERA 2023’te tanıttığı çevre dostu lavabolar için İstanbul Modern’de tanıtım etkinliği düzenledi. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan’ın ev sahipliği yaptığı etkinliğe, mimar ve tasarım camiasından pek çok isim katıldı. Ünlü İngiliz tasarımcı Tom Dixon’la tasarlanan enstalasyonla geçen ay Milano Tasarım Haftası’nda sergilenen lavabolar için 21-23 Mayıs tarihlerinde Londra’daki Clerkenwell Design Week kapsamında da, etkinlikler gerçekleştirilecek.
“Artık önlemi değil uyum tedbirlerini konuşmalıyız”
Lansmanda konuşan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, yeni dönemde çevre sorununun üzerine iklim değişikliğinin eklendiğini belirterek “Artık sadece önleme tedbirleri üzerinde değil, aynı zamanda uyum tedbirleri üzerinde çalışmak zorundayız” dedi. İklim değişikliğinin sosyal sorumluluk değil ayakta kalma meselesi olduğuna dikkat çeken Eczacıbaşı, şu görüşleri paylaştı:
● Sürdürülebilirlik olmazsa, biz sürdürülebilir kurumlar olamazsak, müşteriler ürünlerimizi tercih etmeyecek. Zaten ürünlerimizi bazı pazarlara sokmayacaklar. Genç yetenekli insanlar bizim kuruluşlarımızda çalışmayacak. Finansmana erişmek zorlaşacak.
● İlk aşamada hammadde ve enerji kullanımında verimliliği artırma çalışmaları yapılıyor. Bunlardan çabuk geri dönüşler sağlanıyor, kolay çalışmalar bunlar. Ama sonrasında sürdürülebilirliğe hizmet eden ürün geliştirme aşamalarına geçiliyor. Bizim kuruluşlarımız da bu aşamalarda.
● 2030 yılından itibaren de enerjiyi çok kullanan yapı ürünleri grubumuzda %100 oranında öz tüketimle üretim yapmayı öngörüyoruz, planlıyoruz. Aynı zamanda veri analitiğinden yararlanıyoruz. Bunun da sonuçlarını görüyoruz. Vitra Karo Dünya Ekonomik Forumu’nun Global Lighthouse kuruluşlarından biri oldu.
“İnovasyon inat işi”
Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin sürdürülebilirlik konusunda geçmişinden bahseden Özgen Özkan da, seramik sağlık gereçleri üretim süreçlerinde hiçbir zaman proses atıklarının atılmadığını belirterek, “Endüstriyel simbiyozun parçası olarak, başka endüstrilere yönlendiriyorduk. Karo seramiğe gidiyordu, çimento sektörüne gidiyordu. Aslında biz hep o döngünün içindeydik” dedi. İnovasyonun inat işi olduğuna vurgu yapan Özgen Özkan, “Bu inatla biz bu endüstriyel atıklarımızı nihai tüketici yerine hizmet edebilecek şekilde nasıl bir ürüne çeviririz diye düşünüyorduk çok uzun süreden beri ve sonuçta bunu başardık. Patent başvurularını da yaptık. Tamamıyla kendi mühendislerimiz tarafından geliştirilmiş bir süreç, dünyada bir ilk. Bu yüzden çok alçak gönüllü olamayacağız” açıklamasını yaptı.
Diğer ürünlerle kalite açısından fark olmadığını, suyu emmesi düşük olduğu için daha bile üstün olduğunu ifade eden Özgen Özkan, “Büyük formları daha düz üretebiliyoruz ama şu anda lavabo yapıyoruz. Daha sonra duş teknesi ekleyeceğiz. Ardından da mutfak eviyesi gelecek, sonra da klozet devreye girecek. Ürün gamını bu şekilde geliştireceğiz” dedi. Yüzde 100 geri dönüştürülmüş lavabonun, standart bir ürüne göre dünyaya %30 daha az zarar verdiğini söyleyen Özgen Özkan, “Bunun için hammadde taşımıyoruz. Hammadde ürettirmiyoruz. Zaten bizde olan bir hammaddeyi kullanıyoruz. Böyle baktığımız zaman, yaklaşık %30 daha temiz ve diğer ürünlere göre dünyaya faydalı bir ürün” diye konuştu. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan çanak lavabolar, mat bej renkte ve 5 formda tasarlanıyor.
BÜLENT ECZACIBAŞI DEĞİŞİMİ ANLATTI
Nasıl bir değişim geçirdiğimizi gözler önüne sermek için bir anımdan bahsedeceğim. Galiba 2006 yılıydı, o zamanki CEO’umuz Erdal Karamercan geldi ve bu işi direktör seviyesinde bir yöneticimize teslim etmemiz gerektiğini söyledi. Erdal Bey benim tanıdığım yöneticiler arasında, Türkiye’deki CEO’lar arasında [sürdürülebilirliğe] en erken aşamada inanmış ve gereğini yapmış bir yöneticidir. Ayrıca Global Compact’i imzalamamız gerektiğini söyledi. Konuyu bugün de aramızda olan Okşan Atilla Sanön’e teslim ettik. O zaman ona “sürdürülebilir yenge” adını taktık. Şimdi diyoruz ki konunun sorumlusu en tepedeki yönetim kuruludur ve bütün yöneticiler sürdürülebilirlik yöneticisidir. Herkes yeşil yaka bu şirketlerde, yeşil yaka olmayan yok.