ABD’de faizlerin düşmesi başka bir bahara mı kaldı?

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM

ABD’deki enflasyon gelişmeleri karşısında Fed’in söylemlerinde de belirgin bir değişim görülmeye başlandı. Bu bağlamda hafta başında Fed Başkanı Powell ilk defa enflasyon oranının Fed’in hedefi olan %2 seviyesine gerilemesinin beklenenden daha uzun bir süre alacağını bir nevi “itiraf” etti. Bu tabi aynı zamanda politika faizi seviyelerinin de tahmin edilenden daha uzun süre yüksek seyredeceği anlamına geliyor. (Halen Fed faiz oranı son 23 yılın en yüksek seviyelerinde.) Halbuki daha 4 ay öncesine kadar piyasalar bu sene faizlerin oldukça hızlı bir şekilde (6 defaya kadar) düşürüleceğini satın almaktaydı. Şimdi ise en iyi beklenti 3 kere, ve başlangıcı da Haziran’dan önce değil. (Bence bu bile oldukça iyimser.)

Fed’in yaklaşımındaki değişikliğin ana nedenleri ekonomik aktivitenin beklenenden daha canlı kalması, işsizlik oranının %3.8’e gerilemesi ve manşet enflasyonda görülen %0.4’lük artış. Şahsen yüksek politika faizine rağmen henüz istenen soğutmanın elde edilememiş olmasında Biden’ın uygulamakta olduğu seçim ekonomisinin de etkisi olduğunu düşünüyorum. Ama az, ama çok her ülkede bir seçim ekonomisi uygulanır. ABD de bu geçerli. Biden da nihayetinde bir seçim ekonomisi uygulamakta. ABD’nin bütçe açığı 2020-21 kovid yıllarına göre düşük kalmakla birlikte göreceli olarak yüksek seyretmeye devam ediyor. (Bu bağlamda son günlerde ABD borç stoğu üzerinden ortaya atılan alarmist analizlere prim vermiyorum. Ancak kamu harcamalarındaki artışın enflasyona etkisi olur, ve olacaktır. Şöyle düşünelim: bugünkü faiz seviyelerinde ABD ekonomisinde normal şartlarda yatırım ve/veya tüketim harcamaları daha düşük olacaktı. Ama kamu harcamaları sayesinde toplam harcamalar olması gereken denge değerinin üzerinde seyrediyor.)

Borsalarının da geldiği seviyelere bakınca ABD ekonomisinin durumunun 2000 yılı “dot.com” kriziyle benzerlikler gösterdiği bile söylenebilir. O zamanlar da yeni palazlanan internet şirketlerinin öncülüğünde borsalar çok şişmiş, ve sonrasında bir çöküş ve resesyon meydana gelmişti. Bugün de borsalarda “AI” ağırlıklı bir aşırı coşku söz konusu. Ayrıca hatırlamakta fayda var, ABD ekonomisinde son 50 yılda görülen 6 resesyonun tamamının 9-12 ay öncesinde verim eğrisi eksiye düşmüş, diğer bir ifadeyle uzun vadeli faizler kısa vadeli faizlerin altına gerilemişti. Bugün de aynı durum fazlası ile mevcut. 22 aydan beri verim eğrisi ekside. (Esasen, piyasalarda böyle bir durumun oluşması Fed’in sıkı bir para politikası izlediği ve orta-uzun vadede enflasyon oranının düşmesiyle birlikte faizlerin de gerilemesinin beklendiği anlamına geliyor. Halihazırda ABD 10-yıllık devlet tahvili faizlerinin reel getiri beklentisi %2 civarında. Kovid sırasında bu beklenti %-0.40’a kadar gerilemişti.)

Öte yandan, şöyle bir iddiada da bulunulabilir: Fed 2004 yılından beri “ileriye dönük rehberlik” (forward guidance) adını verdiği bir yöntem izliyor, ve bu yöntem sayesinde nasıl bir para politikası izleyeceği konusunda ileriye dönük yönlendirme yapıyor, bir bakıma piyasayı önden hazırlıyor. Böylece de resesyon olma ihtimalini de ortadan kaldırıyor. (Fed 1994 yılına kadar neredeyse tam aksi bir politika izleyerek para politikasının sürpriz etkisinin daha önemli olduğu inancıyla politika kararlarını açıklamıyor ve yatırımcılar, her toplantıyı takip eden günlerdeki açık piyasa işlemlerinin boyutu ve türüne göre para politikasındaki değişiklikleri tahmin etmek durumunda kalıyorlardı.) Ancak, son günlerde Fed “forward guidance” fonksiyonunu da oldukça yitirmiş durumda. Powell, bir gün “enflasyon düşüyor” diyor, ertesi gün “düşene kadar faizleri yüksek tutacağız” diyor.

  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar