Akaryakıt fiyatları tüm dünyada artıyor diyen varsa buyursun kanıtlasın!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Mart ayının ortasındayız ve akaryakıt fiyatlarında son bir yılda kaydedilen artış çok fena, çok! Bir yıllık artış benzinde tam yüzde 105, motorinde ise yüzde 100 düzeyinde...

Bu artıştan söz ettiğinizde siyasetçilerden “Ama petrol ürünleri tüm dünyada büyük zam gördü, yalnızca bizde artış yok ki, tüm ülkelerde böyle” itirazını duyacağınızdan hiç kuşkunuz olmasın.

Siyasetçi gerçeğin böyle olmadığını bildiği halde bunları söylüyor. Acı olan, siyasetçinin her söylediğini sorgusuz sualsiz, “Acaba gerçek farklı olabilir mi, acaba kandırılıyor muyum” diye hiç düşünmeden olduğu kabul edenlerin varlığıdır.

Biz dönelim verilerin ne söylediğine...

Benzin ve motorin fiyatlarının son on yılın mart ayı ortasındaki durumunu gösteren detaylı bir tablo oluşturduk. Mart ayının ortasını almamızın nedeni bugünden geriye doğru birer yıllık dönemleri görmek, başka bir neden yok.

Tabloyu şöyle okumak gerekiyor.

Ton fiyatı olarak verdiğimiz fiyatlar, İtalya’nın Cenova kentindeki ürün borsasında oluşan fiyatları gösteriyor. Türkiye’deki pompa fiyatları hesaplanırken bu borsadaki fiyatlar esas alınıyor. Ton başına oluşan bu fiyatlar, o günün dolar kuruyla çarpılıyor, rafineri ve bayi kârı ile vergi ekleniyor, bulunan tutar litreye çevriliyor ve sonuçta pompa fiyatına ulaşılıyor.

Tabloda 2014 yılını başlangıç alıp son on yılın değişimini çıkardık.

Önce son bir yıl...

Girişte de belirttim, geçen yılın mart ayı ortasından bugüne kadarki son bir yılda benzine yüzde 105.3, motorine yüzde 99.7 zam geldi.

Peki acaba bu bir yılda bizdeki fiyatların oluşumunda temel alınan Cenova’daki fiyatlar ne kadar arttı? O fiyatlar da yüzde 100 dolayında artış gösterdi mi?

Siyasetçilerden bu soruya “Evet” diyen çıkar mı, muhtemelen çıkar.

Aslında keşke çıksa; çıksa da şu veriler karşısında yüzlerinde nasıl bir ifade belirir, görsek!

Son bir yılda Cenova borsasında benzin fiyatı yalnızca yüzde 5.4, motorin fiyatı yüzde 2.7 arttı.

Yüzde 5.4 ve yüzde 2.7!

Benzinin toptan fiyatı yüzde 5.4 artıyor, bizde pompa fiyatı yüzde 105.3 yükseliyor.

Motorinin toptan fiyatı yüzde 2.7 artıyor, bizde pompa fiyatı yüzde 99.7 artış gösteriyor.

Bu veriler ortadayken siyasetçi çıkıp “Ama tüm dünyada böyle, hatta oralarda akaryakıt istasyonlarında kuyruk var, akaryakıt bulamıyorlar bile” türü açıklamalar yapabiliyor. Bu açıklamalar da alıcı bulabiliyor.

Zaten alıcısı olmayan mal üretilir mi?

Ya on yılın toplamı?

Fiyat artışındaki yurt dışı-yurt içi dengesizliği yalnızca son bir yılda kendini göstermiyor ki...

Son on yıla bakalım...

2014’ün mart ayı ortasından bu yılın mart ayı ortasına kadar geçen on yılın toplamına...

Bu on yılda Cenova’daki toptan fiyat benzinde ne kadar mı artmış? Yok yok artış yok, toptan fiyat yüzde 9.8 gerilemiş. Evet, benzinin toptan fiyatı on yılda yüzde 9.8 gerilemiş. Ama, bu on yılda bizdeki artış ne kadar, tam yüzde 728!

