İki bayram arasında yaşadığımız küresel fırtına hız kesmeye başladı

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Bayramda içeride ekonomiyi konuşmayı bir süreliğine bıraktık. Dünya ekonomisi ise önümüzdeki süreç dinamiklerini etkileyecek gelişmeleri yaşamaya devam ediyor.

Ramazan Bayramı sonrası 2 Nisan tarihinde Trump’ın aşırı yüksek tarife oranlarını açıklamasıyla başlayan süreç kısa bir süre sonra gerek ABD’de yükselen protestolar, gerek tarifelere karşı başlatılan hukuki süreçler,  gerek dünyadan gelen misillemelerin  Trump’ı geri adımlara zorlamasıyla terse dönmeye başladı. Önce Çin dışındaki tüm ülkelere getirilen tarifelerin %10’a indirilmesi, sonra Çin’e karşı %145 oranına yükseltilen tarifelerin %30’lara çekilmesi ile görece daha yönetilir bir noktaya doğru gelindi.

 

ABD-Çin geriliminde olumlu gelişmeler

Kurban Bayramı’na başladığımız günlerde ABD Başkanı Trump‘la Çin lideri Şi arasındaki görüşmelerin iki ülke arasındaki ticaret savaşını daha da yumuşatma olasılığını artırmasıyla küresel finansal piyasalarda daha pozitif bir hava esmeye başladı. İki bayram arasında yaşadığımız küresel fırtına görece dinmeye başladı. Bu süreç küresel ekonomide başta ABD olmak üzere acaba resesyona mı girecek yoksa stagflasyon olasılığı artıyor mu gibi çok doğal tartışmaları da getirdi. Özellikle borsalardaki düşüşün yarattığı servet etkisi talep daralmasıyla daha olumsuz bir tablo yaratabilirdi. Fed‘in hızla faiz indireceği bir döneme gireceğimiz, Trump’ın bastırmalarına Powell’ın direnip direnemeyeceği çok konuşuldu, konuşulmaya da devam ediyor. Fakat geri adımların hızla atılması ve özellikle ABD ekonomisinin büyüme konusundaki direnci bu tartışmaları gittikçe dindirmeye başladı. ABD ekonomisi sadece büyüme konusundaki direncini değil, bu süreçte enflasyon yaratmama konusunda da direncini gösterdi.

 

ABD yüksek büyüme düşük enflasyon patikasında kalmaya devam ediyor

ABD’den gelen istihdam rakamları büyüme konusunda kaygıları daha da azalttı. Mayıs ayında 137.000 tarım dışı istihdam yaratan Amerikan ekonomisinin işsizlik oranı %4,2 gibi tarihi düşük seviyede kalmaya devam etti. Tüketici güveninde tekrar toparlanma,  öncü büyüme göstergelerinde olumlu sinyaller gelmeye devam ediyor. Atlanta Fed’in şimdi tahmini yöntemi ile yaptığı projeksiyonlara göre bu yılın ikinci çeyrek büyüme oranı ABD’de %3,8 olarak öngörülüyor. Piyasa tahminleri %1,2 civarında şekillenmişti. ABD ekonomisi için %3,8 oldukça güçlü bir büyümeye işaret ediyor.

Enflasyon verileri risk yaratmayacak seviyede kalmaya devam ediyor. Cleveland Fed’in yine şimdi tahmin yöntemiyle yaptığı enflasyon projeksiyonu yıllık enflasyonun bugün  %2,4 olarak açıklanacağına işaret ediyor. Tarifelerin bir kerelik enflasyonist etkisi olsa bile teknolojik gelişmelerle ortaya çıkan verimlilik artışının ve küresel yavaşlamaya bağlı olarak baskı altında olan büyüme oranlarının emtia fiyatlarını baskılamaya devam etmesinin enflasyonist baskıları  çok ortaya çıkarmayacağını bu satırlar da çok sık dile getirdik.  Büyük savaşlar ya da pandemiler gibi arz yönlü şoklar yaşanmadıkça enflasyonun baskı altında kalmaya devam edeceği yönündeki görüşlerimizi koruyoruz.

 

Fed bu yıl hiç faiz indirmeyebilir

Bu durumda Fed’in ne yapacağı önemli bir soru işareti olarak karşımızda duruyor. Görüşümüz Fed’in bu yıl uzun süre faiz indirimine gitmemesi hatta hiç indirim yapmaması  yönünde şekilleniyor. %4’e yakın büyümesi olan bir ekonominin hala netleşmemiş belirsizlikler ve tarife savaşlarının olduğu bir süreçte enflasyonist risklerinin aşağı değil yukarı yönlü olduğu açıktır.  Fed’in bu tabloda faiz indirerek gerek enflasyonist baskıyı arttırması gerek doların değer kaybını daha fazla tetiklemesi çok gerçekçi görünmüyor. Bu çerçevede önümüzdeki süreçte Fed’in faizlere dokunmaması, sabit tutmaya devam etmesi olasılığı daha yüksek senaryo gibi görünüyor.

Yılın ikinci yarısı son 2-3 aya göre daha sakin geçebilir. Büyüme beklentilerinin toparlanıp, enflasyon beklentilerin muhtemelen azalacağı bir sürece giriyoruz.

 

Riskler azalsa da hâlâ güçlü

Bununla birlikte, hala ciddi risklerin olduğunu da unutmamak gerekiyor. Şu andaki indirilmiş tarife oranları bile kalsa ABD’nin uyguladığı tarifeler ikinci dünya savaşından bu yana en yüksek oran olan yüzde 14-15’ler civarına yaklaşmış durumda. Bunun küresel ekonomide yaratacağı büyüme baskısının bazı ülkelerde daha fazla hissedilme olasılığı ve buna bağlı olarak kredi risklerinden borç krizine kadar olası potansiyelleri barındırdığını unutmamak gerekiyor. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hâlâ sonuca ulaşılamaması, Elon Musk ile Trump arasındaki söz düellosunun nerelere ulaşabileceği ciddi risklerden bazıları olarak karşımızda durmaya devam ediyor.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Piyasalar notu verdi 09 Nisan 2025