Kurumsal sorumluluk değil, kurumsal zorunluluk anlayışını benimsiyoruz

Kale Grubu Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Rana Birden, “Sorun olarak gördüğümüz her şeyi, en mikro seviyeye indirip değiştirebileceğimize inandık ve ‘İyi Bak Dünyana’ hareketini başlattık. Bu hareketle kendi dünyalarımızda başlatacağımız küçük değişimlerin birleşerek, geleceği şekillendiren, dünyayı iyileştiren anlamlı bir dönüşüm haline geleceğine inanıyoruz” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kurumsal sorumluluk değil, kurumsal zorunluluk anlayışını benimsiyoruz


“Yalnızca şirketlerin değil tüm dünyanın içinde bulunduğu belirsiz bir sürece tanıklık ediyoruz. Bu yeni dünya düzeninde ezber bozan yeni nesil anlayışlara ihtiyacımız var” diyen Kale Grubu Kurumsal İletişim Başkanı Rana Birden, “Bu dönemde Grup olarak özümüze döndük ve önümüze baktık. Sorun olarak gördüğümüz her şeyi, en mikro seviyeye indirip değiştirebileceğimize inandık ve “İyi Bak Dünyana” hareketini başlattık. Bu hareketle kendi dünyalarımızda başlatacağımız küçük değişimlerin birleşerek, geleceği şekillendiren, dünyayı iyileştiren anlamlı bir dönüşüm haline geleceğine inanıyoruz” yorumunu yapıyor.

Rana Birden, “Herkesin evine, sokağına, mahallesine, şehrine ve tüm dünyaya iyi bakmasını ve bunun için adım atmaları gerektiğini savunuyoruz. Tek bir insanın kendinde ve kendi hayatında yapacağı ufak değişimlerin tüm insanlığı iyileştirebileceğini biliyoruz” sözleri ile Kale Grubu’nun 64 yıllık köklü geçmişi olan bir sanayi grubu olarak, bu ülkede sadece işveren değil, değer veren olmaya odaklandığının da altını çiziyor. Rana Birden ile “değer veren” olmanın önemini konuştuk:

Yaptığımız her iş birilerinin hayatını iyileştirsin istiyoruz

“Girişimcilik alanında öncü, insana ve çevreye saygılı, Kale Ailesi’ne ve topluma sürdürülebilir değer katan itibarlı şirketler grubunda olmanın sorumluluk bilinciyle yaratıcı ve ilham veren projeler üretmeye devam edeceğiz. Kurumsal sorumluluk anlayışını değil kurumsak zorunluluk anlayışını benimsiyoruz. Kale Grubu olarak tasarım, teknoloji ve insan odağı her zaman saç ayağımız oldu. Teknolojinin araç, insanın mutluluğunun ve refahının amaç olduğu, pozitif etki yaratan, sürdürülebilir ve döngüsel projelere inanıyor; ekosisteme yatırım yapıyoruz. Yaptığımız her iş, attığımız her adım birilerinin hayatına dokunsun ve iyileştirsin istiyoruz.”

İnsanlara umut ve ilham veren şirket olmak

“Pandemi öncesinde tek amacı hissedarlarını mutlu etmek olan pek çok şirket, artık tüketicinin de dayatmasıyla toplum için daha fazlasını, nasıl yapabileceğini düşünmeye yöneldi. Evet, bugün şirketler insanı odak noktalarına alarak hayatı iyileştirecek adımlar atmalı ve sürdürülebilir geleceğe katkı sağlamalı. Bir şirket/marka daha güzel bir gelecek için insanlara umut aşılayan ve ilham veren noktasında olursa insanların kalplerinde her zaman yer edinir. Liderlerin, yalnızca hissedarlara değil; aynı zamanda müşterilerine, tedarikçilerine, çalışanlarına ve topluma hizmeti, misyon edinmeleri gerekiyor. Bu, son yıllarda yükselişte olan paydaş kapitalizmi söylemlerinin de temelini oluşturuyor. Biz bu farkındalığa çok önceden erişmiş bir grubuz. Bu farkındalık ve anlayışla kurguladığımız itibar projelerimizle birbirimize, işimize, kentimize, ülkemize değer katmayı ve etkimizi sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. Bu yıl beşincisini gerçekleştireceğimiz İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programıyla sosyal girişimcilik ekosistemini desteklemeye yönelik çabamızı da bu kapsamda değerlendiriyoruz.”

Kale’nin içine de bakıyoruz

“Bu yıl kuruluşunun 30. Yılını kutladığımız Kale Seramik Vakfı ile gençlere meslek edindiriyor, ustaların kalifiye özelliklerinin gelişmesine destek veriyor, yurdun dört bir yanındaki çocuklar için okullarını yeniliyoruz. Günümüze kadar 3 binin üzerinde çocuğun yaşamında anlamlı bir fark yaratmış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Tüm bunların yanı sıra projelerimizi kurgularken/hayata geçirirken sadece dışa dönük değil Kale’nin içine de bakmayı unutmuyoruz. Neler yapabileceğimize dair yenilikçi fikir üretmek, umudu yeşertmek ve harekete geçmek gibi bir sorumluluğumuz var. Bu kapsamda, geçen kasım ayı itibarıyla başlattığımız ‘Kale Gönüllüleri Platformu’ aracılığıyla, gönüllülüğün bir felsefe ve yaşam biçimi olarak benimsenerek, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda daha eşit, adil ve müreffeh bir dünya için kolektif çalışmanın hepimize iyi geleceğine inanıyoruz.”

“İnsanlar en çok iş dünyasına güveniyor”

“Yaşadığımız son küresel salgın süreci, hepimiz için bir uyanma ve farkındalık evresi oldu. Karşı karşıya kaldığımız tüm riskleri ve fırsatları, ortak akıl ve empatiyle kavrayıp geleceği yeniden kurgulayacağız. Tabii burada en önemli unsur ‘güven’ kavramı… Ocak ayında yayınlanan Edelman Trust Barometer Raporu hepimiz için çarpıcı bir sonuç ortaya koydu. Araştırmaya göre, geleneksel liderler ve devletler çok ciddi güven kaybı yaşıyor. İnsanlar en çok iş dünyasına güveniyor ve CEO’ların toplumsal meselelerde de liderlik etmesini beklediklerini söylüyor. Bizim her zaman vurguladığımız gibi, iş liderlerinin egosistemden kurtulup ekosisteme geçiş yapmaları kaçınılmaz. Toplulukların ihtiyaçlarına ve isteklerine kulak vermeyi, dinlemeyi ve deneyimlemeyi öğrenme zamanı… Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’muz Zeynep Bodur Okyay’ın duyarlı ve sorumlu liderlik anlayışını faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda ve attığımız tüm adımlarda hissediyoruz. Bir sanayi şirketi olarak insana ve çevreye saygılı, topluma sürdürülebilir değer katan itibarlı şirketler grubunda olmanın sorumluluk bilinciyle yaratıcı ve ilham veren projeler üretiyoruz.”