Aman petrol, canım petrol
1980 yılında Hollanda’da katıldığımız Eurovision şarkı yarışmasında Türkiye’yi “Petrol” şarkısıyla Ajda Pekkan temsil etmişti. Gerçi 23 ülke arasında 15. olmuştuk ama bu şarkı sözleriyle, müziğiyle, “aman petrol, canım petrol” nakaratıyla uzun süre dillerimizden düşmemişti. 1970’li yıllarda yaşanan petrol krizi sonrası petrolün varili yaklaşık 6 dolardan 45 dolara çıkınça Türkiye’de ve tüm dünya’da çok ciddi bir enflasyon dönemi başlamış, hatta 1970’lerin sonunda birçok başka faktörle de birleşince krizle de sonuçlanmıştı.
O dönemden bu yana en büyük ithalat faturalarımızdan birisi olan petrol, inişli çıkışlı fiyatıyla hayatımızı etkileyen en önemli unsurlardan birisi oldu. Yaşadığımız iklim krizinin etkisiyle, petrol bir süre sonra hayatımızdan büyük oranda çıkmaya fakat bundan önce fiyatlarında yine yukarı yönlü bir hareket yapmaya aday görünüyor.
Petrol fiyatları son 50 yılda çok geniş bir aralıkta dalgalandı. 1990’ların sonunda varili 9 dolara kadar inen petrol fiyatı, 2008 krizi öncesi 140 doları geçmişti. 2014 yılında 30 doların altına gerileyen petrol fiyatları, 2020 yılında pandemi nedeniyle düşen talep sonucu çok kısa da olsa negatif fiyatları gördü. OPEC’in hamleleri ile dengelenmeye başlayan fiyatlar, bu yıl başından itibaren tekrar tırmanışa geçti. Bugünlerde 70 dolarlar civarında dalgalanıyor. Geldiğimiz noktadaki dinamikler petrol fiyatlarının yukarı yönü zorlayacağına işaret ediyor.
2008 krizi öncesi petrol fiyatlarının aşırı yükselmesi, üretime yönelik yeni yatırımları arttırmış, arz kapasitesini büyük oranda genişletmişti. 2014 yılındaki fiyat düşüşünden sonra petrol piyasasındaki yeni yatırımlar gerilemeye başladı. Petrol fiyatlarına baskı yapan kaya gazı üretimindeki artış da gerilemeye başladı. Kaya gazı üretimi, yeni yatırımlarla artabilen bir üretim yapısına sahip. Özellikle pandemi etkisiyle de azalan talep sonucu, kayı gazı yatırımları iyice gerilemiş durumda. Pandemi öncesi yılda 2 milyon varil artan kaya gazı üretimi, yarım milyon varile geriledi. Petrol üreticlerinin arz kapasitesini düşürmesinin bir başka nedeni de iklim krizi göstergelerinin iyice artması ve 2015 Paris İklim Anlaşması sonrası planlarını revize etmesidir. Yakınlarda Hollanda’da alınan mahkeme kararıyla, Shell şirketinin karbon salınımı azaltma yönünde önlem almaya zorlanması ve ardından şirketin üretimi kısmaya yönelik açıklamaları da arz tarafında olası yeni azalmalara işaret etmektedir.
Petrol fiyatlarını yukarı itmeye başlayan nedenlerden birisi bahsettiğimiz arz kapasitesindeki düşüşler görünüyor. İkinci neden ise talepteki güçlenme. Pandeminin başında başta havayolları olmak üzere birçok sektörde hızla gerileyen petrol talebi, önce imalat sanayinin doğrudan ve dolaylı etkisi, sonra aşılamanın etkisiyle toparlanma eğilimine giren ulaştırma talebiyle artmaya başladı ve petrol fiyatlarını yukarı itmeye başlayan bir başka unsur oldu. Turizmdeki canlanmayla beraber, bu talebin önümüzdeki dönemde çok daha hızlı artacağını beklemek yanlış olmayacaktır. Kısa vadede talebi artırmaya aday bir başka unsur, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde yükselen orta sınıfların artan otomobil ve seyahat talebi. Bu ve benzer ülkelerin elektrikli araçlara geçişinin zaman alacak olması, bu beklentiyi doğuruyor. Eninde sonunda tüm ülkeler elektrikli araçlara geçmeye zorunlu kalacak olsa da kısa vadede petrol talebi üzerine baskı gelmesi daha olası görünüyor.
Yale Ünivesitesi’nden Nobel ödüllü William Nordhaus, iklim değişikliği ile mücadelede ekonominin tek temel gerçek içerdiğini söyleyerek, etkin olabilmesi için ekonomi politikalarının karbon fiyatlarını arttırması gerektiğini vurguluyor Büyük ölçüde katıldığımız bu görüş, kısa vadede petrol fiyatlarına baskı yapabilecek bir başka gerçeğe işaret ediyor. Yenilenebilir enerjiye geçişte fosil yakıt fiyatlarının önce artması, yenilenebilir enerjinin görece ucuz kalmasıyla bu tür teknolojilere geçisi hızlandırabilecek bir politika çerçevesi de çok uzak ihtimal görünmüyor.
Sonuç olarak, hem arz hem talep yönlü faktörlerle 1970’lerde hayatımıza daha fazla giren petrolün, hayatımızdan büyük oranda uzaklaşmadan önce son bir fiyat yükseliş döngüsüne girme ihtimali artıyor. Bu gelişmelerin petrol üreten ve çevresindeki ülkeler ile birçok sektörün gelişimine ciddi etkileri olacaktır.