2014 ortasında 5 lira olan benzin, şimdi 42 lira.

Aslında benzinin 2014’te 996 dolar olan ton fiyatı 2020’de 290 dolara kadar düşmüş, bu sayede söz konusu dönemde yurt içi fiyatı 5 liradan yalnızca 5.48’e çıkmış. Zaten asıl artış daha sonraki dönemde.

Motorin de aynı...

Motorinde de benzindekine benzer bir durum var.

Motorinin yurt dışındaki toptan fiyatı on yılda yüzde 9.7 gerilemiş, buna rağmen yurt içindeki pompa fiyatında yüzde 781 oranında artış olmuş.

İşte “Ama yurt dışında da böyle” diyenlere karşı gerçeği arayana malzeme!

Yurt dışında böyle değil! Oradaki zamlar çok çok düşük, hatta dönem dönem gerileme bile var.

Peki bizde benzin ve motorinde niye kallavi zamlar var?

Ah o dolar yok mu, dolar?

Hani “Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan” denir ya... Bizdeki enflasyon-dolar bağlantısı da biraz öyle...

“Enflasyon mu dolardan, dolar mı enflasyondan?”

Temelde yanlış politikalardan, aslında politika bile denilemeyecek uygulamalardan...

Sonuçta kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi gibi, enflasyon artar, dolar onun peşine takılır; bu sefer dolar artar enflasyona yol açar ve kısır döngü sürüp gider.

Ama olan işte akaryakıt fiyatlarına olur; fiyat yurt dışında dolar bazında değişmese bile değer kaybeden TL yüzünden içeride fiyatlar tırmanır.

Tablonun son iki sütunu dolardaki durumu gösteriyor. Son on yıldaki artış yüzde 1.339 düzeyine ulaştı.

Zammı hükümet yapmaz ama zamdan hükümet sorumludur

Hani daha çok sağlık alanında kullanılan bir kalıp vardır ya, “Şu konuda doğru bilinen yanlışlar” gibi... Ekonomide bunun en tipik örneği akaryakıt fi yatlarında yaşanıyor. Akaryakıtla ilgili doğru bilinen yanlış, akaryakıt fi yatlarını hükümetin belirlediğidir.

EPDK ara ara işgüzarlık yapıp zamma müdahale ederek o görüntüyü verse de, akaryakıt fi yatlarını hükümet belirlemez. Akaryakıt fi yatları girişte detaylı olarak anlattığım gibi İtalya’nın Cenova kentindeki ürün borsasında oluşan fi yat temel alınarak bir formülle hesaplanır ve bir anlamda kendiliğinden oluşur.

Hükümet, akaryakıt fiyatını belirlemez ama fiyat oluşumunda çok belirgin bir etkiye sahiptir.

Cenova’daki fiyat doğal olarak dolar cinsindendir. Bu fiyat TL’ye çevrilirken kullanılan döviz kurunu belirleyen tabii ki hükümetin politikalarıdır.

Bu kadar da değil... Akaryakıttan alınan vergileri tayin eden de hükümettir.

Fiyatların üç beş günde bir değişmesi karşısında “Akaryakıta yine zam yaptılar” diye hükümeti eleştirmek doğru değildir.

O zammı hükümet yapmamıştır, oturup bu yönde bir karar almamıştır. Ama döviz kurunun artmasına yol açacak politikalar uygulayarak ya da yine dövizin artmasını önleyecek bazı adımları atmayarak bu zammın oluşumuna meydan vermiştir.

Önce bu gerçeği bir görelim, kabul edelim. Akaryakıt fi yatının oluşumu konusunda doğru bilinen bu yanlıştan kurtulalım. Akaryakıt fi yatı bu anlamda sonuçtur; yanlış olan, hükümetin ekonomi bilimine aykırı uygulamalarıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar