İş dünyası ve sosyal girişim iş birlikleri… Yeni çözümler, yeni olasılıklar

Yeni fikirlere, yeni kurumsal yapılara ve yeni işbirliklerine duyduğumuz ihtiyaç pandemi döneminde kendini çok daha net bir şekilde ortaya koymuş durumda.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İş dünyası ve sosyal girişim iş birlikleri… Yeni çözümler, yeni olasılıklar

İş dünyası ve sosyal girişim iş birlikleri ve bu iş birlikleri ile ortaya çıkan yeni çalışma modelleri, sistem dönüşümü için önemli bir katkı sağlayabilecek olasılıkları ön plana çıkarıyor.

Ashoka’nın, “Co-Creation: The Next Big Opportunity To Scale Up Social Innovations” başlıklı raporu, iş dünyası ve sosyal girişimciler arasında kurulacak iş birliklerinin, sosyal inovasyonları ölçeklendirmek için çok önemli fırsatlar sunduğunu ortaya koyuyor.

İş dünyasının itici gücünü kullanarak sosyal etkiyi artırmak; sosyal hedeflere ulaşmak için yeni gelir kaynakları, beceriler ve bilgiye ulaşma sosyal girişimcilere önemli bir güç veriyor.

İş dünyası ise, yeni iş modellerini hayata geçirebileceği “inovasyon” kası kazanırken, toplumun en kırılgan kesimlerine ulaşarak, hem sosyal etkisini, hem de çalışan bağımlılığını artırmış oluyor.

Bu süreçte kamunun yer alması da önem taşıyor. Sosyal sorunlara çözüm üretmek amacıyla hayata geçirilecek kamu-özel sektör yatırımları, bir yandan kamu harcamalarını azaltırken, diğer yandan ekonomi açısından da son derece olumlu sonuçlar yaratabiliyor.

Raporda yer alan 5 iş birliği örneği, Ashoka, Zermatt Foundation, Guilé Foundation, DPD ve Boehringer Ingelheim tarafından düzenlenen European Challenge’ın finalistleri. 34 ülkenin farklı sektörlerinden 338 projenin katıldığı yarışmanın kazananlarının ortak özelliği, toplumların karşı karşıya olduğu sorunların çözümünde sosyal girişimcilerin ve şirketlerin gücünü birlikte kullanıyor olmaları. Bu yaklaşım, yenilikçiliği, büyümeyi ve paydaş katılımını sağlayarak, toplum ve işletmeler için değer yaratıyor. Ashoka, sosyal girişimciliğin gücünü, “sektörlerdeki siloları yıkmak ve topluluk ihtiyaçlarına odaklanarak geliştirilen yenilikçi çözümleri ölçeklendirmek” olarak tanımlıyor. Bu nedenle, son 30 yıldır sosyal girişimcilik, alternatif model sunan bir sektör olarak yükseliyor. İşleri daha iyi yapmanın mümkün olduğunu ispatlıyor.

İş dünyası ile sosyal girişimler arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor; sektörler arasında iş birliklerini mümkün kılıyor ve liderlere sosyal sorunlara karşı sorumluluk almaları yönünde ilham veriyor. Bunun sonucu olarak da, sosyal girişimciler, hızlı toplumsan değişimlere ve hareket halindeki dünyaya uyum sağlamaya ihtiyacı olan şirketlerin vazgeçilmez ortağına dönüşüyor.

Bir sonraki adım ise, iş dünyası ve sosyal girişimcilerin birlikte çalışacağı ve birlikte üretebileceği güçlü ekosistem kurmak olacak şüphesiz…

Raporda yer alan ‘birlikte çalışma’ örneklerinin “başarısı” şu 4 temel kritere dayanıyor:

  • Sosyal girişimcilik ve iş dünyasından en az iki kuruluş arasında iş birliği; ortak bir girişimde hem tamamlayıcı ve hem de kendine has uzmanlık gerektiren sektörlerin bir araya gelmesi.
  • Tüm paydaşlar ve toplum için değer yaratmak.
  • Toplumsal bir soruna odaklanman, bu kapsamda yaratılacak etkiyi ölçeklendirmek için güçlü bir potansiyele sahip olmak.
  • Sosyal modeli ve iş modellerini sorgulayıp, değişim yaratmaya cesareti olan bireylerin bir araya geldiği bir girişim olması.